Medya: Yağmur Öztürk
Mesajı okur okumaz telefonu elimden fırlattım ve avazım çıktığı kadar bağırdım. Korkuyu daha önce hiç bu kadar hissetmemiştim. Damarlarımda kan yerine korku geziniyordu adeta.Kim, bana bunları neden yapıyordu? Ben kime ne yapmıştım ki ceza olarak böyle eziyet çekiyordum. Benimle derdi neydi bu adamın?
Gözlerimi sıkıca kapattım sanki açınca her şey normale dönecekmiş gibi düşünmek istedim. Fakat beynimde ustaca dolanan
korku,gerçekleri bana acımasızca hatırlattı. Gözlerimi açtım, kucağımda bulunan telefonun ekrana tekrardan baktım. Mesajları görünce hazırda bekleyen hıçkırıklarımı tutamadım. Semih'in ağladığımı görmemesi için ellerimle yüzümü kapattım, ama nafile ağzımdan çıkan hıçkırık sesleri beni ele veriyordu. Umutsuzluk çukuru içinde yüzüyordum. Çok çaresizdim, bu korkunç hislerle baş başa bırakılmıştım.Bunları birine anlatmak istiyordum, birinin bana yardım etmesini istiyordum.
Ben küçüklükten beri en ufak tartışmada bayılan, sürekli ağlayan, mızmızlanan o ezik çocuk oldum. Hiçbir zaman içimde 'Ben Güçlüyüm' diye bağıran Yağmur'un sesini dinlemedim hep ağlayıp babasının şefkatli kollarına gizlenen Yağmur'u dinledim. Şimdiye kadar herkese güçsüz olduğumu gösterdim. Peki şimdi yine içimdeki güçlü Yağmur'un çığlıklarını bastıracak mıydım? Mantığım kendi kendini kurtar, hiç kimseye muhtaç olma diyordu fakat beynim beyaz bayrağını sallamaya başlamıştı bile.Kim bilir başıma daha neler gelecekti? Bu sefer mantığımın sesini dinlemeyi tercih edecektim. Bunlar ile başa çıkabileceğimi herkese gösterecektim. En önemlisi kendim farkına varacaktım güçlü olduğumun. Bana bunları yapan her kimse sonunda pişman olan o olacaktı. Yani inşallah...
Kollarıma sıkıca tutulan iki güçlü el hissetmemle hayal dünyamdan uyanıp gerçek dünyanın acılarıyla baş başa kaldım. Ellerimi yüzümden çektim ve dolu gözlerimle Semih'e baktım. Bana bakan gözleri çok fazla duyguyu barındırıyordu en baskın olanı ise korku idi.Şu anda onun yaşadığı korkunun iki hatta beş katını yaşıyordum. Semih bana bakarak bir şeyler söylüyordu. Onun bana soracağı soruları dinlemek istemiyordum. Eğer herhangi bir açıklama yaparsam fazla saçmalayacaktım ve saçmalıklarım sonunda Semih delirdiğimi düşünüp beni hastaneye bile kapattırabilirdi.
Bana kıyamazdı ama söz konusu sağlık olunca Semih için akan sular dururdu. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Denizi andıran mavi gözleri görüş alanıma girdi ve konuşmaya başladı;
" Yağmur güzelim cevap ver, konuş benimle bana her şeyi anlatabilirsin." Bir süre daha cevap vermedim. Avuç içleri yaşlı yanaklarımı kavradı. Yüzüne baktıkça içimdeki yardım çığlıklarını bastırdığım için canım yanıyordu. Yardım istiyordum, kimden olduğu önemli değildi sadece birisinin bana yardım için uzattığı eli tutmaya ihtiyacım vardı.Arkama bakmadan kaçmayı bunlardan kurtulmayı diliyordum, aslında ben kendimden kaçmayı, kendi korkularımla yüzleşmekten kurtulmayı diliyordum. Korkularımla yüzleşmek yerine kaçmayı tercih ediyordum. "T-tamam, iyiyim ben sadece olayın etkisinde kaldım sanırım." Bana inanmamış gözlerle bakan Semih'e güven vermek için güçlükle dudaklarımı kıvırdım. Semih ellerini yüzümden çekti ardından o da bana sırıttı ve önüne dönerek konuşmasını sürdürdü.
"İyi olmadığının farkındayım, ama sen nasıl istersen öyle olsun Şirine'm seni eve bırakmamı ister misin?"
Semih bana sürekli Şirine diyordu neden olduğunu bilmiyorum, sorduğumda ise 'hoşuma gidiyor' tarzından cevaplar alıyordum.
"Gerek yok eve gitmeyeceğim sen beni okula bırak bu sene sıkı çalışmam lazım malum iki sene sonra mezun olacağım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Açelya'm
Genç Kız EdebiyatıYağmur'un güzel giden hayatı hayatına bir ceset girmesiyle ile yerle bir olur.Genç yaşında babasını kaybeden Yağmur artık yaşamaktan zevk alamaz hale gelir ve bir anda hayatına dahil olan Deniz onun bu halini değiştirir.Onun kuraklaşmış hayatına d...