"Tekrar söylüyorum! Sizin için en mantıklısı bana Asgard'ı ve seçilmiş kişiyi vermeniz!"
Loki amcam "Senin için en mantıklısı ise burayı terk etmen!" diye karşılık verdi.
Bunlar olurken biz Cass'le arkalarında duruyorduk. Cass beni dürttü.
"Sence bu ortam çok gergin bir hale gelmeye başlamadı mı?"
"Maalesef evet... "
"Kadın baya güçlü baksana bas baya havalandı kadın... Ayrıca çevresine saçtığı o ışıklar... Mor taşı da çok hoş duruyor asasıda öyle... Durumumuz il ilgisi yok ama kadın çok güzel."
Annem bilekliğine dokundu ve süper kahraman kıyafeti açığa çıktı. Babamın eline havadan uçarak bir balta geldi. Loki amcam bıçaklarını çıkardı. Annem ve babam bizim yanımıza geldiler.
"Hemen saraya gidiyorsunuz." dedi babam.
"Ama..." diyecektim ki babam sözünü tekrarladı.
"Hemen."
"Ah, peki baba..."
Cass'le saraya gittik. Bir cam bulup olanları seyretmeye başladık.
Savaş çoktan başlamıştı. Annem havalanarak bütün uzay gemilerini indirirken Qrituna karanlık güçleriyle onu vurmaya çalışıyordu. Babam ve Loki Amca orduyla birlikte savaşıyordu. Valkyrie da oradaydı. En sonunda annemde onların yanına indi ve onlarla savaşmaya başladı. Cass bana döndü.
"Annen ve baban birlikte çok ama çok havalı bir şekilde savaşıyorlar!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Evet öyleler..."
"Sence onlara yardım edelim mi? Savaşı kaybediyoruz gibi görünüyor..."
O haklı... Qrituna'nın gölge ordusu çok güçlüydü. Ayrıca sayıları o kadar fazlaydı ki! Ama biz ne yapabilirdik? Cass büyüyüp onları ezebilir ama ben... Ben gücümü bile kontrol edemiyorum!
"Elenor! Şuna bak!"
Olamaz... Daha fazla uzay gemisi ufuktan buraya geldiği gözükebiliyordu.
