-Kazanılan Zaferler ve Baştan Yazılan Kaderler-

36 6 0
                                    

-Kazanılan Zaferler ve Baştan Yazılan Kaderler-

-Kazanılan Zaferler ve Baştan Yazılan Kaderler-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ediz için tekrar yazılıyor bir ezgi. Kendi şarkısını söylüyor çığlıklarla. Tanrı unutmadı lanetlenenleri, seçti üçüncü kişiyi. Tekrardan yazılan kaderler bir düğüm gibi bağlandı birbirine. Senin kaderine son nokta koyuldu. İzlediğin yol çıkarıyor seni üçüncü ve en sadık varise. Bul varisleri sayıkla tılsımlarını. Koru kendini ve halkını onlardan. Semboller seçti sahiplerini senin sembolün hangisi?

Ediz o günden sonra zaferini kutlamak üzere tüm Glacial Valley ve Black Valley'i birleştirip güzel mi güzel bir baloya ev sahipliği etmek istemişti. Black Valley'i Giray'ın ellerinden kurtarmıştı. Halk ona minnettardı. Giray'ın da en büyük hatalarından bir tanesiydi bu. Asla kendi halkına bağlı değildi. Halkı onu bir Kral yerine bile koymuyor ona karşı sadece öfke ve korku besliyorlardı. Giray'ın ölmesi Black Valley ve Glacial Valley'in biraz rahatlamasına neden olmuştu. Tabii bazı düşmanlarda arkasından işler çevirmiyor değildi. Giray'ın arkasında olanlar Ediz'e saldırmak için çoktan bir plan üzerine çalışmaya başlamışlardı.

Yıllar önce, Ediz daha dünyaya gelmeden önce Babası ve Bay Min oldukça sıkı arkadaşlardı. Onlarda küçüklükten arkadaşlardı. Babalarının çiçek bahçelerinde kurt formlarında koşuşturup oynarlardı. Bazen güçlerini kontrol edemez ve tam zıplarken insan formlarına dönerler ve yere düşüp kahkaha atmalarına neden olurlardı. Bay Min ve Bay Kim çocukluk ve gençlik yıllarını beraber oldukça muhteşem bir şekilde geçirmişlerdi. O zamanlar bu diyarda savaş denen bir şey yoktu. Herkes huzur ve barış içerisindeydi. Taa ki Bay Min'in babasının topraklar için Bay Kim'in babasına savaş açmasına dek. Onlarda savaş etkisiyle düşman olmuşlardı. İkisinin babası da o büyük savaşta ölmüştü onların düşmanlığı da şimdiye dek sürmüştü. İkisi de birbirlerinden intikam almak istiyordu. Gözlerini kör eden şeyde buydu. İntikam. Yıllar süren dostluklarını bile hiçe saymışlardı.

Ediz Glacial Valley'e döndüğü gibi güzel Omegasına görünmeden odasına gidip temizlenmiş ve en güzel kıyafetlerini üzerine geçirip güzeller güzeli Omegasının odasına gitmişti. Omega'nın kızgınlık dönemi bitmişti ve feromonları artık bastırıcılar sayesinde çok fazla yayılmıyordu. Ediz onların ne kadar zararlı olduğunu bilse de şimdilik kullanmasının daha uygun olacağını düşünüyordu. Hem kendisi hem de Adin için şimdilik en doğru karar buydu. Ediz güzel Omegası Adin'in karşısına çıktığında ıslak yanakları ve kızarmış gözleriyle onun kolları arasına girmiş, kalbinde küçük bir çocuk sevinciyle sarmış ve ne yaptığını bilmeyerek burnunu Adin'in boynuna yaklaştırmış ve parfüm ile feromonlarının karışmış kokusunu ciğerlerine doldurmuştu. Bu güzel koku başını döndürmeye yetse de Adin'in kolları arasında olduğu gerçeği tüm vücudunu titretiyordu. Dakikalarca birbirlerine sarılmış ve doya doya kokularını içlerine çekmişlerdi. Ediz o an Adin'i öpmek istemişti. Mühürlemek, onu kendisine ait yapmak istemişti. Kurtların doğası buydu. Onlar ne kadar şu an insan formlarında olsalar da gerçekte bir kurtlardı ve kurtlar sevdiklerini her zaman, onlara ait olmalarını istedikleri an mühürlerlerdi ancak Ediz bunu yapamadı. Adin'in onu istemediği düşüncesi ağır bastığında kolları arasındaki Omega'dan ayrıldı ve bir şey demeden odadan çıktı. Adin onun içerisindeki isteği körüklüyordu. Ediz ne kadar kendisine hâkim olmaya çalışsa da etrafında dolaşan bu güzel Omega onun sınırlarını zorluyordu.

Cenker'i görmediği aklına geldiğinde bahçeye çıkıp her zamanki yerleri olarak adlandırdığı yere adımladı. Ediz çocukken tahtın başına geçtiğinde Cenker ile görüşme veya oyun oynama zamanı neredeyse hiç yoktu. Her zaman bir dersten diğerine koşuyordu. Atçılık, okçuluk ve öğrenmesi gereken diğer kraliyet dersleri ve kuralları onun tüm zamanını çalıyordu. Aklına gelenlerle bir gece Cenker'i odasından alıp babasıyla bahçede keşfettiği yer altındaki bir yere götürmüş ve onların oyun alanı olarak ilan etmişlerdi ancak orası yıllar yıllar önceki üçüncü Glacial Valley kralının kendine ait olan dinlenmek için kullandığı bir yer olduğu öğrenilmişti. Ediz yıllar geçtikten sonra muhafızlara söyleyip orayı daha güzel ve temiz bir hale getirip anı olarak herkesten gizlemek istemişti ancak Cenker ve o her ellerine fırsat geçtiğinde oraya kaçar ve dertlerini birbirlerine anlatırlardı. Tahmin ettiği gibi orada bulunan Cenker'i gördüğünde burukça gülümsemiş ve yanına, merdivenlere oturmuştu.

"Maje- Ediz Gelmişsin!"

Küçük Omega'nın heyecanı Ediz'i güldürdüğünde sakin olmasını söylemiş ancak boynuna sarılan kollarla kelimeleri yarım kalmıştı.

"Ah! Cidden gördüğün düşler o kadar kötü şeyleri çağrıştırıyordu ki bir an sen ve Glacial ellerimizden kayıp gidecek sandım."

"Sakin ol Cenker. Ne beni, ne de Glacial'i asla kaybetmeyeceksin."

Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri kovalarken Cenker ve Ediz yine beraber oturmuş ve sıkıntılarını birbirlerine anlatmışlardı. Yeri geldiğinde Cenker yeri geldiğinde Ediz gözyaşı dökmüştü ancak ikisi de oradan umut dolu ayrılmıştı. Ediz buydu işte. Namı zalim kral olarak yürüyen, herkes tarafından korkulan Ediz sevdiklerinin yanında tüm duvarlarını yıkıyor içindeki o çocuğu kısa süreliğine dışa vuruyordu. Genç yaşında yaşadıkları ona oldukça ağır gelmişti ancak bir şekilde duygularını gizliyor olanların üzerinden gelebiliyordu. Tanrı o gün Ediz'in gözyaşlarıyla karıştırdığı mürekkeple tekrardan bir kader çizmişti ona. Kendi yarattığı kaderlerini Tanrı tek tek silip hepsini tek bir yola çıkarmıştı. Tekrardan ezgi yankılanmıştı gökyüzünde. Uyarılanları sağır eden bir ezgi. Tanrı sonlandırıyordu herkesin kaderini. Diyar yeniden kuruluyor, her taş yerine oturuyor, her sembol sahibini seçiyor ve herkes hak ettiğini buluyordu.

--

Düşüncelerinizi belirtmeyi ve yorum, vote atmayı unutmayın.

Tanrının Ezgisine Kulak VerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin