3.Bölüm

816 19 1
                                    

" Kaç gündür kendine gelmedi doktor bey, durumu konusunda emin misiniz?" diye soran Niyazi beyin endişeli ve otoriter sesini duydu.

Gözleri kapalı, dudakları ve vücudu kımıldamıyordu ama yine de kendini Niyazi beyin burada ne işi olduğunu düşünmekten alıkoyamadı. Nerede olduğunun bilincinde bile değildi. Gamze bütün bu sorular içinde beyninde çığlıklrla ama kimsenin duyamayacağı bir halde yatıyordu. Mümkün olduğunca dedesini görmemeye onunla konuşmamaya çalışırdı. Zaten özünde bütün bu olanlar da onun yüzünden başına gelmiş sayılırdı. Kimseler onu duymasa da kendisini olanları düşünmeye zorladı. Ama Niyazi beyin (dedesine genellikle bu şekilde seslenirdi) ve odadakilern sesleri kafasının içinde yankılanıyordu ve düşünmesini, hatırlamasını engelliyordu.

Yaklaşık on dakika sonra yanında kimse kalmamış gibi ortam sessizleşmişti. Ama bütün bu sessizliğe rağmen Gamze odada birinin varlığını hissediyordu. Ağır kan kokusunun yanında çok bildik, tanıdık ona güven veren bir koku vardı. Sanki yüzyıllardır tanıdğı biriymiş gibiydi. " Ah tabi ya" diye düşündü. Vücudunda, sırtının sol kısmında hissettiği bir acıyı anımsadı ve ardından karıncalanmalar, sonra duyduğu üç el silah sesi... Ve onun kucağına yığılmadan önce doya doya içine çektiği o son koku. Merve'nin dayısının kokusu. Dün gece yaşadığı herşey gözlerinin önünden geçiyordu şimdi. o an ince bir sızı da sağ arka boşluğunda kendini belli etmeye başlamıştı ve çok istemesine rağmen daha fazla gözlerini kapalı tutamayacağını anladı.

Gözleri yavaş yavaş aralandı. Bembeyaz bir oda ve ışık onu rahatsız etti. tekrar kapadı gözlerini, hiç açmak istememesine rağmen bunun mümkün olmayacağını biliyordu. bu sefer yavaş yavaş gözlerini ışığa alıştırarak açmayı denedi. yavaşça açtığı gözleriyle odayı taramaya başladı. Kocaman bembeyaz bie oda, üzerinde bulunduğu bir hastahane yatağı, bağlı olduğu makineler ve yatağın solunda bir koltuk. Koltuğun üstünde başı öne eğik, üzerinde kanlar içinde oturan o.

Deniz'in başı öne eğik olduğu için ilk önce Gamze'nin gözlerini açtığını farketmedi. Gamze'de sessizlikte huzuru bozmak istemediğinden gözlerini odada gezdirdi bir süre. Ardından gözleri ne kadar kaçırmak istese de solundaki koltukta oturan Deniz'e ilişti ve öylece kaldı. o gece bu adamın yüzüne kızgınlığından çok dikkat etmemiş olduğunu, yorgunluğuna, üstünün başının batmış olmasına rağmen karşısında insanüstü bir yakışıklılığın var olduğunu farketti. Ne yani ben şimdi yüzüne dikkat bile etmediğim bir adamı mı kurtardım? Aman Tanrım aklım nerede acaba benim? diye içinden söylenip gülümsedi. Sonra aklına cevabını çok merak ettiği bir soru takıldı. Neden yalnızca o burada? Birkaç dakika ya da saat önce çok emin olmasa da Niyazi beyin de burada olduğunu ve sesini duymuştu bu odada. Peki ya Merve neredeydi? Kaç gündür burada kalıyordu? Aklındaki sorularla daha fazla boğuşmak istemeyerek yeşil gözlerini tekrar Deniz'e yöneltti. Tam konuşmak için ağzını açacaktı ki Deniz onun bakışlarını farketmiş olmalı ki başını ani bir hareketle yukarı kaldırdı.

"Nihayet gözlerini açabildin. Doktoru çağırıp hemen geliyorum." diyerek odanın kapısına yöneldi. Gamze acı içinde ağzını oyantma gücünü zorlukla kendinde bularak;

"Konuşmamız lazım. Neler oldu? Kimlerin ahberi var? Bee...ah...ben..." diye devam ederken bir yandan canının acısına hakim olmaya çalışıyordu, diğer yandan onu susturmak için araya giren Deniz'e bakıyordu;

"Biliyorum konuşacak çok şey var. Hatta öğrenmen gereken yeni şeyler de var ama öncelik doktorun mauyenesinde. şimdilik dinlenmene bak. Muhtemelen konuşacaklarımız pek hoşuna gitmeyecek." diyerek odadan ayrıldı. Acaba daha ne hoşuma gitmeyebilir ki? diye düşündü Gamze. Ancak o kadar ağrı ve sızısı vardı ki hiçbirşey düşünecek durumda değildi. Gerçekten ne olduysa olmuştu ve bir an önce doktorla konuşup eve gitmek istediği geçti içinden. Bir kaç dakika sonra doktor bey tek başına odaya girmişti. Gamze bakışlarını kapıya yöneltip yalnızca doktoru gördüğünde büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Yapayalnızdı. Gördüğü ya da duyduğu herşey hayalden mi ibaretti diye düşündü. YNarkozun etkisinden hayal mı görüyordu? Bütün bunlar aklından geçerken doktorun gülümsemesiyle kendisine geldi.

Doktor Gamze'ye "Dışarıda çok bekleyeniniz vardı küçük hanım ama sizi görmelerine yarına kadar izin vermeyeceğim. Onedenle Deniz dışındaki herkesi gönderdim. O da çok inatçı çıktı."

Gamze bir an afalladı. Muhtemelen ailesindeki herkes oradaydı ve Merve de ama Deniz? Deniz kimdi ki?

"Doktor bey Deniz?" diye sordu.

"Hayatını kurtardığınız adamın adını bilmiyor musunuz?" diye sordu doktor. Gamze o an artık Deniz'in kim olduğunu biliyordu. MErve'nin her zaman hayranlıkla bahsettiği dayısı. Hayatını kurtardığı adam ve ona sahnede o ahlaksız teklifi yapan terbiyesiz. Hepsi tek kişiydi ve Gamze onu kurtarmak için kendini ölüme bırakmıştı. Hala ne düşünerek bunu yaptığını kendi bile bilmiyordu. Yere eğil, dikkat et demek yerine neden üstüne atlamıştı. Kafası bunlarla o kadar doluydu ki doktorun söylediklerinin çoğunu dinlemememişti. Doktorun odadan çıkmasının ardından Deniz o perişan görüntüsüyle odaya girdi. Gamze'nin yatağının yanına oturarak derin bir nefes aldıktan sonra söze girdi;

"Sinan ile konuştum, arkadaşımdır. Şimdilij durumun gayet iyi ancak bir hafta kadar hastahanede kalman gerekiyormuş. Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu. Gamze gözlerini onun perişan ama güzel yüzünden alamıyordu. Bu adam için ölümü göze almıştı.

"Daha iyi gibi. Sadece kımıldadığımda canım çok acıyor. Niyazi beyin sesini duydum, gerçi doktor herkesi gönderdim dedi ama o gitmez burada mı hala?"

"Hayır Sinan'dan hepsini göndermesini istedim. Konuşmamız lazım ama bu konuşma senin kendini nasıl hissettiğine bağlı." diye şüpheli gözlerle kıza baktı. Aslında Deniz onun iyi olduğundan emin olmak istiyordu. KEndisi yüzünden birinin başının belaya girmesini asla istemiyordu ama olmuştu. Hem dehiç tanımadığı bir kız hayatını tehlikeye atmıştı.

"İyiyim ben ne konuşmamız gerekiyor?"

"Senin böyle ünlü bir ailenin kızı olduğunu bilmiyordum. Hastahanenin önü gazetecilerle dolu ve hepsi tek birşey merak ediyor. Tabi bunu ailen de çok merak ediyor. Herkesin aklındaki soru senin neden o kurşunun önüne atlayıp beni kurtardığın. Sanırım herkese bir açıklama yağmamız gerekecek."

Gamze dalgın dalgın tavana bakıyordu. Ne demek herekse açıklamamız gerekecek? Açıklanacak ne vardı ki yalnızca birini hayatını kurtarmıştı. başka herhangi birşey yaptığı yoktu.

"Açıklamamız gereken derken? Neyi açıklamamız gerekiyor? Açıklanacak birşey yok. Ben yalnızca birinin hayatını kurtardım hepsi bu."

"Malesef hepsi bu değil küçük hanım. Merve'den bütün detayları öğrendim. Herkes barda benim ne yaptığını merak ediyor. Merve dedenden nefret ettiğini söyledi ve hayatını kurtarmak için benim barımda çalıştığını. Nunu gazeteciler duysa ne olur biliyor musun?

"İstediğim de bu zaten. Rezil olsun umurumda bile değil." dedi Gamze kızgınca. Sanki dedesinin rezil olması umurundaydı. Ondan kurtulmak için herşeye hazırdı.

"Bak küçük hanım. Seni yeterince tanımıyorum ama anne vababının intikamını almak için böyle bir rezilliğe h gerek yok. Üstelik sadece dedeni değil, anneni, babanı ve ailenin diğer kalanlarını da rezil edeceksin. Ayrıca deden bunun peşini bırakmayacak işin daha da zorlaşacak bunların farkında mısın?" diyekükredi. Bu sinir kendine midi yoksa karşısında duran solgun yüzüyle bembeyaz yatağa yatan hayatını kurtaran kıza mıydı bilmiyordu Deniz. Tamam kız beki onun hayatını kurtarmıştı ama kendisi neden bu olayın dışında kalmayıp kıza akıl veriyordu ki. Ayrıca başka bir sorun daha vardı. Kız artık açık bir hedef haline gelmişti. Üstelik ne derse desin Deniz'in önüne atladığı için herkes kızın Deniz için önemliolduğunu düşünecekti. Yoksa kim neden tanımadığı biri için hayatını tehlikeye atardı. Sanırım bu kızı korumak zorundayım. diye düşündü. Artık Gamze ile bir anlaşma yapması gerekiyordu. Bir yolunu bulup bir süre kıza göz kulak olmalıydı. Ama belli ki inatçı ve huysuz bir kızdı, onu nasıl ikna edecekti.

"Söylediklerinde doğruluk payı var ama benim de tek isteğim o evden kurtulmak." İşte aradığım fırsat diye düşündü Deniz ve söze girdi.

"Sanırım bu konuda sana yardım edebilirim. Merve'nin söylediklerinden anladığım kadarıyla dedenin üstündeki baskısı çok fazla ve dedenin evinden kurtulmanın en kolay yolu evlenmek. Hayatımı kurtardığına göre sana bu kadarını borçlu olabilirim diye düşünüyorum. Evlen benimle Gamze."

AHLAKSIZ TEKLİFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin