Bölüm 8

1.4K 100 75
                                    

"Çünkü her şeyim,
Aşık senin her şeyine.
Tüm yuvarlak hatlarını,
Ve çıkıntılarını seviyorum.
Tüm o mükemmel kusurlarını."
John Legend - All Of Me

Kulağıma dolan titrek ses ile başımı çevirdim. Kabarık, kızıl saçları ve pijaması ile üzgün bir Sabrina vardı karşımda. Weasley kızı, benim ayaklarımı yere bastığımı gördüğünde gelip boynuma sarıldı.

"Canını ne bu kadar yakıyor Rachel?" diye sordu ağlamak üzereyken.
Ondan önce davranıp gözyaşlarımı kızıl saçlarına akıttım. Yine ağlamıştım. Yine ona teslim olmuştum.

Astronomi Kulesi'nin tam ortasında bulunan yıllardır anlam veremediğimiz yapıta yaslanıp manzarayı karşımıza aldık. Dizlerimi kendime çektim ve Sabrina'ya baktım.

"Neyin var Rachel?" diyerek tekrar sordu ve bana döndü.

"Beni sevmiyor." kestirip attım.

Koluma dokundu, "Anlatabilirsin. Sabaha unuturum, istersen."

O zaman karar verdim. Neden sabaha unutuyordun ki? O öğrenebilirdi, benim dostumdu. Sabaha unutmasına falan gerek yoktu, bana en iyi desteği verebilecek kişi oydu.

"Bugün benimle artık konuşmak istemediğini söyledi. Onun karşısına çıkmamamı ve onun hiçbir şeyi olduğumu söyledi." dedim bir fısıltı edasıyla.

Sabrina güldü. "Bunları gerçekten bir anda mı söyledi? Hiçbir şey yapmadığın halde?" Kahkaha atmamak için zor duruyordu.

"Evet ama-"

"Merlin aşkına, sen de az daha kendini Astronomi Kulesi'nden aşağı mı atacaktın?"

"Pek sayıl-"

Daha fazla dayanamayıp kahkaha attı. Gram bir şey anlamamış halde ona baktım.

"Weasley, ne olduğunu söyleyecek misin?" diye susması için bağırdığımda kahkahası kesildi.

"Sana aşık."

"Defol git şuradan." Onu ittim, ama bu sözü ister istemez iyi gelmişti.

"Hayır, ciddiyim dostum. Bak, eğer bir anda senden uzaklaşmak istemişse - hiçbir şey yapmadığın halde - onu etkiliyorsundur. Yani sana abayı yakmış." dedi manzaraya gözlerini kenetlemişken.

Olabilir miydi? Gerçekten sevgi görmemiş birine fark ettirmeden aşkımı bulaştırmış olabilir miydim? Bir hastalık gibi onu da hasta edebilmiş olabilir miydim?

"En iyi arkadaşım olarak eğer mutlu olmam için yapıyorsan-"

"Merlin'in seksi yeşil çorapları adına yemin ederim ki ciddiyim ve Riddle'ın sana yavaş yavaş abayı yaktığına da eminim."

Sırıttığımı saklamak için başımı çevirdim. Buna tutunmak beni mutlu etmişti. Adam akıllı mutluydum hem de. Sordum, "Sence şimdi ne yapmalıyım?"

"Hiçbir şey." Omuz silkti.

Sanki karşımda Sabrina Weasley değil de bilge biri vardı. Hala hava atmaya çalışır gibi - ya da ilk defa biri ona danışıyor - manzarayı izliyordu.

"Ne demek bu?" dedikten sonra kaşlarımı çattım.

"Senin doğallığın onun hoşuna gitmiş. Olduğun gibi davran. Kalbin ne diyorsa onu yap."

Kalbim bir şey diyemiyordu ki! Kalbim son on dakikaya kadar ağlıyordu. Onun adını kazıyordu sürekli. Benim yerime ağlıyordu.

Bir şey demedim ve zindanlara doğru yol aldım. Merdivenleri atlayarak iniyordum ve saçlarım savruluyordu.

Rachel Wilson'un Anıları 爱 Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin