Harry birden fazla rüya gördüğü geceden dinlenmiş bir şekilde uyanmıştı. Gözlerini kaşıdıktan sonra ilk yaptığı şey uyanık olup olmadığını merak ettiği Malfoy'du.
Malfoy uyumamıştı, hala gülümseyerek telefonda birileriyle mesajlaşıyordu.
-Günaydın, aşık böcek.
-Ne diyorsun sen be !
-Telefonu diyorum; gece uyumamışsın.
-Uyumadığımı nerden bilebilirsin ki potter ?
-Gözlerin kan çanağına dönmüş de ondan.
-Peki bu seni ne kadar ilgilendirir ?
-Kime bu kadar aşık olabileceğini merak ediyorum sadece.
-Sıktın, potter." Diyip zaten üstü giyinik olan Malfoy, odayı terk etmişti.
G R U P
Harry ; Malfoy dün geceden beri biriyle gülümseye gülümseye konuşuyor.
Ron ; Draco birine aşık mı olmuş :d
Hermione ; Ron seni arıyorum açmıyorsun ama Harry'nin Malfoy'un aşk hayatını anlatmasını can kulağıyla dinliyorsun ?
Ron ; Hayatım...
Hermione ; Kütüphanedeyim çabuk buraya geliyorsun, hemen!
Ron ; Ben kaçarr
Ginny ; Nasıl yani daha detaylı anlat şunu
Harry ; Gece odaya girdiğimde Malfoy gülümseyerek telefonda birileriyle mesajlaşıyordu, ona ima ettim ama bana yine ters cevaplar verdi, sabah uyandığımda ise yine aynı gülümsemeyle yazışmaya devam ediyordu. Yine ima etmeye çalıştığımda ise odayı terk etti.
Ginny ; En yakın zamanda o kişinin kim olduğunu bulup sizi bilgilendireceğim :D
Hermione ; Pardon da neden kimse çıkıp da Harry'nin Malfoy'un aşk hayatıyla niye bu kadar ilgili olduğunu sormuyor ?
Ginny ; Ben halimden memnunum.
Harry ; Draco'nun kimden hoşlanabileceğini merak ediyorum.
Hermione ; Neden ?
Harry ; Onunla dalga geçerim belki, kim bilir ?
Hermione ; İçinde yatan sebebin çok ayrı olduğunu düşünüyorum ama uzatmayacağım.
Hermione'nin bu sözleri Harry'i düşünmeye itmişti. Gerçekten sadece merakından ya da dalga geçmek için mi sormuştu ?
Sadece merakındandı, evet öyleydi. En azından Harry böyle düşünmek istiyordu.
Harry telefonu cüppesinin cebine koyup odadan ayrılmıştı.
Derslere girdikten sonra günün kalanını kendisine ayırabileceğini düşünüyordu ama yanılıyordu.
McGonagall onu ve Draco'yu odasına çağırıyordu.
McGonagall'ın odasının önünde karşılaşmıştı ikili, birbirlerinin gözlerine rekabet edercesine bakıp odaya girdiler.
"Potter,Malfoy; Hoşgeldiniz."
Harry tatlı bir gülümseme takınarak başıyla profesöre selam vermişti. Draco ise her zamanki soğuk tavırlarıyla baş selamını verdi.
"Nasıl gidiyor, oda arkadaşlığınız ?"
"Gerçekten... H-harika gidiyor." Yalan söylediği her halinden belli oluyordu Potter'ın.
Minerva Potter'ın hareketlerinden yalan söylediğini fark etmişti.
"Peki ya sizin için Malfoy ?"
"O-oldukça iyi." Gözlerini devirerek memnuniyetsizliğini belli etmişti.
"İkiniz de çok memnun olmadığını anlayabiliyorum fakat az da olsa sohbet edebildiğinizi düşünüyorum."
"Ben ne kadar istemesem de sohbet etmeye çalışıyorum fakat iletişimi bozuk olan bazı arkadaşlar çabalamıyor bile." Kafasını Malfoy'a çevirdi ve göz göze geldiler.
"Gerekli görmediğim kişilikler için dilimi yormaya tenezzül bile edemem."
"Peki gerekli'den kastın nedir malfoy, sabaha kadar sıfır uykuyla ağzın kulaklarında mesajlaştığın sevgilin mi ?"
Bu çok ağır olmuştu ve Harry de bunun farkındaydı. McGonagall önünde böyle bir konuşma geçmesi üç taraf için de hoş olmayacaktı ama ağzından kaçmıştı bir kere; geri dönüşü yoktu.
"Sana hiçbir konuda açıklama yapmak zorumda değilim potter ama madem bu kadar merak ediyorsun, flört ya da sevgilim olduğu falan yok. O kişi annemdi; günlerdir bir haber bile alamadım ondan, öldüğünü bile düşündüm. Şu an bu konuyu açarak profesörün önünde beni küçük düşürmek istedin ancak gerçekler bunlar."
Malfoy sözünü bitirdiğinde Harry'nin başından aşağı kaynar sular dökülmüştü. Hiçbir zaman bir anne babaya sahip olamamıştı ama aileye çok önem verirdi.
Harry şaşkınlıkla az önce yaşananları düşünürken Malfoy profesörden izin alıp kendi odasına gitmek için odadan çıktı.
"İnsanları incitmemeye çalışmalısın Harry, kırılan parçalar birbirine yapıştırılsa da asla eski haline dönmez, dönemez."
Harry hızlı adımlarla profesörün odasını terk etmişti ve az önce çok ağır konuştuğu Malfoy'u arıyordu.
Odasında olabileceğini düşündü fakat odaya gitmeden diğer yerlere de bakmak istedi, fakat hiçbir sonuç alamadı.
Odasının kapısının önüne gelince derin bir nefes aldı ve içeri girdi. Malfoy yatağında sessizce oturuyordu ve düşüncelere dalmıştı.
"Draco, B-ben ç-çok özür dilerim. Bilmiyordum."
"Bilmediğin konular hakkında fazla meraklı ve emin olmamalısın, Potter."
"Gözümü hırs bürüdüğünde kontrolümü kaybediyorum."
"Konuyu uzatmak istemiyorum, ayrıca sevgilimin olmadığını öğrendiğine göre meraklı eski sevgilini üzerimden almayı ihmal etme."
"Ginny mi, onu öldüreceğim! Onu ben k-kendim için sormadım."
"Kimin için veya ne için sorduğunu zerre merak etmiyorum, potter. Yeter ki onu üzerimden al."
"Bunu senin için yapabilirim, ayrıca yaşananlar için tekrardan özür dilerim, benimle bundan sonra konuşmak istemezsen de anlayışla karşılayabilirim. İyi geceler malfoy."
Zaten muhabbetleri en düşük seviyede olan ikilimizin iletişimi tamamen kopmuştu, en azından Harry bu yönde düşünüyordu.
Harry Malfoy'un canını yaktığı için mutlu olması gerekirdi belki de, ama o çok büyük bir sorumluluk hissediyordu.
"İyi geceler Potter."
————
Oy ve yorum atmayı unutmayın aşklarım seviliyorsuuunuuuz 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Back To Hogwarts - #Drarry
FanfictionHarry Potter serisinin devamı niteliğinde olan bu kitap Drarry içermektedir. #Drarry