3

196 31 5
                                    

Neden ders dinleyemiyorum? Aklımda nasıl bu kadar kısa zaman içinde ev bulacağım vardı. Çoktan son derste bitmişti. O kadar dalgındım ki sıradan kafamı kaldırınca fark ettim sınıfta kimsenin kalmadığını. Çantamı alıp sınıf kapısına ilerliyordum ki aynı piano melodisini duydum. Çalan kişi her ne kadar umursamaz olsada gidip tekrardan dinlemek istiyordum. Onunla tanışmak istiyordum. Belkide nedeni buydu onu tekrardan görmek istememin. Hızlıca merdivenlerden inip müzik odasına doğru yürüdüm. Tahmin etmiştim o olduğunu. Bölmek istemedim ve dinlemeye devam ettim. Döndü ve bana baktı. Onunla konuşmak istedim:
-Hey sen çok yeteneklisin.
Yüzünü benden çevirdi ve çantasını tek koluna taktı. Tam sınıftan çıkacaktı ki kolunu tuttum ve gitmesini engelledim:
-Kaç kere karşılaştık ama konuşmadın. Ben Hongjoong. Senin adın ne?
-Söylersem her çıkışta beni dinlemeyi bırakacak mısın???
-Immmm duruma göre değişir.
Hızla kolumu eliyle itip yanımdan geçti. Yürümeye başlamıştı. Bende olduğum yerde kaldım tabi:
-Adım Seonghwa.
Arkasından gittim okul kapısına kadar. "O çok havalı" diye düşündüm:
-Seonghwa tekrardan görüşelim
Alaycı bir bakışla bana bakarak okul kapısından çıktı. Gerçekten kaba ama beni büyülemişti. Eve doğru yürümeye başladım. Yeni ev bulmak konusunda hala çok gergindim. Kapının kilidini açıp eve gittim. Çalışma masama oturdum ve internetten ev ilanlarına bakmaya başladım. Yoktu. Uyguna ev bulmak çok zor. Bide bu kadar kısa sürede. Kafamı dağıtmak için kulaklığımı takıp dışarı çıktım. Tam o sırada karşı binada bir ilan gördüm "oda arkadaşı aranıyor" bu zamanda tesadüf müydü bu? İlanın üzerinde yazan numarayı telefonuma yazıp hemen aradım:
-Merhaba. Ev ilanınızı gördüm az önce üstünde yazan kira çok uygun. Hala boşsa taşınmak istiyorum.
-Evet şuanlık başka biri dönmedi. Ev hakkında konuşmak için yarın saat 14:00'de Dream Cafe'de buluşalım sizin için uygun mu?
-Evet orada olacağım.
Bu sorunu da hallettim sanırım. İçim biraz olsun rahatlamıştı. Hazır yiyecek bir şeyler alıp eve geçtim. Yemek yerken bir yandan da telefonuma gelen bildirimleri kontrol ediyordum. Wild Dinosaur'la gerçekten çok iyi anlaşıyorduk. Sevmeye başlamıştım onu. Samimi konuşuyordu, gün içerisinde sürekli soruyordu beni ve sorunum olursa dinleyip çözüm sunuyordu. Kimliğini öğrenmek istiyordum ama sormaya çok çekiniyordum. Dayanamayacaktım daha fazla:
-Bir şey sormak istiyorum
-Tabi
-Kimliğini öğrenmek istiyorum. Bu mümkün mü?
-Yakın zamanda öğreneceksin Cat. Biraz daha sabret.
Telefonu bırakıp uyudum.

***

Güzelce uykumu almıştım. Hafta sonu olduğu için erken kalkmak zorunda kalmadım. Bir şeyler atıştırıp soğuk bi duş aldım. Üstümü giyinip çıktım hemen. Saat ikiye geliyordu. Bana verdiği adrese gidip cam kenarında bir masaya oturdum. Aydınlık bir yer iyi oldu. Saat 14:30 olmuştu bile hala ortalıkta yoktu. Yaptığı kabalık. Başımı önüme döndürdüğümde Seonghwa'yı gördüm. "NE" onunla oda arkadaşı mı olacaktım? Sandalyeyi çekip önüme oturdu. Soğuk bir tavırla:
-Beklettim üzgünüm.
-Bu yaptığın kabalık.
-Her neyse oda arkadaşım olmayı kabul ediyor musun?
Bir anda sorması beni germişti. Kabul etmekten başka seçeneğim yoktu. Evet anlamında kafamı salladım:
-Tamam Hongjoong bu hafta içerisinde yerleşebilirsin.
Hemen yerinden kalktı ve mekanın kapısından çıktı. Böyle acelesi varsa neden buluşmayı bugüne aldı?

***
Umarım okurken keyif alıyorsunuzdur 🐾

YOU WERE BEAUTIFUL//SEONGJOONG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin