Tresla Kehaneti Bölüm 17

208 65 238
                                    

Naekna'nın  düşüşünden bi haber olan Gaia, Treslalar'ın kutsal mâbedine ulaştığı vakit yaşadığı anın büyüsü gözlerine birer yıldız gibi yansımıştı. Kutsal mâbeddeki ağaçların yaprakları, turkuaz renginde parlıyor ve güzellikleriyle göz kamaştırıyorlardı.

''İnanamıyorum, İmor. Burası âdeta bir cennet gibi.''

İmor, Gaia'ya yüzünü dönüp gülümsedikten sonra ağacın gövdesine elini koyarak gözlerini kapattı ve bir süre o şekilde bekledi. İmor'un, elini ağaca koymasıyla birlikte vücudunda bulunan mavi sembolleri parıldamaya başlamıştı.

''Bu görkemli ağacın adı, Yaşam Ağacıdır, Gaia.''

Gaia, birkaç gündür gördüğü doğal güzellikleri; ömrü boyunca asla unutamayacağına emindi.

''Demek, Yaşam Ağacı. Eminim ki güzel bir hikayesi vardır.''

Elini ağaca yaslayan ve gözleri kapalı bir şekilde duran İmor'u şaşkınlıkla izleyen Gaia; birden bire ağacın yapraklarının üzerinde beliren beyaz tanecikler karşısında şaşkınlığa uğramıştı.

''Neler oluyor İmor, bu beyaz tanecikler de nedir?''

İmor, Gaia'nın sorusunu cevapsız bırakarak ağaç ile bağlantı kurmaya devam etti.

Gözünü açtıktan sonra ağactan elini çeken İmor, turkuaz renginde parıl parıl parıldayan yapraklara uzandı. Yaprakların üzerindeki beyaz tohumları toplayarak sağ tarafında bulunan durgun nehrin içine narince bıraktı.

İmor'un bırakmış olduğu tohumlar ile birlikte durgunluğunu kaybederek hareketlenen nehir, âdeta parıldayarak ona teşekkür etmişti. Gaia, gölün göz kamaştırıcı parıltısını görünce şaşkınlığın verdiği hissiyatla gözlerini irice araladı.

''Sakin ol, Gaia. Legoryan Diyarı'nın doğası sonsuza kadar sürsün diye Yaşam Ağacı, tohumlarını göle bıraktırır. Biz, Treslalar ise ağaç ile iletişime geçerek her gün ağacın istediği bir vakitte tohumlarını nehre bırakırız.''

Tohumlar ile birleşimine parıldayan nehrin karşısında Gaia'nın gülümseyişi, yanaklarının dolgunluğunu ortaya çıkartıyordu.

Tohumlar nehrin içersinde süzülerek giderken İmor, ağacın dibine bağdaş kurarak oturdu ve Gaia'ya da oturması için eliyle işaret etti. İmor'un isteği üzere Gaia da bağdaş kurarak ağacın dibine, çimenlerin üstüne, oturdu.

''Şimdi senin şu meraklı, buz mavisi gözlerini giderelim, Gaia.''

Gaia, büyük bir merakla İmor'un ağzından çıkacak sözcükleri bekliyordu.

''Tüm Legoryan Diyarı'nın doğal güzelliklerinin kaynağı Yaşam Ağacıdır, Gaia. Ağaç, her gün yeni tohumları olgunlaştığında biz Treslaları davet ederek tohumları nehre bırakmamızı ister. Bu tohumlar nehirde akarak Legoryan Diyarı'nın dört bir yanındaki toprakların altında dolaşıp toprağın verimli hale gelmesini sağlar.''

Gaia, Legoryan Diyarı'ndaki birçok şeyi bildiğini zannederken son günlerde öğrendikleri onun henüz hiçbir şeyden haberdar olmadığını kanıtlar nitelikteydi.

''Yaşam Ağacı, eskiden yeryüzündeydi. Lakin insanlar doğamızı katletmeye başladıkları vakit biz Treslalar, Yaşam ağacının ruh tohumunu alarak onun güvende kalmasını sağladık. Ruh tohumu, Yaşam Ağacının varoluşunun kaynağıdır. Yani, tüm Legoryan'ın kalbidir.''

Gaia, bir ağacın Legoryan Diyarı için bu kadar mühim olmasını dinlerken gözleri hâlâ daha ağacın parıldayan yapraklarındaydı.

''Tüm doğal güzelliklerin kaynağı Yaşam ağacıyken sadece Zarnal doğasının kaynağı Yaşam Ağacı değildir, Gaia.''

LEGORYAN EFSANESİ- RUH TOHUMU [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin