Kral Lucian mutlak bir hâkimiyet kurduğunu sanıyor olsa da Nare Dükü Alfred'in zihninde, Dağın Sureti'nin göndermiş olduğu tahtı ele geçirme fikri yankı buluyordu. Alfred hem gözleri önünde can veren eşi ve oğlunun intikamını hem de babasının intikamını almak istiyordu. Alfred'in bu iki isteği tek bir noktada buluşmaktaydı. Zarnal Hanedanlığını sona erdirmek. Zarnal Hanedanlığını sona erdirecek olan şey ise Kral Lucian'ı öldürmekten geçiyordu. Eğer Kral Lucian ölürse Zarnal Hanedanlığı son bulacaktı. Çünkü Zarnal kraliyet soyunu devam ettirebilecek bir veliaht doğmamıştı. Aynı şekilde Nare Hanedanlığını da devam ettirebilecek bir veliaht bulunmamaktaydı.
Zarnal Krallığının kuzeyinde kraliyete adını veren Zarnal Hanedanlığı, güneyindeyse Nare Hanedanlığı bulunmaktaydı. Bu iki büyük hanedanlığın da soylarını devam ettirecek oğulları bulunmamaktaydı. Bu durum Zarnal'daki iktidar mücadelesini iyice kızıştırıyordu. Zarnal soyluları olası bir savaş durumunda hem Dük Alfred'i hem de Kral Lucian'ı kaybederlerse içinden çıkması zor bir duruma düşeceklerini biliyorlardı. Bu yüzden olası bir taht savaşının önüne geçebilmek için ellerinden geleni yapmaktaydılar.
Soylular büyük bir savaş yaşanmaması için ellerinden geleni yapıyor olsalar da Dük Alfred'in içindeki intikam alevleri, Dağın Sureti'nin gönderdiği teklif mektubuyla bir kez körüklenmişti artık. Zihnindeki karmaşaları sonlandıran Alfred, tahtı ele geçirme kararını artık zihninde kesinleştirmişti. Alfred'in bu yolda atacağı ilk adım Legoryan Diyarı'ndaki en maharetli kaptanları bünyesine katmak olacaktı. Bunun sebebi ise işgal altında olan Naekna'nın artık krallıklar arasında ki ticari ve siyasi bağlantıyı sağlayamamasıydı.
Legoryan Diyarı'nın hırçın denizleri yalnızca en usta kaptanlar tarafından aşılabilirdi. Bu yüzden bu kaptanlara sahip olan önder, Legoryan Diyarı'ndaki pek çok şeye de sahip olacaktı. Dük Alfred'in bu doğrultuda atmış olduğu ilk adım Nare topraklarının yakınındaki bir kıyıda büyük bir rıhtım kurması olmuştu. Bu rıhtım eşi benzeri görülmemiş bir büyüklükte olduğu için en maharetli kaptanların odak noktası olacaktı.
Legoryan Diyarı'nın dört bir yanına adını duyuran büyük bir kaptan bulunmaktaydı. Bu kaptana kimileri Denizlerin Anası derken kimileriyse Girdap Kıran demekteydi. Lakin herkes onu Demir Leydi lakabıyla anmaktaydı. Kadırgalardan oluşan büyük bir korsan donanmasına sahip olan Demir Leydi, Legoryan Diyarı'ndaki tüm denizlerin tek hükümdarıydı. Açık sularda dolanan diğer kaptanlar, Demir Leydi'yle karşılaşmamak için ellerinden gelen her şeyi yapmaktaydı.
Demir Leydi, Ruh Tufanı olarak adlandırılan büyük ve görkemli bir kalyona kaptanlık etmekteydi. Bu kalyonun ev sahipliği yapmış olduğu tayfa; Nehantis askerlerini kıskandıracak kadar iyi bir silah kullanma yeteneğine, Kaharan askerlerini kıskandıracak kadar iyi bir komuta sistemine ve Zarnal askerlerini kıskandıracak kadar iyi bir kurnazlığa sahiptiler. Ruh Tufanı olarak adlandırılan bu büyük kalyonun ardında yirmi adet kadırgadan oluşan büyük bir donanma bulunmaktaydı. Bu kadırgalardaki tüm kaptanlar Legoryan Diyarı'ndaki en maharetli kaptanlardan seçmelerdi. Kadırgalara kaptanlık eden bu maharetli eller, Demir Leydi uğruna kan döküp, can almaktaydılar.
Demir Leydi'nin en sevmediği şey sözünün tekrar ettirilmesiydi. Ticaret maksadıyla gitmiş olduğu pek çok liman şehri, Demir Leydi'ye sözünü iki defa söylettiği için harabeye dönüştürülmüştü. Demir Leydi'nin dahi ulaşamadığı tek bir deniz yolu bulunmaktaydı. Demir Leydi, Legoryan Diyarı'nın kuzeybatısında bulunan okyanusu bir türlü aşamamıştı. Bu hırçın okyanusu aşmak isteyen Demir Leydi, pek çok bilgin ile görüşse de burayı nasıl aşacağını bir türlü öğrenememişti. Ölmeden önceki en büyük isteğiyse kimsenin aşamadığı bu okyanusu aşabilmekti.
Dük Alfred, bir yolunu bulup Demir Leydi lakaplı efsanevi kaptan ile anlaşmak istiyordu. Eğer Demir Leydi'yi bünyesine katmayı başarabilirse önünde hiçbir gücün duramayacağına inanıyordu. Demir Leydi'yle iletişime geçebilmek neredeyse imkânsızdı. Çünkü hiç kimse Demir Leydi'ye ulaşamazdı. Yalnızca o istediği kişileri bulur ve onlarla iletişime geçerdi. Demir Leydi'nin ulaşılmaz olması onun şanına şan katan büyük bir etkendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEGORYAN EFSANESİ- RUH TOHUMU [TAMAMLANDI]
FantasyLegoryan Diyarındaki usta bir suikastçinin hikayesini dinlemeye hazır mısınız? Gaia, "Namı Değer Sinsi Bıçak" hayatını Legoryan Diyarı'ndaki kötülüğü durdurarak adaleti sağlamaya adamıştı. Gaia, çıkacağı bu zorlu süreçte pek çok gizemi keşfetmesinin...