33.Bölüm

5.2K 237 18
                                    

  Zeliha gördüğü ile beyninden vurulmuşa döndü başında şimşekler çaktı.
Korktu kötüye  yordu,  saniyesinde bin bir  olumsuz düşünce geçti aklından.
Zeynel kendini boşar, inanır eski laflara aklına kuşku  düşer, namussuz derler, demek doğruymuş köyünde çıkan dedikodular diye aklı bulanır sandı.

Olamazdı buraya kadar gelmişken tam mutluluğu yakalamış, sabrının meyvesini almış, sevmiş sevilmiş, kocasına kadın olmuşken vazgeçilen olamazdı kaldıramazdi ayrılmayı,  hemde böyle bir sebeple sevdiği adamdan Zeynel ağadan uzak duramazdı ölüm demekti bu..

  Geriye baktı adam gördüğü ile şaşırdı  ama daha çok şaşırdığı karısının dizleri üzerine çöküp
  " Zeyneeeel yemin ederim yok kara toprak başıma yok öyle birşey" diye yana yakıla ağlamasıydı sesindeki acı yüreğini yaktı fırladı yerinden ağrısı var sandı en kötüsü de Melek'i de böyle başlayan sancılı, kanamalı hastalık ile kaybetmişti korktu aklı çıktı.
Tuttu kollarından " ne oldu Zeliha neyin var çokmu ağrıyor korkma sakin ol hadi ebeye gidek anama haber edem " dedi gözlerine baktı ama gördüğü tedirginlik ve acıydı.
Zeliha ağlıyordu duymadı bile kocasının sözlerini sadece baktı başını sallaya sallaya sicim gibi yaşlar döktü.

  Zeynel sarıldı kucağına aldı karısını yatağa yatırdı Zeliş şoka girmiş gibi sadece yaş akıtıyordu.

  Zeynel baktıki olmayacak ne olduğunuda çözemiyor sarstı karısını
"Kendine gel Zeliha ne oldu sancın mı var niye böyle ağlıyon birşey söyle anamgili çağırıyom" dedi ve gitti ilk gördüğü ene si Hazal kadındı mutfak girişindeydi seslendi " ene hele bak Zeliha seni bekler "
  " hayırdır oğlum " diyerek ağır aksak yürüdü yaşlı kadın önden Zeynel arkadan girdiler odaya.
Zeliha fistanının karın kısmını tutumuş sıkıntılı yüz ifadesi ile için için ağlıyordu.
Ene yaklaştı elini başına koydu terlemişti Zeliha gelinin  saçları
" kızım ne oldu niye böyle oldun anlat hele eneye ne seni dara sokan" dedi.
Zeliha başını çevirdi kocası geriden dinliyordu meraklı gözlerle karısına bakarak.
Zeliha utana sıkıla " ene ben vallah birşey etmedim kötü  söz duyacak.Ellerin dediği şey yemin ederim yalan Allah ayağa kaldırmasın benim günahım yok "   diyerek kendince  inandırmaya çalıştı yaşlı kadını.
Ene şaşkın şaşkın  baktı küçük gözleri ile ne oluyor diye.
" kızım biz biliriz seni niye böyle konuşursun şimdi "
Zeynel ağaya baktı  Zeliha.
" ağam ben namussuzluk yapmadım yemin ederim ne olur bana inan " dedi acı vardı sesinde isyan belki de.

Üstüne durmamıştı anasını ve babasını üzmemek için çıkan lafları umursamıyor gibi göründü hep, hele en son Dilan'ın dedikleri onu bile boşverdi ama içine atmıştı yaşlı başlı adamların talip olmasını Yusuf'un dedikodular yüzüne vazgeçmiş olması, istemiyordu ama böyle bir damga yemekte fenaydı, bu gün sinirlerinin boşaldığı gündü..

Zeynel şok oldu nasıl böyle düşünürdü masum karısı.
İki adımda gitti yanına oturdu yatağa sarıldı karısına " ben öyle birşey aklıma bile getirmedim, hiçbirzaman inanmadımda çıkan laflara sen niye kendini heder ettin jinamın " diyerek alnından öptü.
Zeliha da sardı kollarını enenin varlığını unuttu.
Hazal ene daha da şaşırdı ne oluyor bunlara diye seslendi " gelinağa derdin nedir kızım" dedi.
Zeliha utandı gözleri kıpkırmızı olmuştu.
Zeynel direk lafa girdi
" ene Zeliha da bi haller oldu ben çıkayım anlatsın sana  isterseniz ebeye götüreyim " dedi ve kalktı çıktı odadan.
Zeliha utana sıkıla yataktan çıktı dün gece  kaldırdığı çarşafı aldı dolabın altından
" Hazal ene vallahınan deme anamgile,  dün şey oldu bende bunu kaldırdımdı  amma benim şimdide kanamam var niye böyle oldu günümde değildir, ben çok korkuyom hakımda kötü düşünürler birşey derler adım çıkar yine, öldüm bittim Zeynel ağa inanmazsa bana diye" dedi.
Hazal kadın gülerek avuçladı Zeliha gelinin yüzünü öptü yanaklarından.
Bu samimi bir tebrikti.
" ah benim kınalı kuzum yüreği ezik gızım tasan bumuydu olur öyle bazen gün değişmişsindir belki ha sabahtan çamaşır yıkadın soğuk suya girdin üşüdün sancın başlamış işte neye bu kadar ağladın harab oldun kim senden şüphe eder al ateşe at şunuda " diye uzattı çarşafı.
Zeliha  nın yüzü aydınlandı teneke sobanın ön kapağını açtı küçük çarşafı attı içine saçlarını geriye attı üsütünü başını düzeltti eğildi enesinin eline öptü.
Kadın çok mutlu oldu.
" kızım Nurin xanım bilmeli ne zamandır bekler durur sizin birbirinize yâr olmanızı söylemek gerek saklama, ilk zamanlar soğukta da kalma ağır işte yapma sende lohusa kadın gibi oldun bunun utanması olmaz sırtından yeleği ayağından yün çorabı eksik etme " dedi yavaşca kalktı dışarı  çıktı.
Zeliş utandı ne diyeceğini bilmedi başı ile tamam dedi.
  Zeynel  ağa girdi odaya ayaktaki karısına sıkı sıkı sarıldı saçlarını öptü  defalarca kez.Zeliha da kocasının beline sardı kollarını kokusunu içine çekti yüzünü göğsüne gömerek.
" Özür dilerim ağam ben sandım ki bana kıyamet kopmuş, sen bırakırsın vazgeçersin adım kötü olur.Sabah beri karnım ağrıdı işte  öylede olunca korktum.Ağam ben kimseye belli etmedim  ama daha küçük yaşta adımın önüne böyle laflar çıkınca çok üzüldüm herkes beni kötü bilir sandım" dedi adamın gözlerine bakarak.
  Zeynel eğildi öptü karısını dudaklarından ve yüzünün heryerinden.
" bir an bile şüphe etmedim ne ilk geldiğinde ne de  sonra,  başta evlenmek istemedim sebep başkaydı, bu konuda şüphem olsa yer ile  gök birleşse kabul etmezdim.Sen benim karımsın başımın tacısın bir daha böyle kahretme kendini  o zaman ben kızarım işte, ene ne dedi niye olmuş "
  Zeliş sarıldı kocasına daha bir sıkı ve daha içten.
" sen bana nimetsin Allah'a şükür. ene şey dedi günün değişiyodur birde üşüttüysen olur ne akla onca pırtı yıkadın kimseye birşey demeden dedi kızdı"

ZELİHA      (Yeniden Düzenlemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin