Dudaklarındaki sıcaklık birbirini istercesine
çekiyordu. Aralarındaki mesafe yok denecek kadar azdı.O sırada konuşmayı bitiren Ron Ve Hermione, Draco ve Harry'nin yanına gelmişlerdi. Ron az önce Bayan Pomfrey'den aldığı sudan bir yudum almıştı fakat onları o halde görünce suyu yere püskürtmüştü.
Sesleri duyan Harry ve Draco, ellerini birbirinden ayırıp, hemen birbirinden uzaklaşmıştı. Hatta Harry telaştan yerinden fırlamıştı.
"N-ne ara geldiniz ?" Harry kekeliyordu.
Bayan Pomfrey, yerdeki suyu görünce eline bir paspas almış, yanlarına geldikten sonra ise paspas'ı Ron'a uzatmıştı.
"Bunu büyüyle de temizleyebiliriz." Dedi Ron
"Öyle mi ?" Pomfrey'in bakışlarına daha fazla maruz kalmamak için paspası alıp hızlıca yeri temizlemiş, ardından paspası geri teslim etmişti.
Pomfrey paspası alıp işine geri döndüğünde Ron konuşmaya kaldığı yerden devam etti.
"Siz az önce ne yapıyordunuz ?!" Ron'un sesi oldukça yüksek çıkıyordu. Pomfrey uzaktan da olsa Ron'a susması için işaret yapıyordu.
"H-hiçbir şey." Draco'nun verdiği cevap ortamı daha da kötü hale getirmişti.
"Hiçbir şey mi, o kadar yakın mesafede olmak gün içinde genel olarak yaptığımız bir şey değil." Ron kıkırdıyordu.
"Draco'nun yüzünde bir yara varmış da o geçmiş mi yoksa hala orada mı diye bakmamı istedi, ben de yardımcı oluyordum." Harry boncuk boncuk terlemişti.
"Yara ?" Bu oldukça ucuz bi yalandı, Hermione sırıtmaya başlamıştı.
"Biz çıkalım isterseniz ?" Ronald da Hermione gibi sırıtmaya başlamıştı.
Bembeyaz teni her geçen saniyede bir ton daha pembeleşiyordu Draco'nun.
"G-gerek yok." Draco kekelemeye başladığında konuşma daha da komik bir hale gelmişti.
"Daha fazla uzatmayacağız ama bu konunun burada kapandığını sanmayın !" Hermione ve Ron birbirlerine dönüp kıkırdamaya devam etmişlerdi.
Söze Hermione devam etti.
"Nasılsın Draco ?"
"Eh işte, Hermione." Canı çok acıyordu fakat fazla mızmızlanmak istemiyordu, ki bu Draco için oldukça şaşırtıcı bir hareketti.
"Bana ismimle her seslendiğinde içim ürperiyor." Hermione gülümsüyordu.
"O zaman Bayan Granger demeliyim ya da eskiden olduğu gibi bulanık diyebilirim ?" Draco da; Harry de, Ron da gülmemek için zor duruyorlardı.
Hermione ciddi bir ifade takınmış, Draco'ya bakıyordu.
"Tamam tamam şaka yapıyorum, kızma hemen." Draco eskisine göre çok değişse de hala eski Malfoy'dan izler taşıyordu.
Gözlerini devirip Ron'a döndü.
"Ben ortak salona dönüyorum, geliyor musun ?"
"Biraz daha burada kalacağ-" Hermione, Ron'un ayağına sertçe bastığında sözleri yarıda kalmıştı.
"Ahh!" Görünüşe göre Hermione, Draco ve Harry'i baş başa bırakmak istiyordu.
"Geliyorum, geliyorum." Ron ve Hermione el sallayıp ortak salona dönmek üzere yola çıkmışlardı.
Diğerleri gidince Harry yatakta kendine ayrılmış yerin hala boş olduğunu görmüş, tekrar oturmuştu.
"Az önce ne oldu ?" Draco yaşananları konuşmak istiyordu.
"N-ne zaman ?" Harry saniyeler içinde kıpkırmızı olmuştu.
"Arkadaşların gelmeden önce olanları diyorum." Draco, utancından boynunu eğmiş olan Harry'nin çenesini baş parmağıyla hafifçe kaldırmış, gözlerinin içinde bakmaya başlamıştı. Gülümsüyordu.
Harry, Draco'yla göz göze gelmemek için gözlerini kaçırıyordu.
Harry'nin çabaları son derece hızlı şekilde başarısız olmuştu, gözleri tekrar birbirlerine kenetlenmişti.
Utancından pespembe olmuş yanaklarıyla, parlayan gözleriyle, adeta süte benzeyen teni ile göz kamaştırıyordu Harry.
Bu büyülü anlar tekrardan bozulmuştu, Bayan Pomfrey gelmişti.
"Draco biraz dinlensin Harry, daha sonra tekrar gelirsin."
Harry başını onaylarcasına sakladığında, Bayan Pomfrey yakın zamanda tekrar görüşeceklerini bildiği halde vedalaşmaları için onlara müsaade etmişti.
"Sanırım kovuldum." Harry'nin sözleri ikisini de güldürmüştü.
"Seçilmiş kişiyi tekrar bekliyorum ama." Draco Harry'e çok farklı bakıyordu.
"Tekrardan geleceğim, şüphen olmasın." Harry gülümsedi, Malfoy'a sarılmayı düşündü fakat canını yakmak istediği için sadece baş selamı verip gitmeyi düşündü, fakat Draco sarılmak istiyordu.
"Bir şeyi unutmadın mı ?" Draco tek kaşını kaldırıp sordu.
"Neyi Draco ?"
"Sana, bana sarılmadan gidebileceğini düşündüren şey de nedir, Potter ?" Bu sözler ikisini de gülümsetmeye yetmişti.
"Aklıma geldi fakat canını yakmak istemedim." Harry çok düşünceli birisiydi.
"Canım yanarsa bile saniyeler içinde son bulacak, ama sarılmak uzun vadede iyi gelecek." Gözleri yine buluşmuştu.
Harry tebessüm ederek ve bir o kadar da narin şekilde Draco'ya sarıldı.
"Hoşçakal."
"Hoşçakal, Harry."
Harry tam arkasını dönüp ilerlerken Malfoy bir şeyler söylemeye başladı.
"Bu arada, oda bensiz nasıl ?" Draco kıkırdıyordu.
Harry gülümsedi.
"Sıkıcı."
Bu sözler Malfoy'u memnun etmişti.
"Özle beni." Dedi Draco dalga geçercesine.
"Özlüyorum zaten, şu anda bile." Harry Hastane Kanadından ayrıldığında Draco'yu tüm gün düşündürecek bir cümle sarf etmişti...
—————
bu bölümü bitirdiğimde saat neredeyse sabah altı olmuş vaziyette akşamdan beri iki bölüm yazıyorum bu ilham perileri nerden çıktı onu da anlamış değilim
sjshamqhaÇok tatlı iki bölüm geldi oy ve yorum atmayı unutmayınız efenimm
merakla, ilgiyle ve en önemlisi sevgiyle kalın, hoşçakalıın <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Back To Hogwarts - #Drarry
FanfictionHarry Potter serisinin devamı niteliğinde olan bu kitap Drarry içermektedir. #Drarry