3.Bölüm💐

8K 326 12
                                    

Sabah uyandı Zeliha, gece boyu sicim gibi  yağmur yağdi.
  " İyi ki geçen yaz çatı çekti abim"  diye düşündü "yoksa sabaha kadar akan yerler ile uğraşmalıydık"  dedi kendi kendine kalktı yatağını sardı üstünü giyindi.  İş güç beklemezdi.

Elbise giyerdi genelde güzel desenleri olan birkaç elbisesi vardı annesi dikerdi.
Severdi Zeliha,  anasının elinin değdiği herşeyi, tuman derlerdi alt içliklerine rahat iş yapmak için örtüye de uygun olsun diye köy yerindeki her kız,  kadın giyerdi bu kıyafetleri, yağlığınıda(yazma) taktı başına, örülü saçları çıkmıştı kenardan iki sırma mısır gibiydi ipek gibi olan saçları,  özenle yağlardı her banyo sonrası zeytinyağına tarak batırıp tarardı önemliydi genç kızlar için saclari uzun olmalıydı..

  Mutfağa girdi attı küpşekerini ağzına seviyordu aç karına şeker  iyi geliyordu iyiki görmüştü bunu cerci de, camdan dışarı baktı hala yağıyordu yağmur,
' az bekelyim hafiflesin ahıra giderim' diye mırıldandı.
Sabah çayı için siniyi hazır etti.
Çay suyu indirdi küçük ocağa demledi kenara koydu.
Ahır üstünü çekip gitti,  sütü sağdı,  hayvanlara ot verdi baktı azalmış ot,  haymaları biraz biçmek gerekti çayırdan, yağmur sonrasına kadar yeter inşallah bu diye aklındakini cevirerek eve gitti üstünü girişe asıp mutfağa geçerken salona sofra serdiğini gördü annesinin,
sobayada ateş atmıştı her nekadar bahar gelsede üşüyordu kadıncağız yağmurlu havalarda.
   "Ana ben yapardım niye yordun kendini"  dedi
" yorulmadım gızım hepsini senmi yapacan olsun "dedi anacağı.
Zeliha uzuluyordu anasına, ağrısı olmasın iyi olsun istiyordu.mutfağa gitti sütü tasa koyup pişirdi kalanıda peynir mayaladı sardı sarmaladi kazanı.
  Gecen gün ekmek yapmıştı yeterdi daha 2 gün, ekmekleri ve sütü de alıp sofraya geldi.
Babası da gelince başladılar çay içmeye..
  " Bahçeyi ekelim yavaş yavaş"  dedi babası,
" olur baba " dedi genç kız
" Ferhat emminin oğlu bel vursun bahçeye, gelsin " dedi.
Tamam manasina kafasını salladı adam.
1 hafta sonra yağmurlar durdu yeşerdi etraf iyice, nisan sonu yaklaşıyordu.
  Zeliha yagmur sonrasi sabah vakti komşuya gitti, oğullarını bahçe beli vurmaya çağırdı.
"tamam "dedi 25 yaşındaki çocuk, çocuk dediğine bakma abisiydi o.
" öğle sonu gelirim"
.Zeliha babasına söyledi kendi de hayvanlara ot biçmeye çayıra gitti.
Orakla zordu ama yapacakda baska bisey yoktu tirpan( Ot biçme aleti)
vurmak daha zordu.
Bayağı büyük bir ot biçti sırtına iple şelek yaptı evin yoluna koyuldu.
" yeter belim ağrıdı yarın az daha biçerim" diye soylenerek yürüdü.
ezanı  da duyunca " ikindi olmuş epey geçmiş zaman " diyerek ic geçirdi.

Halil ağayla karşılaştı yolda,
sevindi adam Zeliha yı görünce hafif yaklaştı.
"Zeliha seni bu işlerden kurtarırım niye kabul etmedin bir elin yağda bir elin balda yaşarsın ha ne naz yaptın" dedi ses tonundan bile sinir oldu Zeliha,  ses etmeden yürüdü.

Durmadı arsiz adam az daha peşinden gitti.
"Inat etme gerçekten niyetim iyi hükümet nikahıda yaparım" dedi.
Zeliha duramadı bu sefer

" utanmıyonda demi Halil emmo"

dedi bastıra bastıra,

" oğlun benden büyük ayıptır oğluna kız bakacağına kendine düşünüyon"

diyince nevri döndü adamın,

" seni alacam Zeliha öyle yada böyle dedi 1 aya hazır ol"

Zeliha,  biraz korktu yüzünün rengi değişti belli etmemeye çalıştı hızla koşar adım eve girdi nefesi kesikti.

Bahçede babasıyla komşu oğlunu iş yaparken gördü otu indirdi.
Az kurusun diye tahtalarin üstüne attı.
Rengi solmustu yüzünde.

İçeri girdi üstünü başını silkeleyip büyük bir tas su içti kazanları çıkardı hızlıca bir yemek koydu ateşe, çünkü aklı yerinde olmayınca sıkıntıdan  hızlı hızlı  iş  yapardı hırsı bitene kadar köyü  bile ayağa kaldırabilirdi....

ZELİHA      (Yeniden Düzenlemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin