Oy verip yorum yaparsanız bunları yazan kişi çok mutlu oluyormuş^^
Seungmin Chan'a sıkıca sarılırken ardı ardına akan göz yaşlarını durduramıyordu. Bang Chan da ona sıkıca sarılmış bir yandan saçlarını okşuyor, bir yandan kokusunu içine çekiyordu, şu iki günde meleğine duyduğu özlemi kelimelerle anlatamazdı. Seungmin sonunda başını Chan'ın boynundan kaldırabildiğinde hafifçe burnunu çekmiş "Seni çok özledim" diyip tekrar boynuna sarılarak ağlamaya devam etmişti.
"Ben de seni çok özledim ama ağlama artık lütfen bebeğim, seni ağlarken görmeyi hiç sevmiyorum."
Seungmin tekrar burnunu çekmiş, kızarık gözleriyle masumca Chan'a bakmıştı. "Mutluluktan ağlıyorum. Beni bir gün daha bulamasaydın çok kötü şeyler olurdu ama şimdi sana sarılıyorum. Bu beni çok mutlu ediyor."
"Tamam, yine de ağlama." Seungmin'in dudağına küçük bir öpücük bırakıp geri çekildi Chan. "Duş almak ister misin?"
Seungmin gülümseyerek kabul etti teklifi. "Olur." Ardından yüzünü tekrar ağlamaklı bir ifadeye sokmuş dudaklarını büzdü. "Bana yardım eder misin? Çok yorgunum."
Chan gülerek, küçüğünü de kucağına alarak ayağa kalktı. "Bilerek o yüz ifadesini kullandığının farkındayım ama reddedemeyeceğim kadar şirinsin." Tekrar koltuğa oturmuş, parmaklarıyla önce Seungmin'in burnunu sıkıştırmış ardından yanaklarını sıkıp ısırarak sevmişti. "Nasıl bu kadar sevimli olabiliyorsun ki sen? Bebek gibisin, ısırmak istiyorum sürekli."
Seungmin küçük bir kahkaha atarak yüzünü ondan uzaklaştırmaya çalıştı. Ama bu sefer de karnını gıdıklayan parmaklara maruz kalmıştı. Zar zor kahkahalarının arasında konuştu. "Chan, tamam dur. Dur lütfen."
Chan onu gıdıklamayı kestiğinde derin bir nefes almış, kahkahaları yerini yüzündeki sırıtışa bırakmıştı. "Hadi, duşa girecektik. O zaman oynayabilirsin benimle."
Chan acımayacağını bildiği şekilde sevgilisinin alnına vurdu. "Aklından farklı şeyler geçirme küçük, sadece duş alacağız. Abin gelir birazdan." Ayağa kalkıp kucağında Seungmin ile banyoya ilerlerken konuşmaya devam etti. "İki dakika soft kalmamıza izin vermiyorsun anasını satayım."
"Benim aklımdan 'farklı' şeyler geçmiyordu, sen fesatsın."
Chan Seungmin'e alaycı bir bakış attığında Seungmin keyifli sırıtışını bozmamıştı. "Kabul et, aşıksın bu halime."
"Ben senin her haline aşığım."
"Beni kendine nasıl düşüreceğini çok iyi biliyorsun yakışıklı. Gerçi sen hiçbir şey yapmasan ben yine sana düşerim de."
"Kabul et, sen de bana çok aşıksın."
"Çok aşığım, çok."
Konuşurlarken banyoya ulaşmışlardı bile. Chan Seungmin'i kapalı klozet kapağının üzerine bırakıp küvete ilerledi. "Üzerini çıkar sen." Kendisi de küveti doldurmak için suyu ayarlıyordu.
Seungmin'in Chan'a yapışmasıyla geçen bir duşun ardından Chan küçüğünün kıyafetlerini giydirip saçlarını kurulamış, mayıştığını fark ettiğinde uyuması için yatağına yatırmıştı. Seungmin'in de üzerindeki yorgunlukla uyuya kalması uzun sürmemişti zaten.
O uyuduktan sonra kapı çalmış, beklediği gibi diğerleri gelmişti. Onlara Seungmin'in uyuduğunu söylese de Minho dayanamamış, kardeşinin yanına gidip onu uyandırmamaya çalışarak bir şeyinin olup olmamasını kontrol etmiş ve sevmişti.
Şimdi herkes Seungmin'in uyanmasını beklerken oturma odasına oturuyordu, kimseden çıt çıkmıyordu. Bang Chan, Felix'e sarılarak oturan Changbin'e göz kırpıp Felix'i işaret etmişti bakışları kesiştiğinde. Changbin gülümseyip başını salladığında aldığı onayla çıktıklarını anlamış, kendisi de gülümsemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Are || ChanMin
FanficSeungmin daha 6 yaşındayken Chan'a bağlanmıştı kaderi. Henüz küçükken bir kahraman olarak gördüğü, büyüdükçe hayal meyal hatırladığı ve her yerde aradığı adam hiç beklemediği bir şekilde karşısına çıkar. Ancak efsanelerden ya da hikayelerden duydu...