Bölüm 20

691 39 2
                                    

Lulu'nun uzattığı süsü uzanarak sahte çam ağacımın en tepesine astım. Onun boyu benimkine kıyasla kısa olduğundan aramızda böyle bir iş bölümü yapmıştık. O süsleri uzatıyor, bende uygun gördüğüm noktalara asıyordum. Bir adım geri çekilerek son dokunuşları yaptığımız ağacın görüntüsüne baktım. Hem çok pahalı olduğundan hem de canlı ağaçların sadece evimin salonunu süslemek için öldürme fikrinden hoşlanmadığımdan sahte ağaç almaya karar vermiştim. Kötü görünmüyordu. En azından noel ruhunu yansıtmak için üstüne düşeni fazlasıyla yapıyordu. Derin bir iç çekerek çıktığım tabureden indim. Görev başarıyla tamamlanmıştı.

Lulu ve ben şömine ateşiyle sıcacık olan oturma odamda şaraplarımızı içerek yılbaşı ağacını süslüyorduk. Finallerimiz yeni bitmişti ve yeni dönem başlayana kadar önümüzde kocaman bir kış tatili vardı. Noel için eve gideceğime dair aileme söz vermiştim ama annemle yüzleşmek için kendimi hazır hissetmediğimden bu planı bir süreliğine askıya almıştım. Eve gelmeyeceğimi söylediğimde babam oldukça hayal kırıklığına uğramıştı. Ona önümüzdeki dönemin yoğun geçeceğini ve tatilimi ders çalışarak geçirmek istediğim bahanesini öne sürdüğümde ise anlayışla karşılamıştı. Bir noktada annemle yüzleşmek ve benden sakladığı gerçekleri öğrenmek zorundaydım. Ama bu birkaç farklı yönden iyi gitmemesi muhtemel bir plandı. İlk olarak annem her zaman yaptığı gibi her şeyi inkar edebilir ve ben yine eli boş kalabilirdim. Ya da bana her şeyi anlatır ve beni çevreleyen tehlikeleri öğrendiğinde okulu bırakmam için bana baskı kurabilirdi. Her iki ihtimal de oldukça mümkündü ve ben her ne kadar hakkımdaki gerçekleri öğrenmek istiyor olsam da bu şeylerin sonuçlarıyla baş etmek için henüz hazır değildim. O yüzden annemle yüzleşmeden önce kendim ve Lykaonların neden beni ele geçirmeye çalıştığı hakkında daha çok bilgi edinmeye çalışacaktım. Güçlerimi artık daha etkin olarak kullanabiliyordum. Madam ile birlikte yaptığımız antrenmanlar meyvelerini vermeye başlamıştı. Bir aydır aralıksız çalışıyordum. Ara vermek istemiyordum. Lulu'nun ailesi de Noel için Kuzey Avrupa turuna çıkmış olduğundan o da burada kalmaya karar vermişti. Sonuç olarak tatilin büyük bir kısmını beraber geçirecektik.

Şöminenin önünde pinekleyen Diana'yı endişeli gözlerle kontrol eden Lulu'ya gülümsedim.

"Sence bu gerçekten mantıklı mı Aurora?"

"Neden bahsediyorsun?"

Sorduğu soru gayet açıkmış gibi gözlerini deviren Lulu bakışlarını bana çevirdi. "Evinde vahşi doğaya ait bir hayvan beslemekten bahsediyorum tabii ki"

"Ona vahşi denmesinden hoşlanmıyor. Bence dikkatli olmalısın. Onu kızdırırsan etsiz kıçından bir ısırık almaya karar verebilir" dedim umursamaz görünmeye çalışarak ama içimden kahkaha atıyordum. Tepeden tırnağa titreyen Lulu, tedirgin bir şekilde gerileyerek kanepeye oturdu.

"Sen kesinlikle delisin Aurora."

Omuz silktim ve yanına giderek bende kanepeye gömüldüm. Lulu, Diana'yı ilk gördüğünde kafayı yemiş, arkasında bir toz bulutu bırakarak evimi terk etmişti. Onu Diana'nın varlığına alıştırmam bir hayli zor olmuştu. Gerçi tam olarak alıştığı söylenemezdi. Hala Diana etraftayken gergin oluyor ve benim kafayı yemiş olduğumla ilgili iğneleyici yorumlar yapıyordu. Ama en azından artık kaçmıyordu. Liam, Rose ve Eva ise Diana'ya çok daha kolay alışmışlardı. Sanırım bunda aynı türden olmalarının büyük etkisi vardı. Evet onlarda boş zamanlarda sevimli küçük kurtlara dönüşüyorlardı.

Logan ve Alex'in kurt adam olduğunu öğrenmemim ardından hepsi birden evime gelmiş, kurt adam olduklarını itiraf etmiş sonrada evimde film gecesi yapmışlardı. Hayatımda ki normal tanımı gün geçtikçe normallikten uzaklaşıyordu ve ben buna alışmaya başlıyordum. Hayatımın tek normal kalan parçası Lulu'ydu ve ben, beni tüm bu doğaüstü zırvalardan bir süreliğine de olsa uzaklaştırdığı için ona minnettardım.

KUZEY IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin