-Saklanan Sırlar ve Ortaya Çıkan Büyük İhanetler-
Tanrı kendi varisini seçti. Bul o varisi. Bu diyarda güvenebileceğin tek şey gökyüzü, Tanrının varisi. Olabildiğince saklan Tanrıçalardan, akıllıca at adımlarını. Karşına aldığın her yabancı bilir akıl oyunlarını. Gerekirse karşı çık Krala. Onunda Tanrının ezgisine kulak vermesini sağla. Bul kendi sembolünü. Sakla herkesten kimlerden olduğunu. Dizginle kurtları geçir her birinin boynuna birer tasma. Sağla huzuru, yıllarca refah içinde yaşat halkını.
Cenker balodan sonra kendisini toparlamak için hemen odasına çekilmiş ve soğuk bir duş almıştı. Kızgınlık dönemine girmek üzereydi ve odası salgıladığı feromonlarla dolup taşıyordu. Feromonlarını az da olsa durdurmak için bastırıcı iğnelerden kullanmış ve biraz rahatlayıp yatağına girmişti. Kurdu günlerdir üzgündü ve kendini oldukça huzursuz hissediyordu. Tahmin ettikleri doğruydu. Adin geldiğinden beri Ediz kendinde değildi. Eskiden zalim Kral olarak anılan Ediz'i neredeyse özleyecek duruma gelmişti. Ediz çoktan kendisini Adin'e kaptırmış ve etrafındaki her şeyi herkesi unutmuştu. Düşüncelerinde boğulan Omega temiz hava almak için camının önüne geçip gökyüzündeki yıldızları izlerken sarayın önündeki çalılıklarda bir hareketlilik sezmiş ve dikkatini oraya vermişti. Oldukça sessiz olan sarayın avlusunda adım ve hızla alıp verilen nefse sesleri yankılandığında Cenker daha çok şüphelenmişti. Pür dikkat etrafı incelerken çalılar arasından çıkar Adin etrafı kolaçan ederek saraydan çıktı ve koşarak uzaklaşmaya başladı. Gözden kaybolmadan kurt formuna geçtiğinde Cenker vakit kaybetmeden onun peşine düştü. Cenker ne kadar küçük Omega'yı sevse de saraya geldiği günden beri onda bir tuhaflık olduğunu seziyor ve şüpheleniyordu. Eğer Ediz'in gördüğü düşler doğru çıkarsa şüphelerinde haklı çıkacaktı. Ediz her gördüğü düşün Cenker'e anlattığında Cenker ona üstün körü bir yorumlama yapar ve kendi kontrolü atında düzeltebileceği bir şeyler varsa onları kendine saklayıp halletmeye çalışırdı. Sakladığı bir diğer şeylerden biriside buydu. Ediz'in Deltasını bir Omega doğuracaktı. O deltayı doğuran Adin olacaktı ancak Adin'de zamanı geldiğinde Ediz'e sırtını dönüp ihanet edecekti. Dünyaya gelecek Delta her şeye hükmedebilecek bir güce sahip olacaktı. Black Valley, Glacial Valley ve diğer ülkelere sahip olacak ve onları birleştirip büyük bir halkı yönetecekti en azından Ediz'in varisi için planı buydu ancak Delta gücünü iyiye değil de kötüye kullanırsa sadece kurtların değil insanlığın sonunu bile getirebilirdi. Cenker'in bir diğer korkusu ise buydu. Kendine fazlaca yükleniyor hem ülkesinin hem de Kralının iyiliği için elinden geleni yapmaya çalışıyordu ancak ülkesindense Ediz onun için daha önemliydi. Zalim Kral yavaş yavaş eski haline dönmüştü ancak düşündükleri gerçekleşirse Ediz'i bu sefer tamamen kaybederdi.
Yıllar önce olduğu gibi.
Cenker ve Ediz savaştan sonra saraya ilk geldiklerinde çok fazla zaman geçiremezlerdi. Tabi Ediz tamamen tahta oturduğunda halkın sorunlarıyla uğraşmaya başlamıştı ve yine birbirlerine zaman kalmamıştı. Bir gün Cenker taht odasına girdiğinde Ediz'i görememişti. Normalde her gün dakik olan Kral Kim bugün üç saat geç kalmıştı. Daha fazla dayanamayan Cenker Kralının odasına gitmiş ve odanın köşesinden dizleri üzerine çöküp ağlayan Ediz'le karşılaşmıştı. Bu duruma ne kadar şaşırsa da ne yapacağını bilemeyip sakince Ediz'in yanına oturmuş ve bir şeyler anlatmasını beklemişti.
"Cenker."
"Efendim Ediz."
"Dayanamıyorum. Yoruldum. Bu işler hiçte bana göre değilmiş. Ben tahtı istemiyorum, savaş istemiyorum, halkın sorunlarını istemiyorum."
"Biliyorum çok yoruluyorsun şimdiden bıktın ancak babanın senden başka güveneceği birisi yok. Bu sana ailenden kalan bir sorumluluk."
"Onları hiç kaybetmek istemedim ben. Ne kadar bana karşı olan sevgilerini göstermeseler de ben onları tüm kalbimle sevdim. Annem uyurken saçlarını sevip kafamı boynuna saklamayı özledim. Babamın arkadaşlarıyla içerken gizli saklı beni övmesini, sarhoş olduğunda gelip benimle ilgilenmesini, eğlendirip saçma sapan ancak her defasında güldüren anlattığı şeyleri özledim. Onları özledim ben Cenker. Deli gibi özledim ben onları. Annemin övgülü sözlerini, babamın gelecekte olacak beni övmesini, onunla gurur duymasını özledim. Onlar şimdi yanımda yokken koskoca ülke bana kalsa ne olur? Belki her şey daha farklı olabilirdi. O savaşı kolaylıkla kazanıp bizi almaya gelirlerdi. Yine beraber burada büyürdük. Anne ve babamın bana uygun gördüğü bir kızla evlenir ve onların bana gururlu bakışları, övgüleriyle yönetirdim bu ülkeyi. Emin ol o zaman daha iyi olurdum. O zaman her şey daha iyi daha güzel olurdu."
Ediz saatlerce gözyaşlarıyla içini hiçbir şey söylemeyen Cenker'e dökmüş ve omzunda uyuyakalmıştı. Ertesi gün ise kimsenin tanıyamadığı, görmek dahi istemeyeceği birisine dönüşmüştü. O gece Cenker odasında gittiğinde çok düşünmüştü. Annesi ve babası her zaman onunla gurur duyuyorlardı bundan adı gibi emindi ve gittikleri yerde de onunla gurur duymalarını istiyordu. Tüm gece aralıksız gün doğana kadar düşünmüştü ona bırakılan koskoca bir diyar babasından geriye kalan tek şeydi ve kendinden ne kadar ödün vermesi gerekse de canının son damlasına kadar bu ülkeyi koruyacağına o gece hem Tanrıya hem de anne babasına yemin etmişti.
Cenker'in aklına doluşan anılar dikkatini dağıtmış ve patisine takılan taşlar nedeniyle yere düşmüştü. Etrafına baktığında çoktan Black Valley'e gelmiş ve meydanda bulunan döküntü denebilecek kadar eski bir evin önünde duruyordu. Adin'in o eve girdiğini düşünüyordu ve haklıydı da insan formuna dönüşüp yavaş adımlarıyla içeriye girdi ve aralık kapıdan arkası dönük bir adam ve önünde oturan Adin'i gördü. Bu sıralar feromonları oldukça güçlüydü ve bastırıcılar onları durdurmuyordu. Şu an ne kadar iyi saklanmış olsa da feromonlarının onu ele vereceğini biliyordu ancak bir şeyler öğrenmek için biraz dişini sıkıp adamı ve Adin'i dinliyordu. Adam oldukça aşağılayıcı bir tonda konuşuyordu. Adin'in ağladığını açık bir şekilde duyduğunda aralık kapıyı gıcırdatmadan biraz daha açmış ve adamı daha net bir şekilde görebilmek için kafasını biraz içeri uzatmıştı. Aynı zamanda konuştuklarını daha net duymak istiyordu.
"Sana bir süre vermiştim Adin. Cidden aşağılık bir hizmetçi parçasından böyle bir şeyi nasıl bekleyebilirdim ki? Yapamayacağın oldukça açıktı. Ediz'in sürtüğü değil de katili olmanı istemiştim senden Adin."
Cenker duydukları karşısında dehşete düşmüştü. Her kim olduğu belli olmayan adamın boğazına çökmek istemişti. Sesi tanıdık geliyor ancak hafızası bugün Cenker'e oyun oynuyordu. Adam yavaş yavaş arkasına döndüğünde Cenker bir kez daha dehşete kapılmıştı. Yıllar önce gördüğü adam tekrardan karşısındaydı. Black Valley'den sürgün edilmişti ancak geri dönmüştü. Ediz tüm Min sürüsünü bu diyardan silmişti adı gibi emindi ancak atladıkları büyük bir nokta varmış. Giray'ın yakın akrabalarından olan melez Omega Pars idi. Cenker günler öncesinde Kralına söylediği bir sözü hatırladı. 'Uzun zamandır önümüze hiçbir engel çıkmıyor ve halkımız huzur içinde. Her daim böyle olacağımıza adım gibi eminim.'
Yanılmıştı.
Savaş kapılarına dayanmıştı ancak onlar bunun çok geç farkına varmışlardı. Her şeyden önemlisi Ediz bunca yıl sonra birisine güvenip kalbini açmıştı, duvarlarını yıkmıştı ancak o ona ihanet etmişti.
Adin Glacial Valley Kralı Ediz'e çok büyük bir ihanet etmişti. Tanrı ise Adin'i bir kez daha lanetlemişti.
--
Düşüncelerinizi belirtmeyi ve yorum, vote atmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrının Ezgisine Kulak Ver
FantasíaTanrı açılan yaraları kapatıyor, diyarı ikiye böleni kendi içine hapsediyor. Kaderi baştan yazılıyor. Bu onun için bir felaketle sonuçlanıyor. Herkesin kaderine son nokta konuyor ancak o kaderlerini baştan yaratmaya devam ediyor. Varisler birbirleri...