16.bölüm

165 16 2
                                    

Tufan'la karşılaştığımda neye uğradığımı şaşırdım.

"Ne oldu, şaşırmış gibisin ?" dedi.

"Sen sürekli pire gibi birden ortaya çıkıyorsun ben ne yapayım, sende beni şaşırtma" dedim.

"Daha çok şaşıracaksın" dedi gülerek.

İçimden "Dikkat et de sen şaşırma, bir elime geç bak o zaman ben seni toprağın yedi katına gömmüyormuyum seni" dedim.

"Delisin" dedim.

"Doğrudur" diyip gitti sırıtarak.

Bir kaşık suda değil, okyanusta terk ettikten sonra boğulmasını değil köpek balığa yem olmasını isterdim gerizekalının.

"Sonun gelecek elbet, şehitlerimizin kanını yerde bırakırsam namerdim" dedim fısıltılı bir şekilde.

Odama gidip koltuğuma oturup deliler gibi düşünmeye başladım. Bu karakolda bir hainin olması kanıma dokunuyordu, bu durumlarda sakin durmak çok zormuş ama devletim için sakin durmak zorundaydım çünkü bu adam bizi diğer büyük başlara götürecekti bizde hepisini aynı anda enseleyecektik.

Odamın kapısı çaldığı sırada "Gel" dedim.

"Başkomserim, Müdür sizi çağırıyor" dedi Serdar.

"Tamam" diyip odamdan çıktım ve müdürün odasına gittim.

"Buyurun müdürüm" dedim.

"Otur kızım" dedi bende oturdum.

"Benimle konuşmak istiyorsunuz sanırım, önemli bir şey mi ?" diye sordum.

"Evet önemli, şu an özellikle harekat şubesinde Osman müdür seni bekliyor, seninle konuşmak istediği bazı şeyler var o yüzden mümkünse şimdi git" dedi.

"Tamam müdürüm, peki adres var mı ?" diye sordum.

"Var, al kızım" dedi kağıt uzatarak.

"Tamam o zaman bana müsaade" dedim.

"Çıka bilirsin kızım" dedi ve müdürün odasından çıkar çıkmaz müdürün bana verdiği adrese gittim.

Özel'den harekat şubesinin önünde durup arabadan indim.

"Hanım efendi bursa özel harekat şubesi buraya park edemezsiniz" dedi bir nöbetçi özel harekat polisi.

Kimliğimi çıkaracakken silahını bana doğrulttu ve ben ellerimi havaya kaldırdım yavaşça "Sakin ol, sadece kimliğimi göstereceğim" dedim ve silahını biraz indirdiği sırada polis kimliğimi gösterdim.

"Elif başkomserim kusuruma bakmayın" diyip silahını tamemen indirdi.

"Osman müdür burda mı ?" diye sordum.

"Evet burda buyurun girin" dedi ve demir kapıyı açıp girmeme izin verdi.

"EyvAllah" dedim ve girdim.

Etrafta ikitane bina vardı yan yana, sonra içtima alanı vardı, daha ileride sol tarafımda ahşaptan banklar vardı, karşı tarafta cephane vardı. Birtane seramikten kartal vardı ve aynı zamanda özel harekat simgesi, ve tabi olmazsa olmaz göklerde dalgalanan Türk bayrağı.

Her yer özel harekat polisi kaynıyordu, sonuçta yuvalarına girdik. Herkes bana tuhaf bakıyordu, kim olduğumu çözmeye çalışıyorlardı sanki.

Onlara doğru gidip "Selamınaleyküm kardeşlerim, acaba Osman müdürün odası ne tarafta ?" diye sordum.

Herkes yine bana tuhaf tuhaf bakıyordu, gözlerde "Kim bu ?" diye bir bakış vardı.

Kanun Kaçağı 2 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin