*Bölümü okumadan önce 11.Bölümü okuduğunuzdan emin olun^^
Önceki bölüm hatırlatması;
"Seungmin'den uzak dur" diye kısaca uyardı abisini. "Benim için ona bir şey yaparsan bedelini en ağır şekilde ödersin""Bir insana aşık olarak kendi zayıflığını kendin oluşturdun Chan. Sana taht için her şeyi yapabileceğimi söylemiştim."
———————————————Chan bir şey söylemeden karşısında oturan kıza baktı. İçinde oldukları durumun can sıkıcılığı yetmezmiş gibi kızın sürekli gülmesi, ona iltifat edip flörtleşmeye çalışması daha da çok sinirini bozuyordu. Ailesine evliliği kesin bir şekilde reddettiğini söylemişti ancak yine de şimdi ailesi tarafından seçilen bir gelin adayı ile oturarak bir şeyler içmek zorundaydı. İstemediğini karşı tarafa yeterince bekli ettiğini düşünüyordu ama kız anlamamış gibi çoğunlukla tek taraflı sohbetini sürdürmeye çalışıyordu.
"Daha sonra bir şeyler yapmak ister misin?" Saygı ifadesi kullanmadan konuşması da sinirini bozan şeyler arasında önemli bir yer kaplıyordu.
"İşim var."
Bozuntuya vermeden uzun siyah saçlarını omzundan geriye attı. "Biraz düşün, bundan sonra hep görüşecek gibiyiz. Birbirimizi daha iyi tanımalıyız."
Chan keskin bakışlarını fincanından çekerek ona doğrulttu.
"Ne şimdi ne de gelecekte, sizinle daha fazla görüşmek istemiyorum. Beni anladığınızı düşünüyorum, iyi günler."Sandalyesini geriye itip ayağa kalktı ve kızın şaşkın bakışlarını umursamadan oradan uzaklaştı.
Kafeden çıktığında Seungmin'i aradı. Telefonun açılmaması kaşlarının çatılmasına neden olmuştu. 3 kere daha arayıp yine aynı sonucu aldığında Minho'yu aramıştı. Onun şirkette olduğunu ve Seungmin ile en son bir saat önce konuştuğunu öğrendiğinde içinde büyüyen korku elle tutulur cinstendi.Bir umut açması için Seungmin'i defalarca ararken saraya gelmesi ve Seul'e geçiş yapması uzun sürmemişti.
Belki evdedir diye ilk oraya gitmişti ancak yoktu.Jeongin ve Felix'i de arayıp Seungmin'in nerede olduğunu onlara da sordu ancak aldığı cevap korkunun iliklerine kadar işlemesine neden olmuştu, Seungmin'in nerede olduğunu kimse bilmiyordu.
Abisini arayacakken telefonu çaldı, arayan isim bir anda tüm endişesini götürmüştü. "Neredesin sen? Neden telefonlarımı açmıyorsun? Sana bir şey oldu sandım Seungmin"
Karşıdan güçsüz bir ses duyuldu. "Özür dilerim, telefon sessizdeydi. Az önce gördüm aramalarını."
Ses tonu Chan'ın içini titretmeye yetmişti. "İyi misin Min?"
"İyiyim"
"Neredesin? Yanına geleyim mi?"
"Bu kadar endişelenmene gerek yok ama madem gelmek istiyorsun, konum atıyorum."
"Birazdan oradayım güzelim"
Telefonu kapattı, Seungmin'in attığı konumdan önce bir mesaj daha gelmişti.
Kwangsoo Hyung
Korktuğunu bu kadar belli etme Chan, çok aciz görünüyorsun.Asıl aciz olan sensin.
Duygulardan yoksun, tek anladığı
güç olan bir acizSessizce küfür edip mesaj panosundan çıktı, Seungmin'in attığı konuma baktı.
Küçüğünün bir kayanın üzerinde oturup uçurumu izlediğini görünce kalbinin ağzına geldiğini hissetmişti. Endişe ile yanına gitti, kayadaki boş yere oturup ona sarıldı.
"İyi misin Seungmin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Are || ChanMin
FanfictionSeungmin daha 6 yaşındayken Chan'a bağlanmıştı kaderi. Henüz küçükken bir kahraman olarak gördüğü, büyüdükçe hayal meyal hatırladığı ve her yerde aradığı adam hiç beklemediği bir şekilde karşısına çıkar. Ancak efsanelerden ya da hikayelerden duydu...