BÖLÜM 20

608 74 3
                                    

{Jin}

Uzun süredir  anksiyete krizi yaşamıyordum ama onu tekrar gördüğümden beri geri başladı.

Günün ilk anksiyete atağını geçirdiğim banyodan çıktım, solgun ve cansız görünüyordum, şirketin koridorlarında yürüyordum kimse yoktu, herkes ofisinde kendi işine bakıyordu.

Çantamda günlüğüm olmadığını farkettim. Kelimenin tam anlamıyla ruhumun bedenimi terk ettiğini hissettim, hızlıca giyinme odasına koşmaya başladım, umarım kimse onun içinde ne olduğunu görmez.

Kapıyı açtığımda Namjoon'un yerde oturup hıçkıra hıçkıra ağladığını görünce kalbim paramparça oldu. Odada olduğumu fark edince boynumdan tutup duvara doğru itti.

"Neden bana söylemedin?! Sadece neden?!? Sana yardım edip seni destekleyebilecekken neden bunu tek başına yaşadın!!!!" Çığlık attı ve boynumu daha sıkı kavradı.

"Lütfen Namjoon..."Nefes almaya çalışırken konuştum, ne yaptığını fark edince bıraktı. Şaşırtıcı bir şekilde, kafasını göğsüme yasladı, yorgun ve hala ağlıyordu, ona sımsıkı sarıldım ve her şeyi açıkladım.

"O gece ailem öldüğünde erkek arkadaşım olduğunu sandığın kişiden bir telefon aldım. Babam için çalışıyordu ve aynı zamanda intikam almak istiyordu. Seni terk ettiğim için kendimi asla affetmeyeceğim ama yapmak zorundaydım, bir daha incinmeni istemiyorum." Bu sefer daha çok ağlayarak bana sıkıca sarıldı.

Ağlamayı bıraktığında dedi ki:
"Bu işi bitirdiğinde gerçekten erkek arkadaşım olarak bana geri dönecek misin?"

"Tabii ki Joonie" Saçıyla oynayarak konuştum.

***
Bir hafta oldu ve her şey yolunda... Normal değil ama Namjoon ve benim aramız iyi, aileme gelince casusluk yapması ve onlar hakkında bilgi vermesi için bir dedektif tuttuk.

"Seokjin-ah, dedektif ilginç resimler gönderdi." Taehyung yanıma elinde tuttuğu dizüstü bilgisayar ile yanıma geldi.

"Sizce televizyonda bu konuda ne zaman bir haber vermeliyim?"

"Sadece bir ay bekle ve Jin, şirkette Jungkook dışında kimseye bunu yapacağını söyleyemezsin"

Jungkook şirkete başvurdu ve şaşırtıcı bir şekilde çok çabuk kabul edildi.

"Tamam Tae, lütfen bana Seokhyun'un resimlerini gönder."

"Babanı mı kastediyorsun?"

"Benim babam var mıydı?" Alaycı bir şekilde gülerek dedim.

Odama giderken bir mesaj aldım.

"Hey ben namjoon, bir parkta buluşabilir miyiz? İstersen en azından bugün için seninle takılmak isterim?" Mesajı okuduğumda neredeyse kalbim patlayacaktı ve o anda yüzüme kocaman bir gülümseme yapıştı.
___________

"Anksiyete" || 𝐍𝐚𝐦𝐣𝐢𝐧 [TR] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin