LEGORYAN EFSANESİ- RUH TOHUMU [TAMAMLANDI]

Naekna'nın Düşüşü Bölüm 16

Naekna düştükten 10 gün sonra...

Naekna'nın düşüş haberi, Legoryan Diyarı'nın her bir yanına yayılmıştı. Ulu Seray'ın gözcüleri Naekna'nın düşüşünü ona savaşın hemen ardından bildirmişti. Ulu Seray almış olduğu bu haber karşısında büyük bir hüsrana uğramıştı. Bu haber, Kaharan Krallığına ulaştığı vakitte de Kral Darius'un tebligatının yalan olduğu ortaya çıkmıştı. Darius, Skanner Uçurumu'nda hüküm süren ve bir efsane olduğu sanılan Dağın Sureti ve onun senatörlerinin varlığına inanmıyordu. Lakin yaşanan bu savaş Dağın Sureti'nin gerçek olduğunu herkese kanıtlamıştı. Bu haber Ernald Hanedanlığına ulaştığı zaman Ernald Lordu Earnest, Lena ve adamlarına inanmadığına pişman olmuştu.

Dük Earnest, bu haberi iletmek ve üzüntüsünü dile getirmek için Lena'nın yanına zindana indi.

Lena, onu ziyarete gelen Dük Earnest'i görünce şaşırmıştı. 

''Lena, biraz konuşmamız gerekiyor.''

Lena, ne olduğunu merak ediyordu.

''Tabii efendim, konuşalım.''

Dük Earnest, Lena'nın tutsak tutulduğu zindanın kapısını açarak onun yanına oturdu.

''Lena, sen haklıydın. Senatörler gerçekten de varmış.''

Lena, Dük Earnest'in bunu nereden öğrendiğini merak ediyordu.

''Hiç uzatmadan konuşmak istiyorum, Lena.''

Dük Earnest'in sözleri karşısında, Lena onaylarcasına başını salladı.

''Senatör ve uyumsuz ordusu Naekna'ya saldırmışlar.''

Lena, Dük Earnest'in sözleri karşısında telaşla ayağa kalkarak valinin gözlerinin içine bakmaya başladı.

''Bana doğruyu söyleyin dük hazretleri. Savaşı kazanan taraf kim?''

Ernald Dükü, derin bir nefes çekerek ayağa kalktı.

''Naekna, düştü Lena. Artık serbestsiniz adamını alıp gidebilirsin. Üzgünüm.''

Dük Earnest, sözlerini bitirir bitirmez zindanın kapasını açık bırakarak oradan ayrıldı.

Lena, duydukları karşısında gözyaşlarına hakim olamıyordu. Önce dostu Gaia'yı şimdi de anavatanı olan Naekna'yı kaybetmişti. Yanında bulunan koruyucu, Lena'nın kollarını sıvazlayarak ona destek olmaya çalışıyordu.

''Hadi Lena, gel efendimizin yanına gidelim. Eminim ki bu işin altında başka bir şeyler vardır. Bunu sadece efendimiz bilebilir.''

Lena, hüzünlü gözlerindeki yaşları silerek ayağa kalktı ve Ulu Seray'ın mâbedine doğru yola koyuldular.

Yenilginin sorumluluğunu babasında gören Prens Jarvan, Nehantis'e ulaşır ulaşmaz öfkeyle babası Kral Simon'un huzuruna çıktı.

''Baba, o inanmadığın senatör ve uyumsuz ordusu Naekna'yı ele geçirdi.''

Prens Jarvan'ın sözleri karşısında Kral Simon'un gözlerini korku sarmalamıştı.

''Ne, senatörler gerçekten var mı? Hayatta kalabildiğin için Tanrıça Nehantis'e şükretmeliyiz oğlum.''

Prens Jarvan, öfkeli bir ses tonuyla babasının sorusunu cevaplarken orada bulunan Dük Salvador'da duyduğu şey karşısında şaşkınlığa uğramıştı.

''Evet, baba. O inanmadığınız senatör, Naekna'yı fethetti. Bundan sonra ne yapacağınızı iyi düşünseniz iyi olur.''

Kral Simon, beyaz sakallarını usulca sıvazlayarak yaptığı hatanın farkına vardı ve yüzünü Dük Salvador'a dönerek konuşmaya başladı.