-Cehennemden Kurtarılan Bir Ceylan ve Cehennemde Bırakılan Bir Kurt-

57 6 0
                                    

-Cehennemden Kurtarılan Bir Ceylan ve Cehennemde Bırakılan Bir Kurt-

-Cehennemden Kurtarılan Bir Ceylan ve Cehennemde Bırakılan Bir Kurt-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sırayla kavuşacak herkes huzura ancak acı çekenler olacak arasında. Kaçıp kurtulmak isteyenlere ok gibi saplanacak gerçekler. Onları gafil avladığında acımayacak Tanrıçalar. Tanrının merhametine inanmayanlar uğrayacak Tanrıçaların gazabına. O zaman yalvaracaklar ancak çok geç olacak. Sihre kapılacak herkes unutacaklar gerçek benliğini. Aç gözlü birer yaratığa dönüştüklerinde anlayacaksın gerçek yüzlerini. Huzuru dengeyi sağlamak senin elinde iken bul hemen bir yolunu kurtar geçmişinle geleceğini.

Cenker odasına döndüğünde kendisini iyi hissetmeyip cam kenarına yaklaşmış ve derin nefesler alarak çok uzakta ancak kendisini belli eden Black Valley'e bakmıştı. Yarın orada kopacak kıyameti içindeki kurdu çoktan sezmiş ve huysuzlanmıştı. Gözleri sarayın giriş kapısına döndüğünde oldukça büyük, asil bir kurdun hızla saray kapısından çıktığını görmüş ve bir dakika beklemeden saraydan çıkmış atına atlayarak büyük kurdu takip etmeye başlamıştı. Tekrardan bastırıcı kullandığı için canı oldukça yanıyordu ve bu bitkinlikle kurt formuna dönmesi imkânsızdı. Liderinin odasında kurdu bir şeyler sezmiş ve Ediz'in olduğundan daha çok sinirlenip, üzüldüğünü anlamıştı ancak bunu yapacağı aklının ucundan geçmezdi. Min Krallığına insan formunda gitse işler biraz daha iyi olabilirdi ancak doğasına dönen Ediz gerçekten tehlikeliydi ve kurtarmak istediği Omega'yı bile öldürebilirdi ancak koruma içgüdüsü ve Giray'a karşı beslediği kin vücudunu tamamen ele geçirmişti. Kısa sürede Black Valley'e vardıklarında Ediz gürültülü bir şekilde içeri girmiş ve hızla Giray'ın odasını bulup boğazına çökmüştü. Daha neler olduğunu anlamayan Giray nefessiz kalmış karşısındaki öfkeden deliren kurdun patilerini boğazından çekmeye çalışıyordu. Cenker liderini koruma hırsıyla bürünmüş kurdunu gün yüzüne çıkarmış ve liderinin yanına gitmişti. Liderinin bir bakışı yetmişti ona. Küçük dişi Omegasını bulmayı emretmişti. Cenker odaları teker teker dolaşıp küçük Omegaları korkutmuştu. En son zindanların bulunduğu kata geldiğinde asla bir Omega'nın feromonunu alamayan Cenker zindanı korkudan feromonları ile dolup taşıran zarif bir güzel görmüştü. Omegalar doğaları gereği zarif, güzel ve bir o kadarda ilgi çekici olurlardı. Cenker onun güzelliği karşısında dona kalsa da karşısındaki dişi Omega önce duvar dibine sinmiş daha sonra yıllar önce Kim sürüsünün sarayında oyunlar oynadığı Cenker olduğunu anlamıştı. Yerinden kalktığı gibi demirliklere yapışıp elini uzatmış ve karşısındaki büyük Omega'nın yelelerini sevmişti.

"Cenker... Buradasın."

Küçük, dişi Omega bir gün önce saraya giren esmer Alfanın agresif feromonlarını almış ve göz yaşlarını arasında gülümsemişti. Kızgınlık dönemi başlıyordu ve feromonları olduğundan daha yoğundu ancak esmer Alfayı gördüğü an haddinden fazla olan feromonları daha çok yoğunlaşmış ve esmer Alfanın dikkatini çekebilmişti. O esmer Alfanın kim olduğunu adı gibi biliyordu ve onu etkisi altına almak en çok istediği şeydi ve bunu başarmıştı. Cenker dişi Omega ile Glacial Valley'e doğru yola koyulmuşken Ediz kurt formuna dönüşen bir diğer Alfa ile uğraşıyordu. Omegasının kurtulması onu o kadar rahatlatmıştı ki vücudu gevşemiş ve rahatlıktan dolayı bir anlığına gücünü kaybeder gibi olmuştu ancak içindeki kurdu açığa çıkaran Min'i görünce kendine gelmiş ve karşısında duran kendinden küçük Alfaya sert bir hırlama bahşetmişti. Min karşısında titriyor denecek kadar korkuyordu. Ediz'in ilk defa kurdunu görüyordu ve bu kadar büyük olacağını asla düşünmemişti. Min neredeyse Ediz'in karşısında diz çökecek konuma gelmişti. Ediz bunu fark ettiğinde insan formuna dönmüş ve kafası yerde olan kurda yaklaşıp elini yelelerine geçirmiş ve sert bir şekilde çekerek ona bakmasını sağlamıştı. Alfa çekilen yeleleri nedeniyle hırlayıp kırmızı gözleriyle karşısındaki esmer Alfaya bakmış ve onun yüzündeki acımasız ifadeyi görmüştü. Gerçekten haklılardı Ediz baş edilemez bir Alfaydı hele ki Omegasına dokunulduğunu duyan Ediz ölümden başka bir şey getirmezdi yanında ancak öyle olmadı. Min insan formuna döndüğünde Ediz onu dizleri üzerine çöktürüp derin sesiyle emir vererek konuştu. Min bu durumda sadece ona itaat etmek zorunda kaldı. İşte kaderine konulan son nokta buydu.

"Yarın şafağa kadar Black Valley'i terk etmiş ol Min. Tabii hala bu nama sahipsen."

Ediz hızla Glacial Valley'e varmak için tekrardan kurdunu ortaya çıkarmış ve koşarak Glacial Valley'e yol almıştı. Omega ve Betaları küçük gören esmer Alfa feromonlarının etkisine giren Omegasına, ruh eşine koşuyordu. Deltasının annesine koşuyordu. Cenker içinde bir kader yazılıyordu. Tanrı onun içinde notalarını tamamlıyordu ancak Cenker her zaman Tanrıya inanan olmuştu. Her zaman onun bir uyarı olan şarkılarına kulak asmıştı. Cenker şeytanın tuzağına düşmek yerine onu tuzağa düşürmüştü. Kaderi silinip tekrar baştan yazılıyordu. O da kendi kaderlerini yaratıyordu aynı hayran olduğu lideri gibi. Tanrı biliyordu yaklaşan felaketin neler doğuracağını. Bir diyar yaratmıştı onlar için. Ölenlerin içinde bulunduğu, Tanrının tamamen kendi kurallarıyla oluşan bir diyar. Çiğnen kuralların cezasının ölümle veya lanetle ödendiği bir diyar. Ancak Tanrının ezgisine kulak asmayanların yeri yoktu o diyarda. Bulunamazdı şeytana uyan hiçbir kimse. Ya da tam orada belirirdi şeytan onları kendine çekmek için. Tamda inançları, birbirlerine bağlılıkları kurtarırdı onları bu durumdan. Sihirli bir diyardı orası delilerin sınırlarının olmadığı, herkesin kendisini üstün gördüğü, her an birbirlerine düşecekmişçesine açgözlü oldukları bir diyardı. Tanrı onları sınamak için yaratmıştı bu diyarı. Onları test etmek, ezgilerini dinletmek, barış sağlamak, huzuru öğretmek, bir arada olmalarını sağlamak, sihre kapılmalarına izin vermek için yaratmıştı o diyarı. Ona olan bağlılıklarını bilmek içindi her şey. Onları istiyordu, tekrardan bir düzen istiyordu. Ona itaat edecek varisler ve lordlar istiyordu. Ona itaat edecek Kral ve Kraliçe istiyordu. Onları dizginlemek onların ise halklarını dizginlemelerini istiyordu ve Tanrı her geçen gün istediklerine bir bir kavuşuyordu. Şeytan akıl oyunlarıyla Tanrı'yı kandırmaya alışıyor, Tanrıçaları ağına düşürüyordu. Gözünü birisine dikmiş ona ulaşmaya çalışıyordu.

--

Düşüncelerinizi belirtmeyi ve yorum, vote atmayı unutmayın canlarım <3

Tanrının Ezgisine Kulak VerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin