♦
Steve sabah gözlerini açtığında yatağın sol tarafı boştu. Eliyle yüzünü sıvızladıktan sonra yataktan inip yerdeki kıyafetlerine baktı. Sadece baksırını giydi, daha sonra yatağın başında duran Antonio'nun siyah gömleğini giydi. Önünü bile kapatmadan aşağıya indi.
Büyük salonda yoktu esmer adam. Steve de koridorun en sonundaki odaya girdi. Antonio tezgaha dayanmış bir şeyler yapıyordu. Steve büyük bir gülümseme ile adamın yanına ilerledi ve arkasından ona sarılıp alnını adamın çıplak sırtına yerleştirdi.
"Sonunda mutfağı bulabildim."
Antonio hafifçe güldükten sonra geriye döndü ve kollarını Steve'e doladı. "Günaydın, sevgilim. Ben de bize kahvaltı hazırlıyordum..."
Steve büyük bir tebessümle Antonio'nun dudaklarına doğru ilerledi. Zaten az olan mesafe bu sayede kapanmıştı. Antonio, Steve ile öpüşürken bir anda sarışın adamı tek kolu tuttu ve geriye döndü. Boştaki eli ile de tezgahın üzerindeki eşyaları kenara isteledi ve Steve'i tezgaha oturtup o şekilde öpüşmeye devam etti.
Steve gülerek kafasını geriye çektiğinde esmer adam da aynı gülümseme ile baktı ona. "Seni çok özlemişim..." Steve'in adem elmasına büyük bir öpücük bıraktı. "Sevgilim benim."
Steve kollarını adamın boynuna dolayıp yanağına bir öpücük bıraktı. "Seninle tam olarak nasıl tanıştık, Antonio?"
"Ben seni öldürmek için gelmiştim..." dürüst davrandı Antonio. Steve'den bir şey saklamak istemiyordu. "Yolun ortasında dururken üstüme gelen arabayı fark edemedim. Araba bana çarpacağı zaman sen üstüme atladın...-"
"Oh, hatırladım..." dedi Steve kaşlarını hafifçe çatıp. "İkimiz de yere düşmüştük. Hatta sen telefonuna baktığın için arabanın korna çaldığını duymamıştın."
"Hıhım..." diyerek parmaklarını Steve'in yüzünden gezdirmeye başladı. "İşte ben tam o gün, o an sana aşık oldum. Nereye gitsen peşindeydim. Birçok kez Shield üstüne bile girmiştim. Hatta senin birkaç penyeni ve parfümünü almış olabilirim."
"Ben de eşyalarım nereye kayboluyor diyordum."
"Uyuşunu izlemeyi seviyorum..." dedi Antonio elini Steve'in ensesine koyarak. "Çok masum duruyor yüzün. En saf hâlinle duruyorsun karşımda. Günlerce hiç sıkılmadan uyuyuşunu izleyebilirim." Antonio, Steve'in ense kökündeki saçlarını yavaş yavaş okşamaya başladı.
Steve gülümseyerek Antonio'ya eğildi ve tüm ağırlığını adama verdi. Antonio tekrardan Steve'i kucağına alıp bir öpüşme başladı. Bu önceliklere göre çok daha uzundu fakat bir süre sonra bunu da sonlandırmışlardı. Antonio Steve'i yere bıraktıktan sonra tezgaha döndü.
"Sana sosis kızarttım. Yumurtalı ekmeği sevdiğini biliyorum, bol karabiberli. Sütlü, şekerisiz kahven de hazır. Üstüne de waffle yeriz. Ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cαpтαι̇ɴ нydrα » ɢαy • Steve Rogers
FanficO benim tek zaafımdı. Zaafıma bir zarar gelsin istemezdim. Oysaki ona en çok zararı veren yine bendim. Captain Hydra olarak Captain America'ya aşık olmuştum. [Steve Rogers ✖ Antonio Morrone] [MCU ile bağlantılı kısımları vardır fakat paralel bir evr...