Jake, elindeki kalem ile sırasını karalayarak dudağını kemiriyordu. Son bir haftadır hiç uyumamıştı ve tek yaptığı TRM ekibinden gelen o mesaj ile bakışmaktı. Jake yine telefonunu açtı ve bu hafta zibilyon kere okuduğu o mesajı okudu
TRM: Merhabalar Jake Sim!
Ekibimizin desteği ile tek bir mesaj sayesinde hayatınızı değiştirmek ister misiniz?
Talebinizi iletebilirsiniz!
İyi günler.Jake bunun bir teklif değil de, bir tehdit olduğunun farkındaydı. Elinde bir şans vardı ve bunu doğru kullanmalıydı. Ne yaparsa yapsın hayatının sonlanacağını biliyordu.
"Merhaba hocam. Dersinizi bölüyorum. Müdürümüz Jake'i odasına çağırdı."
Heeseung kafasını sınıf kapısından uzatıp konuştuğunda hocanın onayını aldı. Jake yavaş adımlarla sınıf kapısına ilerledi ve Heeseung ile oradan çıktı.
"Gel buradan." Oğlan, Jake'in kolundan çekiştirdi.
"Ama müdürün odası diğer koridorda?"
Heeseung oğlanı kütüphane sürüklerken "Oraya gitmiyoruz aptal." dedi.
Kütüphane kapısından içeri girdiklerinde, Jake gördüğü manzara yüzünden oldukça şaşırmıştı. Bomboş kütüphanede bir masa, etrafında toplanmış oğlanlar kafalarını ikisine çevirdi. Jay, Sunghoon, Niki ve Sunoo.
Herkes oldukça gergindi. "Evet hepimiz burada olduğumuza göre şu işe girişelim."
Jake sinirle kaşlarını çattı. "Ne işi? Hem sizin beni dışlamamanız için illa aramızdan biri mi ölmeliydi yani?"
Sertçe Jay'in karşısına oturdu ve alayla devam etti. "Ahaha, en yakın arkadaşlarım artık beni dışlamıyor ve aralarına alıyorlar. Ne büyük şeref. Yaşasın!"
Sunoo gözlerini devirdi ve öne atıldı. "Cidden şuan derdin bu mu? Biz onca şeyi seni korumak için yaptık. Ne bu küstahlık?"
"Sunoo, onun üstüne gitme. Kim olsa bu durumda kırılırdı. Empati kurun." Niki yavaşça konuşmaya başladığında Sunghoon sinirle kıkırdadı. "Niki. Buraya milletin avukatlığını mı yapmaya geldin?"
Niki duydukları karşısında sinirle soludu ve yüzünü Sunghoon ile aynı hizaya getirip "Bunu minik sevgilisinin avukatlığını yapan bir ahmak mı söylüyor?" dedi. Sunghoon'nun kaşları iyice çatılmıştı, tam karşılık verecek iken Jay lafa atladı.
"Ciddi misin Niki? Bunu bari sen söyleme Bay Sınıf Birincisi. Artık babandan dayak yemiyorsundur ha. Ne güzel demi Jungwon yok falan."
Niki "Yah!" diye bağırdığı sırada Heeseung Jay'e yanıt verdi. "İki yüzlü olmak nasıl bir his? Eğer o gün beni yaralamana izin vermeseydim orada Jungwon'u öldürürdün. Yine aramızda olmazdı yani. Bu yüzden asıl sen hiç konuşma Bay Katil!"
Oğlanlar iyice birbirlerinin üstüne gitmeye başladığında Jake bıkkınca bir nefes verdi.
"Kapatın çenenizi!"
Hepsinin kafası yeniden oğlana dönmüştü. "Evet hepimiz yıprandık. Evet hepimiz haklı veya haksız durumdayız. Fakat şuan bunları konuşmanın vakti değil. Jungwon'un neden bu duruma geldiğini ve beni sizden korumaya çalıştığını o kadar iyi anlıyordum ki. Asıl canavar sizsiniz."
Oğlanın göz yaşları her kelimesinde yanaklarına düşüyordu. Titreyen eliyle ağzını kapattı ve arkasına yaslandı. "Neden Jungwon'un seni seçtiğini anlıyorum. Cidden aramızda en iyisini hak eden sendin."
Heeseung başını ellerinin arasına gömdü ve ağlamasını saklamaya çalıştı. Jay ise kravatını gevşetiyordu. Sunoo destek vermek istercesine Sunghoon'un elini tuttu. Oğlan, Sunoo'ya buruk bir gülümseme sundu. Niki "Keşke Jungwon burada olsaydı." dedi ve sakince bir sandalyeye oturdu.
Jake göz yaşlarını silip ayağa kalktı. "Evet benim bir planım var. Dün gece çok düşündüm. Birini geri hayata döndürmenin tek yolu var sanırım. O da TRM ile anlaşma yaparken talep olarak kurtarmak istediğimiz kişinin adını vermek..."
-----------
3 ay önce
Nişan gecesinden sonraki geceJungwon, arkadaşına çantasından çıkardığı yiyecekleri gösteriyordu heyecanla. "Bak anneme krep yaptırdım. Sen seviyorsun diye."
Kolundaki serum ve karnındaki sargıyla hastane yatağında uzanan Heeseung gülümseyerek kafasını salladı. "Özellikle anneninkiler enfes oluyor. Teşekkürlerimi ilet daha sonra."
Jungwon sahte bir neşeyle sandalye çekip yanına oturdu. İçten içe çok fazla vicdan azabı çekiyordu.
Heeseung oğlanın elini tuttu. "Bu ikinizinde suçu değil dostum. Zor bir dönemden geçiyoruz."
Jungwon gülümsemeye çalıştı. "Ee ilk aile yemeğiniz nasıldı. Oradan geliyorsun değil mi?"
Oğlan başını salladı. "Evet diğer iki kardeşimin arasındaki aşk hikayesini bile öğrendim garip bir akşamdı."
Heeseung kendini tutamadan kahkaha attı. "O ikisini hiç birlikte hayal etmezdim. Umarım mutlu olurlar."
"Annemler nişan evresini evliliğe taşırsa o mutluluk biraz yalan olabilir."
O sırada Jungwon'un telefonuna bir bildirim geldi. Oğlan telefonu açıp bildirime tıkladı.
TRM: Merhabalar Yang Jungwon!
Ekibimizin desteği ile tek bir mesaj sayesinde hayatınızı değiştirmek ister misiniz?
Talebinizi iletebilirsiniz!
İyi günler.Oğlan anlamsız bakışlarla ekrana baktı. "Kimden gelmiş?"
Jungwon omuz silkip sonu olmayan yalanlarından bir tanesini daha dostuna söyledi. "Hiç, annem kreplerini beğenip beğenmediğini sordu."
Fakat oğlan arkadaşının oldukça zeki olduğunun farkında değildi. Hemde yalan söylediğini anlayacak kadar.
-------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
be sacrificed | enhypen
FanfikceJake, birkaç aydır kayıp olan eski dostu Jungwon'un telefonunu bulur.