"minho hadi çabuk ol!" kitaplarını çantasına yerleştiren çocuk aynı zamanda yanında heyecandan yerinde duramayan çocuğun sevimliliğine gülümsüyordu.
sonunda her şeyi aldığında yanında duran sevgilisi onun elini kavradı ve önden yürümeye başladı. minho hâlâ onun sevimliliğine gülümsüyordu.
"nereye gideceğiz?" hızını biraz yavaşlattı ve minho'nun ona yetişmesine izin verdi jisung.
"aslında ben nehre gidebiliriz diye düşünüyorum. marketten bir kaç şey alalım ve nehrin yanında oturalım." jisung kafası ile onaylamıştı.
nehrin yakınlıklarında bir markete girmiş ve atıştırmalık şeyler almışlardı. marketten çıkıp el ele nehre doğru yürümeye başladılar.
çimenlerin üzerlerine oturdular ve elindeki eşyaları kenara koydular.
"uzun zamandır bu anın hayalini kuruyordum." kollarını yanındaki bedenin omzuna attı ve kendine doğru çekti minho. jisung buna karşılık kıkırdamış ve iyice yaklaşmıştı minho'ya doğru.
"senden ayrı geçirdiğim her saniye cehennemi yaşadım. nasıl senden ayrı durabildim hâlâ aklım almıyor. ölmek için yalvardığım geceler oldu ama sonra aklıma geldin. seni bırakamadım, öleceksem de son bir defa seni görmek istedim. özür dilerim jisung, seni bırakmamam gerekirdi."
"her şey yoluna girecek ve biz uzun bir süre beraber olacağız. bunları kafana takma, her kes hata yapabilir ama bak şu an ikimizde hayattayız ve birlikteyiz. önemli olanda bu değil mi?" yüzüne minik bir gülümseme kondurdu ve sevgilisine taraf döndü jisung. dudaklarını minik bir öpücük için birleştirdiler.
ikiside şu an fazlasıyla mutluydu ve bu mutluluklarını hiç kimse bozamazdı.
____________________________________
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.