9; peace sells

11.5K 1.2K 576
                                    

9 // üflersin geçer

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9 // üflersin geçer.

+

Hayatımda ilk defa askılara neden askı dendiğini farkediyordum çünkü on beş dakika boyunca giysileri deneyip kanara attıktan sonra tek yapmak istediğim şey askılardan birini gardrop kapısının tepesine asmak, ortasından kafamı geçirmek ve ağırlığımı olduğu gibi yere bırakmaktı.

Tamam, Jungkook'un dolabı Blue Jeans dergilerinden fırlamış gibi görünen kıyafetlerlerle doluydu ve kabul, beni bir süredir idare ediyordu, beden farkımız öyle barizdi ki bir süre sonra içine düştüğüm tişörtlerinden birkaçını rahat gecelikler olarak kullanmaya bile başlamıştım.

Ancak şimdi.

Şimdi sahneye çıkacaktım ve çuval yakıştırmaları yüzünden kendi oversize tişörtlerimi bile yakacak durumdaydım.

Üzerime oturan hiçbir şey yoktu, tişört sayısı öyle azdı ki normalde ona bile bol gelen kolsuz tişörtlerine yanaşamıyordum. Kıyafetlerim kirliydi, Jungkook günler önce yan sokaklardan birinde bulunan çamaşırhaneye gideceğimizi söylemişti ama sahne ve grup provalarıyla öyle meşguldük ki on dokuz yıllık hayatımda yaşamın yirmi dört saatten oluştuğunu yeni farkediyordum.

Yapacak bir şeyimin olmadığını kabullenerek aceleyle Johnny Cash'in ikonlaşmış tütün batağındaki pozlarından birini taşıyan tişörtü üzerime geçirdim, muhtemelen kameramanı düzdükten sonra yaktığı keyif sigaralarından biriydi ama üzerine düşünecek vaktim yoktu, kıyafetleri giyip çıkarırken yeterince daralmışken bir de geç kaldın sızlanışlarına katlanmak istemiyordum.

Geçtiğimiz günlerde yolları az çok ezberlediğimden Jungkook bakıcılık görevinden istifa etmişti. Ne olduğunu bilmediğim günü birlik işlerinden birindeydi, sahne saati geldiğinde barda buluşmak için sözleşmiştik ve işe gideceğini söylediği her anda artık bir iş bulmam gerektiğini ima etmese bile böyle hissediyor, küvetin içine yatıp kendimi boğma istediğimi bastıramıyordum. Gazeteden birkaç yer işaretlemiştim, güya dün görüşmeye gidecektim.

Bir şeyleri ertelemek bir gün başıma büyük iş açacaktı.

Ayakkabılarımı hızlıca ayağıma geçirirken bir yandan da yerdeki kot ceketime uzanmaya çalıştığımdan dengemi kaybedip düştüm ve küfrettim, kapıdan çabucak çıkarken yaşadığı gecekondu mahallesine bir kez daha lanet ediyordum çünkü o kadar çok sokak ve ara mahalle vardı ve hepsi de birbirine benziyordu ki, kendimi on beş metrekarelik bir alanda yolunu bulmaya çalışan küçük bir karınca gibi hissediyordum.

Namjoon'la geçen akşam oturduğumuz merdivenlerin basamaklarından çıkarken ayağım takıldığında son anda demire tutundum, acele hareket ettiğimde elim ayağıma dolaşıyor, sonum benzer bitiyordu ama beni yıldırmasına izin vermeyecektim, bugün yüksek maaşlı mekanda çalıyorduk, gerekirse bacağımı kırar, o sahneye çıkardım.

fountain drink & mountain dew ;; jjk & kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin