"minho, nasılsın?" genç çocuk sınıfa girdiği an kendi masasını es geçerek yaklaşmıştı telefonu ile ilgilenen çocuğa.
"iyi, sen?" elindeki telefonu hızla kapatıp masasının üzerine koymuştu.
"bende iyiyim, hatta çok iyiyim." jisung minho'nun önündeki masaya oturmuş ve ona bakmıştı.
"seni ne bu kadar mutlu etti jisung?" minho parlak gözlerle karşısındaki çocuğa baktı.
"tanrı aşkına lee minho daha ne kadar beni tanımıyormuş gibi davranacaksın?" bu sefer parlak gözlerle bakan kişi jisung du. söyledikleri karşısındaki çocuğun titremesine sebeb olurken gözleri de dolmuştu.
"sen beni hatırlıyor musun?" sesi titrerken bunu sebebinin pişmanlık mı yoksa özlem mi olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"uh, hayır üzgünüm ama annem, o anlattı." karşısındaki çocuk buna mutlu olup olamamasını da bilemedi. daha ne kadar saklaya bilirdi ki.
"önemli değil. artık seni tanımıyormuş gibi rol yapmak zorunda değilim." sahte gülümseme dudaklarına yerleşince karşısındaki genç de onun gibi gülümsemişti.
"neden bana gerçeği söylemek yerine yalan söyledin?" minho elleri ile oynamaya başlamıştı.
öğretmenin sınıfa girmesiyle jisung istemesede kendi sırasına geçmiş ama dersi dinlemek yerine uyumaya karar vermişti. kafasını masaya kollarının üzerine koyarken sebebini bilmeden gözlerini kapatmamış yan masasında oturan minho'yu izlemişti.
____________________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kelebek
Fanfiction-tamamlandı hatıralarından silinmiş birine yeniden aşık olmak mı? ! eşcinsel içerik