12. BÖLÜM

376 35 31
                                    

Oy atmayı unutmayın! ❤️ iyi okumalar...

Kahveden bir yudum aldım ve uykusuzlukla geriye yaslanıp esnedim. "Ne oldu babalar uykusuz mu kaldın!?" dedi Haydar abi. Sabır çekip ileride komutanlarla konuşan Burak'a baktım. "Ne oldu ki komutanım?", "Bişey olmadı Furkan." dedim. Aslında olmuştu.

//////////////////////////////////////////////////////

"Burak tamam uykum geldi. Hem rahatsız olacaklar bak." dedim yatakta gerilirken. "Yok kızım ne olacak ya? Ee daha daha ne oldu?" beyefendi kendisi yokken neler olduğunu soruyordu. Ve saat 4'tü. Bu saate kadar sohbet etmiştik. Yüzüne elimi koyup okşamaya başladım. "Başka bişey olmadı Burak. Kutuyu açtım kolye yüzük ve resilerimiz vardı. İnsafsız, seni süründürmem lazımdı." dedim saçını çekip. "Ben yeterince süründüm zaten yokluğunda. Kokunu alamadan, tenine değemeden... Benim içinde zordu." dedi elinin tersiyle yanağımı okşerken. Bir uzanıp öpeyim dedim karşı ranzada Haydar abi film izler gibi bizi izliyordu. Ha bir çekirdekle tam olur. "Babalar. Bu cilveleşmenizi eve bırakın. Uyumak istiyorum." dedi. Utanıp bozarırken arkamı döndüm. Burak gülerek kollarını belime doladı.

//////////////////////////////////////////////////////

Öyle işte. "Ee babalar oturmayalım böyle. Eğitim yapalım." deyince gözlerimi kocaman açtım. Bilerek yapıyordu. "Yapma etme." dedim. "Tch, o tren çoktan geçti." deyince ofladım ve ayağa kalktım el mahkum. "E iyi bari. Yapalım komutanım. Kalkın lan davetiye mi gönderelim?" dedim. "Yok komutanım kalktık." dediler ve sahaya koştular. Bende arkalarından Mert ile sohbet ede ede ilerledim.

Burak'tan...

Yan tarafa baktığımda bizimkiler eğitim alanına gidiyordu. Gamze de en arkada Mert ile gülüşe gülüşe gidiyorlardı. Onu öyle görünce gülümsedim. Önümdeki Kaya nereye baktığımı görünce bana dönüp omzuma vurdu. "Yaşlandı lan kız sayende." demesiyle kaşlarımı çatıp ona döndüm. "Ne diyorsun lan. Fıstık gibi benim güzelim." dedim oturduğum yerde geriye yaslandım. Haydar bilerek Gamze ile uğraşıyordu. "Haydar yorma lan insanları!" dedim. "Sen onu Gamze'yi yorma demiyon da insancıklar diyon. Ayıp be! Gamze! Kalk barfikse." diye gürleyince elime yerdeki yaşları alıp ona attım. "Len! Ne bağırıyorsun?!", "Sen sus." dedi. Te allahım görümce başıma. Gamze'ye döndüğümde zayıflamış kolları yüzünden barfikste zorlanıyordu. "Ya olmuyor amına koyim." dedi sertçe yere bıraktı kendini. Herkes ona dönünce "Ne bakıyosunuz lan?" diye sordu. Allahım tipe bak çok tatlı ya. Mert ona bişeyler söyleyince yerden çakılları alıp ona attı. Gülmeye başladım. Bana sert bakınca zorla da olsa kendimi durdurdum. Telefon titreyince elime aldım. "Emredin komutanım. Anlaşıldı. Çıkıyoruz." telefonu kapatıp Kaya'ya döndüm. "Timi topla. Harekat emri var." dedim ve hızlı adımlarla Harekat merkezine girdim.

Gamze'den...

Kollarımı ovuşlayarak ayağa kalktım. "Şahan! Toplan! Harekat emri! Mert sen buradan yöneteceksin! " Kaya bağırınca bizde toplarlanıp kalktık.
.
"İsraf döller sizi." dedim ve her mermiye bir leş misali indirmeye başladım. "Gamze.", "Efendim komutanım." dedim Burak'a bakıp. "Ben bişey diyeceğim.", "Ne o yine özel görev mi? En son böyle konuştuğunda depoda patlamıştın. Pardon güya patlamıştın." dedim sinirle. "Of Gamze babalar lafı koydu. Burak bence sus." dedi Haydar abi gülerek. Karşıya baktığımda ele başı kaçıyordu. Silahı bırakıp koşmaya başladım. "Adam kaçıyor." dedim mikrofonu açıp. "Gamze gitme!", "Komutanım yanında kız var." dedim ve elime büyük bir taş aldım. Salak gibi sağa sola koşan adamın kafasına fırlattım. "Lan amına koyduğum madem koşuyorsun adam gibi koşsana lan!" diye bağırıp yüzüne yumruk salladım. "Gamze çok küfürbaz olmuşsun." dedi Haydar. "Sizin sayenizde abi." dedim ve elini arkasında bağladım. "Sen iyi misin?" kafasını salladı kız. Üstü başı yırtılmıştı hep. Bizimkiler geliyordu. Parkamı çıkardım, ardından gömleğimi çıkarıp elime aldım. Ben atletle kalsam da olurdu. Kızın kollarından geçirip giyinmesine yardımcı oldum. Gülme sesi gelince yerdeki hevale baktım. "Ne gülüyorsun lan?", " Vücudun güzelmiş.", "Senin ben..." dedim ve yüzüne tekmeyi geçirdim. "Ufff nadıl vurdu Gamze komutan.", "Tabi oğlum sen bile Gamze komutanım gibi tekme atamazsın." Barlas ve Mücahit konuşuyorlardı. Kızı giydirdim. "Hazır mısınız?" dedi kayalıktan inen Burak gil. Kafamı salladım. O sırada bacağımdaki yanma hissiyle yan tarada baktım ve kalkan teröristi vurdum. "Siz bunları kontrol etmiyor musunuz? Barlas Furkan?" dedim bacağımı tutarken. "Lan delik deşik oldum. Bir denize gitsem hal berbat." dedim kızın kolna girip gelen helikoptere bindim. Havalanmıştı ki aniden silahımı almadığım geldi aklıma. "Burak! Hırçını aldın mı?!" dedim. "Aldım deli aldım. Otur artık adam işini yapsın." dedi. Kafamı salladım. Alperen abi iyice sardı. "Komutanım. Pantolon olduğu için karargahta revire gitsin. Çok önemli bişey yok." demesiyle rahatladım. Mert bir sürü mesaj atmıştı. İniş yaptığımızda Alper abi kolumun altına girdi. Çantamı da Burak aldı. "Gamze iyi misin?" dedi Mert yanıma gelirken. Kafamı salladım. Revire gittik. "Emine. Hadiii." dedim sağlam bacağımı sallarken. "Komutanım tamam ama ne yapabilirim aaa." dedi. "Hızlı olabilirsin." dedim öpücük atıp. İçeriye Burak daldı. "Höst. Kapıyı çalma huyun yok mu senin yüzbaşı?" dedim. "Yok güzelim yok. Emine bitirdin mi?" dedi. Emine bıkmış bir tavırla son dikişi attı ve bacağımı kapattı. "Bitti komutanım." dedi ve dışarıya çıktı. Burak elinde getirdiği kamuflajı giyinmeme yardımcı oluyordu. "Sen ne dicektin bana?" dedim. Omzundan destek alıp pantolona bacağımı geçirdim. "Nikah tarihi aldım dönüşte." demesiyle gözlerimi açtım. "Ne diyosun sen? Bana niye sormadın?" dedim omzuna vurup. "Ne o vaz mı geçtin benle evlenmekten?", "Evet." dedim. Kaşlarını çatıp bana baktı. " Gamzee.", "Şaka şaka. Ben uzun zamandır Mine anne ile görüşmüyorum Burak." dedim başımı eğip. "Biliyorum güzelim. Annemde farkında. Sorun yok." dedi sarılıp başımı öptü. Kafamı salladım. Tam dudağına uzanmıştım ki " Babalar nası- oww. Neyse durun ben çıkayım öyle devam edin." Haydar abi gözlerini kapattı. "Haydar bir kere de içine sıçma şu anın ya!" dedi Burak. "Şişt. Sizde ortalık yerde öpüşşşmeyin o zaman babalar alla alla." dedi ve çıktı. "Allahım ya." dedim gülerek. "Neyse bu güzel içine sıçılan anılarımızı eve bırakıyorum hayatım." dedi Burak. Omzuna vurdum. Ve yemekhaneye ilerledik.

.

Albay " Hoş geldiniz çocuklar. 2 hafta boyunca kampta güzel vakitler geçti sanırım - sırıtıp-Burak bugün karargahta kal ve dökümanları  bilgisayara geçir. Birikti iyice. Haydar Haydar anlamıyor, herşeyi yanlış yapmış. " demesiyle kıkırdadım. Bana döndü hepsi, boğazımı temizledim. "Sen nasılsın Gamze? Bacağın?", "İyiyim komutanım. Bakın maşallahım var." dedim zıpladım ama acıyla tökezleyip gözümü kapattım. Burak hemen belimden tuttu.  "Deli kız. Bir müddet dinlen. Sağlam göreyim hepinizi Şahan!", "Emredersiniz komutanım." dedik. Albay gidince silahımı Mert'e uzattım. Gözlerini devirip aldı ve hangara ilerledi. "Haydar. Senşn yapacağın işe sı-", "Öhöm. Ne dedin komutanım duyamadım." dedim. "Ihıhı. Ya Haydar. Sevgilimle hasret gidermek istiyorum. Yaptığın iş mi lan?!" dedi. "Git albaya söyle bilader." dedi ve gitti. Gülerek yerdeki taşı ittim ayağımla. "Sen ne gülüyosun kız?" dedi koluyla omzumu sardı. "Ya çeksene kolunu. Albay falan görecek." dedim geri çekilip. "Yok ya kim görecek?" dedi ve ters yöne çevirdi beni. "Ne yapıyorsun Burak ya?" dedim eline vurup. "Gel bir çay içek." dedi. Kaşlarımı çattım. "İçek ne lan? Nasıl bir hanzo oldun sen?" dedim. " Çok konuşmaaa. Gel hadi." dedi. " Aga yavaş bari. Hasarlıyım." dedim bacağımı gösterip. Kafasını salladı. "Burak acıktım ben ya." dedim. "Bu saatte, saat 1. Ne yemek ister benim hatunum?" dedi çayı alıp masaya koydu. "Lan Mert. Yicek ne var?" dedim kantinde dolabın karşısında bişeyler arayan Mert'e bakıp. "Bok var Gamze.", "Seni var ya!" dedim ve tuzluğu kafasına fırlattım. Yana kaydığı için boşa düştü tuzluk. O da bana su şişesini fırlattı ama kapağı açık olduğu için hepsi üzerime döküldü. "Oha lan yavaş ayı!" dedi Burak. "Senin ben gelmişini...geçmişini..." Burak'ın bakışlarıyla sustum. "Üstümü değiştirip geliyorum. Bekle beni.", "Nereye gideyim güzelim? Dosyalar beni bekler." dedi. Kafamı salladım ve odama ilerledim. Yedek gömlek çalışma odamdaydı. Kapıyı açıp içeriye girdim ama koltukta biri oturuyordu. Ters dönmüştü. "Kimsin?" dedim silahımı yavaşça çıkarırken. "Kimsin diyorum cevap versene?!" dedim. Yanına ilerledim ve koltuğu çevirdim. Ama sen! "Selam." dedi elini sallayıp gülümseyerek. "Murat! A.ama sen. Sen dönmüşsün!" dedim sarılırken....

Selamlaaarrr. Nasıl buldunuz bölümü? Hadi oy atmayı unutmayın ❤️ 🌼

BORDO KALPLER 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin