***Jung Hoseok
"Yani... Olaylar bu şekilde." Uzun soluklu bir konuşmanın ardından derin bir nefes vererek suskunluğa büründüğümde bilgisayar ekranından beni pür dikkat izleyen en yakın arkadaşım sonunda konuşma sırasının kendisine geldiğini fark ederek yerinde dikleşmişti.
"Şerefsiz herif! Alçak puşt! Nasıl senin gözünün önünde böyle bir şey yapabilir ya?" Bir süre daha küfür saydırmaya devam etmiş ve kafasını elleri arasına alıp, "Stupid bitch." diyerek küfürlerini tamamlamıştı.
"Sinirini attığına göre, diğer düşüncelerini duyalım." Yüzümdeki mutsuz ifade Yoongi'ye ettiği küfürlere rağmen bile değişmezken o da benim halimi fark etmiş ve ciddi bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
"Yani, ne denebilir ki? Küfür etmekten başka bir şey gelmiyor aklıma? Hani bu çocuk seni çok seviyordu? Yani, ben sevgisine şahit olamadım malum benden sakladığınız için." Bir süre susup imasına vereceğim tepkiyi izlemişti ve ben de yalnızca göz devirmekle yetinmiştim. "Seni çok sevdiğini söyleyen sendin. Durduk yere böyle bir şey yapması, ayrılığı kolayca kabullenmesi, eski sevgilisiyle sıkı fıkı olması... Bilemiyorum."
"Var olan gerçekleri tekrar anlatıp canımı sıktığın için teşekkür ederim." Bu defa ben imayla konuştuğumda gerçek dünyasına dönmüş ve benden özür dilemişti.
"Bir insanı sevmekten vazgeçmek bu kadar kolaysa bilemeyeceğim ama bence başka bir şeyler var gibi Hoşik." Düşünceli bir tavırla söylediklerini dinlediğimde sonunda iç sesimle aynı fikirde olan Taehyung'a şükürler etmeye başlamıştım.
"Her şey bana da garip geliyor. Bir şey olduğu kesin ve bunu öğrenememek çok can sıkıcı. Kendimi Namjoon'u çözemeyen Jin gibi hissediyorum resmen!" diye isyan ettiğimde halime kısaca kıkırdamış ve ekrandan beni sessizce izlemeye devam etmişti.
"Her neyse, bugünlük bu kadar gossip yeter bacım, ben yatmaya gidiyorum." Her ne kadar bugün gördüğüm görüntüden sonra beni neşelendirmek için elinden geleni yapmış olsa da Taehyung da bir insandı ve onun da kendince dertleri vardı. Bu yüzden sıkıntı olmadığını söyleyip iyi geceler diledim ve görüntülü konuşmayı sonlandırdım.
Bilgisayarı kapatıp çalışma masamdan kalktım ve kendimi sırt üstü bir şekilde yatağıma attım. Düşünmekten kafayı yiyecektim.
Yoongi'nin eski sevgilisi... Bundan tam bir buçuk ay önce hayatımıza dahil olmuştu. Başlarda onu Yoongi'nin arkadaşı zannetsem de davranışlarından dolayı ondan en başında rahatsız olduğumu itiraf etmeliydim.
Hiçbir zaman aşırı kıskanç birisi olmamıştım. Çünkü sevdiğim adama güveniyordum. Yoongi bu hayatta güvendiğim nadir kişilerden biriydi ve hala da öyle. Bu nedenle basit bir eski sevgili dert edineceğim son şeydi. Özellikle de Yoongi, Mingyu'nun eski sevgilisi olduğunu dürüstçe bana söylediğinde bunu kesinlikle dert edinmemeye karar vermiştim.
Fakat sonrasında, işler hoş olmayan noktalara gitmişti. Mingyu yalnızca bir hafta içinde sevgilimle fazla samimi olmuş ve Yoongi yanımda yokken yanıma gelip bu konuda bana saçma sapan nispetler yapmıştı. Eh, bu da haliyle canımı sıkmıştı. Yoongi'ye onunla neden takıldığını sakin bir dille sormuştum. Yine de rahatsız olduğumu hissettirdiğime emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cracked Boys - [BTS]
FanfictionOkul başkanı Kim Namjoon, müdürün isteğiyle birlikte sıcak bir savaş içerisinde olan 3 sınıfın baş belası öğrencilerini bir araya getirir ve eh, kendi de bu gruba dahildir. [Taekook//Namjin//Sope//Park Jimin] [Texting + Düz Yazı]