~0.5~

466 39 8
                                    

arkadaşlar yeni bölüme başlamadan önce bir şeyi belirtmek istiyorum hikayem çok yeni ve ilk defa drarry yazdığım için burada daha hiç kimseyi tanımıyorum az da olsa kitaplarımı okuyanlar var gelecekte kitabın çok daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum çünkü diğer kitaplardan çok farklı ilerleyecek sizden ricam yorum yapmanız sizin hikaye hakkında fikir ve düşüncelerinize önem veriyorum neyse çok uzattım yeni bölüm başlasııın <3

————————

Draco ile el ele tutuştuğu bir rüyadan uyanan Harry, rüyanın gerçek olup olmadığını anlaması biraz uzun sürecekti.

Bu bilinçaltının eseri miydi yoksa, ama bu nasıl olabilirdi ki; Nefret ettiği birini rüyasında hoşlandığı biri olarak görmek de ne demek oluyordu ?

Gözleri gördüğü rüyanın başrolündeki ismi aradı; Malfoy'u...

Fakat Malfoy odada değildi.

Yatağından doğrulup doğruca tuvalete gitti, elini yüzünü yıkayıp kendine gelmeye çalıştı. Ellerini lavabonun kenarlarına koydu ve aynadan kendine baktı. Saçları dağınık, gözleri ise yorgundu. Yüzüne son kez su çarpan kahramanımız; bir havlu yardımıyla yüzünü kurulamıştı. Tuvalette işi bittikten sonra yatağına doğru ilerlerdi. Giyinmesi ve aşağı inmesi gerekiyordu; daha yapması gereken bir çok iş vardı. Ginny'den hesap sormak ve Malfoy'un durumuna bakmak gibi...

Sakince giyinip gözlüğünü taktığında yamuk taktığının farkına bile varamamıştı. Odasını terk edip Büyük Salon'a doğru yola koyulmuştu.

☆Draco Malfoy☆

Erkenden kalkıp odayı terk etmişti Malyof. Aklına takılan bir takım olay vardı. Harry'nin onu McGonagall önünde küçük düşürmeye çalışması gibi; acaba bunu bilerek mi yapmıştı yoksa ağzından mı kaçırmıştı ?

Harry'i hala sevmeyen Draco; bunu bilerek yaptığını düşünmekten başka bir ihtimal olduğunu düşünmüyordu.

Peki ya profesörün odasını terk ettikten sonra odaya gelip ondan özür dilemesi ne anlama geliyordu..

Ya Ginny'nin gelip Malfoy'a hoşlandığı kişinin kim olduğunu sorması ve bunu merak eden asıl kişinin Harry olmasının nedeni neydi ?

Düşüncelere kapılan ve olabilecek ihtimalleri düşünürken ellerini benzersiz renkteki saçlarına atmıştı; saçlarıyla oynuyordu.

"Malfoy, Seni hiç bu kadar düşünceli görmemiştim; bir sorunun mu var ?" Gelen kişi Pansy'nin ta kendisiydi. Yanında Nott ve Blaise vardı.

"Erkencisin bakıyorum" diye ekledi Nott.

Blaise bir şey soracakmışcasına ağzını açtı fakat Malfoy'la göz göze gelince ağzını yavaşça kapattı.

"Sadece annemi düşünüyordum, o kadar."

"Annenle daha geçen gün konuştuğunu söylemiştin ama, yoksa annenle alakalı sorunlar mı var; biliyorsun bize her zaman her şeyini anlatabilirsin." Dedi Blaise.

Kendi sorunlarıyla kendi baş eden Malfoy'a bu destek hissi oldukça rahatlatıcı gelmişti.

"Sonra konuşuruz." Diyerek Büyük Salon'a giriş yaptı Malfoy. Arkadaşları ise Draco'nun peşinden birbirlerine attıkları şüpheci bakışlardan sonra giriş yapmışlardı Büyük Salon'a.

Malfoy sessiz bir şekilde slytherin masasına geçmişti. Harry'le yıllardır nefret besleyen adam, nedense onun bir sözüne kırılmıştı ve bunu bu kadar belli ediyordu ?

Gözleri dalmıştı ve hala düşünceler içindeydi. Arkadaşları onu daha önce hiç böyle görmemişlerdi.

Ardından Malfoy göz uçlarıyla Gryffindor masasına göz gezdirdi, üçlü orada değildi; şimdilik.

Kapıdan gelen ayak seslerine dönüp baktığında üçlümüzü Büyük Salon'un kapısından girerken görmüştü.

Üçlümüz neşeliydi, sanırım onlar için gün güzel başlamıştı,

Dün gece kendisinden özür dileyen ve hatalı olduğunun farkında olan çocuktan daha durgun bir ruh hali beklerdi; suçluluk hissinin devam edeceğini ummuştu ama Harry unutmuş gibiydi.

Oturacağı yere yaklaşan üçlü sohbete devam ederken ikilimiz göz göze gelmişlerdi.

Mutluluğu bir anda sona eren Potter'ın yüzü asılmıştı. Dün yaşananları daha yeni unutmasına rağmen Malfoy'un bunu unutmadığı gözlerinden, mimiklerinden bile belli oluyordu.

Yolun ortasında duran ve bir yere bakan Harry'i ilk Hermione fark etmişti.

☆Harry Potter☆

"Ne oldu Harry, nereye bakıyorsun ?"

Ron da durumu fark etmiş olacak ki en yakın arkadaşına dönüp ne olduğunu sordu.

Harry'den ses çıkmıyordu; konuşmuyordu. Hermione Harry'nin nereye baktığını anlaması çok uzun sürmemişti. Eski ölüm yiyen Malfoy ile bu kadar uzun süre bakışmasının gerekçesini merak etmişti Hermione.

"Hadi ama Harry, ilerlememiz gerek." Hermione durumu fark edip Harry'i yavaşça ittirmeye başlamıştı ve Harry'nin gözleri Draco'dan ayrılıp yere doğru bakmaya başlamıştı.

Hermione arada bir şeyler olduğunu anlamış olacak ki Malfoy'a tek kaşı havada sorgulayıcı biçimde baktı.

Sanırım en uzun bakışmaları bu olmuştu, ama nefret dolu değildi bu bakışma; diğerlerinin anlayamaması çok normaldi ama;

ikilimizin dilleri yerine gözleri konuşuyordu...

------- 

evet bölüm böylece bitsin peşine hemen bir sonraki bölüm geliyor oy ve yorum atmayı unutmayın seviliyorsunuuuz <3

Back To Hogwarts - #DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin