***Bir önceki bölümü okumayanlarınız varsa kontrol etsin, thx bb 💜💅🏽
***
Kim Taehyung
Hayat.
Cidden çok hızlıydı.
Ya da yalnızca bana özel bir akışı vardı. Tanrı hayatımı 1.5 hızında falan bahşetmişti çünkü erkenden ölmemi bekliyor olmalıydı.
Bir an çok mutluyken bir dakika sonra gözyaşlarına boğulabilen bir yapım vardı. Yaşadıklarım o kadar hızlı bir şekilde gerçekleşiyordu ki, bir süre sonra neyin gerçek olduğunu ayırt etmekte zorlanmaya başladığımı itiraf etmeliyim.
Ama, herkes ergenlik döneminde duyguları oldukça değişken ve hızlı yaşar öyle değil mi?
İşin garibi, çocukluğumdan beri, hatta yürümeye ve konuşmaya başladığımdan beri hayat benim için garipti. Sanki Charlie kadar iyi niyetli ve masum bir çocuktum, büyük piyango beni yakalıyordu ve büyük bir çikolata fabrikasının sahibi olduğumu öğreniyordum. Aynı o filmdeki gibi işte.
Belki de geçmiş hayat denilen şey doğruydu ve günahkar bir insandım. Ya da erkeklerden hoşlanıyor olmam kitaplarda da yazdığı gibi, Tanrı'nın hoşuna gitmemişti ve beni lanetlemişti. Aksi takdirde bu kadar kötü bir karmaya sahip olmam olağan dışıydı.
Ya da, bilirsiniz, tam bir drama kraliçesiydim. Her şeyi abartıyorumdur, değil mi?
Yine de, bu yaşıma kadar başıma ne gelirse gelsin, bir şekilde gülümsemenin yolunu bulan ve içindeki çocuğu kaybetmemeye çalışan biri olmuştum.
Ha, bilgilendirme olsun diye söylüyorum, yaşadığım ilk ve tek zorbalık değildi, yani muhtemelen bunu da aşıp eski hayatıma geri dönebilecektim.
Beni şaşırtan tek şey, zor bir durumda kaldığım sırada ilk kez, gerçekten de ilk kez birisinin bana elini uzatması olmuştu.
O kişi ise Jeon Jungkook'un ta kendisiydi.
Girdiğim şokun sebebi de belki bu yüzdendi diye düşünüyorum. Çünkü, bilirsiniz, okula gitmek için bindiği okul servisinde dahi tacize uğrayabilen bir insandım. Özellikle de bir erkek olmama rağmen, ne garip değil mi?
Erkekler, tüm o ilkel zihinlerde, dağları yıkacak kadar güçlü, bir çölü susuz yürüyebilecek kadar hırslı, istediği her şeye sahip olabilecek kadar azimli yaratıklar olarak yer alırdı.
Peki, öyleyse ben neden o erkekler gibi değildim ve kendimi koruyamıyordum?
Bu da Tanrı'nın benimle oynadığı saçma bir oyundu işte. Muhtemelen o bundan keyif alıyordu ve ben acılar içinde yaşamımı sürdürmeye devam ediyordum.
Yine de ilk kez birisinden, karşılık beklemeksizin yardım görmek, şaşırttığı kadar iyi hissettirmişti de. İçimdeki, çocuk Taehyung, Jungkook'u kahramanı olarak görmeye başlamıştı ama yetişkin olmaya çalışan benliğim bu zamana kadar karşısına çıkan her insan korkunç ve kötü olduğu için, kimseye güvenmek istemiyor, birisine muhtaç olmayı reddediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cracked Boys - [BTS]
FanfictionOkul başkanı Kim Namjoon, müdürün isteğiyle birlikte sıcak bir savaş içerisinde olan 3 sınıfın baş belası öğrencilerini bir araya getirir ve eh, kendi de bu gruba dahildir. [Taekook//Namjin//Sope//Park Jimin] [Texting + Düz Yazı]