4."FERSİZ MUMUN BUĞULU GÖLGESİ"

161 60 237
                                    


*Dil Tengi- Uzun Saçlı Kadın

*Hemsaye- Son Beklediğim

Keyifli okumalar...
Yorumlarınızı, düşüncelerinizi, eleştirilerinizi bekliyorum. *-*

🥀

🥀

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🥀

Haşin bir rüzgarın savrulduğu hazin bir yeşil gecede, duru bir sessizliğin pençesine takılan zihnim, feri gitmiş ve soluk kalmış geçmişin taşlarını birer birer önüme dizmişti.

Çalar saat olmadan önce insanlar, muma çaktıları çivinin mumun bitmesi sonucu yere düşmesiyle uyanıyorlarmış.

Babam söylemişti.

Evin hemen hemen her bölümünde aydınlatma olmasına rağmen küçük küçük mumlar dizerdim sehpaların, konsolların, çalışma masamın, hatta ve hattâ yatak başlığımın üzerine. Annem bu durumu göz ardı edemez, bir gün kendini yakacaksın bu gidişle, diye hayıflanır dururdu. Ama küçüktüm işte; annemin sözünü dinlemek, içimde yenik düştüğüm o heyecana, meraka karşı koymaktan daha zormuş gibi geliyordu.

O gece babamla birlikte büyük salonun ikimizi de içine alabilecek kadar geniş olan koltuğunda uyumaya karar vermiştik. Önümüzdeki orta sehpanın üzerinde etrafa titrek alevler saçan büyük muma tıpkı eskilerin yapmış olduğu gibi bir çivi çakmıştı babam. Nedensiz ama geçerli bir merak duygusuyla yapmasını istediğim bu durumu, sabaha kadar babamın öğütleri eşliğinde beklemiştim. O gece tüm salonu aydınlatan mum ışığı gibi, babamın da bana söyledikleri hayatıma alevlerini saçmış, ve o alevlerin ışığında bana yol aldırmıştı. Alevler can yakardı, ama yine de karanlığı kızıl bir renge boyardı. Ama o kızıllık senin aradığın renk miydi, orası muammaydı.
Sabaha kadar bunun heyecanıyla beklediğimden midir yoksa mumun bitmesine yakın uyuduğumdan mıdır bilmem ama, o sabah çivinin tabağa düşüş sesiyle uyanmıştım. Mum bitmişti, çivi düşmüştü. Ve biz başarmıştık.

O gece, çınarımın beni gölgesinde uyuttuğu son geceydi. Ve o geceden geriye kalan, yıllar sonra bugün bile hâlâ ezberimde olan şu sözlerdi:

Bak kızım, nasıl ki şu gördüğün mum seni karanlıktan kurtarmak için çabalıyorsa hayat da tıpkı bu mum gibi düştüğün her bataklıkta sana yardım eli uzatırmış gibi yollar çıkaracak karşına. Kimini elinin tersiyle iteceksin, kimini kabullenip kendine ışık edeceksin. Ama her şeyin bir sonunun olması gibi mum da bir gün bitecek, karanlıkta kalacaksın. Üstelik o zaman sana yardım eli uzatan bir hayat değil, ayağına çelme takan bir hayat olacak karşında. O yüzden ışığın olduğu yerde karanlığa, karanlığın olduğu yerde ışığa dost olmayı bilmelisin.

Bak kızım, "Her şey vaktini bekler. Ne gül vaktinden önce açar. Ne güneş vaktinden erken doğar." demiş Mevlana. Sen de, sakın ama sakın istediğin şey senin istediğin vakitte olmadı diye umutsuzluğa kapılma. Bil ki, o vakit seni bekletiyorsa daha zamanı gelmemiştir. Ve bil ki, zamanı geldiğinde sana "iyi ki" dedirtecektir.

İNTİZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin