•23•

690 71 153
                                    

Bugün hayatımın batışının 6. yıldönümü, şaka tabu ki sevgili canım günlüğüm. 1 yıl oldu sayılır. Aslında 6 ay...Hmmm alıştım bu arada.

2 ay önce depresyondan çıktım. Babam psikoloğa götürmeye çalıştı beni ama kabul etmedim. Benim için çok üzüldü. Çokta korktu ama ben belki ölürüm diye bekledim. Babamı bile unuttum. Vaaaoooovvv. Delirmiş gibiydim.

Ama sonra karşıma biri çıktı ve beni o durumdan kurtardı. Eski Rosé yoktu, çünkü biri o Rosé'yi öldürdü. Anılar ve sevgisiyle birlikte öldürdü. Onu en zor zamanında yanlız bıraktı ve gitti. Ben ise onun için boşu boşuna üzülmüş ve kendimi harap etmiştim. Buna hiç gerek yoktu aslında. Sonuçta karşıma beni seven başka biri çıkmıştı.

Ama hayır.

Onu çok özledim. Tanrım, yaşlarım akıyor. Defterim ıslandı. Hayır yine ağlıyorum. İstemiyorum! Ondan nefret ediyorum özlememeliyim. Beni bıraktığı için ondan nefret etmeye devam edeceğim. Onu affetmeyeceğim. Beni herkes gibi o da bıraktı ve ben beni bırakan kimseyi affetmiyorum.

Dudaklarının tadını özledim.

×××

Elimde ki telefonu sertçe yere fırlattım ve battaniyeyi üstüme iyice çektim.

Tam o anda telefonuma bir mesaj bildirimi geldi. Derin nefes verdim ve yatağımdan hızlı adımlarla inerek telefonu geri aldım.

Bebeğim hazır mısın? Yarım saate seni almaya geliyorum. 🖤

Gözlerim kocaman açıldı hızlıca telefonu bıraktım ve koşarak dolabıma ilerledim.

Unutmuştum, buluşacaktık! 1 haftadır sürekli buluşmayı erteliyordum ve bugün gerçekten gitmezsem bana kızabilir.

Buna hakkı var. Cidden o kadar çok erteledim ki.

Hızlıca elime gelen ilk kıyafetlerini giyerek hafif bir makyaj ile odamdan çıktım.

"Ne bu telaş tatlım? Jaehyun ile mi buluşacaksın?" Kafamı salladım ve adımları hızlandırıp babama el sallayarak kapıdan dışarı çıktım.

Binadan dışarı çıktığımda arabasıyla beni bekliyor oluşunu fark ettim ve yanına ilerledim. "Gerçekten özür dilerim. Unutmuştum bugün buluşacağımızı." Yanağıma bir öpücük kondurdu ve gülümseyerek arabanın kapısını açtı.

"Sorun değil. Zaten yeni gelmiştim." Şoför koltuğuna geçtikten sonra bana döndü. "Eee nasılsın?" Omuz silktim ve güldüm. "Yorgun, her zaman ki gibi."

"Kendine çok fazla yükleniyorsun Rosé. Dersler bir yere kaçmıyor. Biraz rahatlamaya çalışsan. Gözlerin yine kızarmış." Kaşlarımı çattım. "Ben rahatım ve kendime yüklenmiyorum." Derin nefes verdi ve kafasını sallayarak önüne döndü.

Araba hareket etmeye başlayınca kemerimi taktım ve cama döndüm.

Yorgun hissediyorum.

Araba durduğunda çoktan geldiğimizi ve yolun çabucak geçtiğini fark ettim.

Arabadan inince elim doğru uzandı ve parmaklarımın arasından parmaklarını geçirdi ve ilerlemeye başladı.

Bu zaman boyunca bana destek olan mükemmel biriydi.

Tüm sorunlarımın azalması için fazlasıyla yardımcı olmuştu. Ona borçluydum, cidden.

"Birer kahve alalım." Onu onaylayarak kafamı salladım. Eve hızlıca gitmek istiyordum fakat onunla da vakit geçirmek istiyordum.

•Dusk Till Dawn• Rosékook ✿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin