güneş odayı aydınlatırken genç çantasını aldı ve odadan çıktı. mutfağa doğru ilerledi. tezgahtaki mısır gevreğini kasesine döktü ve üzerine soğuk sütü boşalttı.
"yine mi o gevreği yiyorsun? daha kaç defa diyeceğim hepsi kimyasal onların." kapının girişinden içeri giren annesinin yakınması ile göz devirdi jisung.
kahvaltısını bitirdikten sonra annesi ile vedalaştı ve evden çıktı. yüzünde büyük bir gülümseme ile yürüyordu. sabah saatlerinde okula giden bir öğrenciye göre fazla mutlu görünüyordu ki yoldan geçenler ona dönüp yeniden bakıyordu.
sonunda okula vardığında direkt olarak sınıfa gitti. gözü sınıfta sevgilisinin sırasına kaydı. kafasını sıraya koymuş uyuyordu. jisung onun bu haline güldü.
kendi sırasına çantasını koydu ve onun sırasına yaklaştı. önündeki masaya oturdu ve arkasını dönerek o da kafasını sıraya koydu. artık yüz yüze duruyorlardı.
jisung sevgilisinin uyurken fazla tatlı göründüğünü düşündü. bir kaç dakika sonra minho gözlerini açmaya başlamıştı.
tamamen uyandığında karşısında ona sevimli bir şekilde bakan bir çift gözle karşılaştı.
"günaydın." sessizce fısıldadı jisung.
"dün iyi uyumadın galiba." esneyerek doğruldu minho. hafif gerilerek kendine gelmeye çalıştı daha sonra ona bakan minik gözlere baktı.
"dün uyuyamadım ki. her şey rüya gibi geliyor." minik bir kıkırtı çıktı jisung'un ağzından.
"bana da öyle geliyor." birbirlerine uzun uzun baktılar iki genç. uzun bir aradan sonra kavuşmuşlardı ve bu gerçek gibi gelmiyordu.
"bu gün okuldan sonra birlikte vakit geçirelim mi?" kafasını olumlu anlamda salladı jisung. daha sonra oturduğu yerden kalktı ve minho'nun yanına geçip ellerini beline sardı. ilk başta şaşıran minho daha sonra onun sarılışına karşılık verdi ve birlikte ders zili çalana kadar sarılarak uyudular.
____________________________________
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
