Efe beyefendi bu bölümü tek başıma yazmam gerektiğini söyledi.Öhöm öhöm.Büyük bir sorumluluktu.Ama başardım. cvbnmöbnxmcövlçb.Duyuruda biraz bahis etmiştim aslında Efe gelene kadar yeni bölüm olmayacak diye.Yani Efe yazmazsa yazmam anlamında.Bir saat önce falan aradı, konuştuk.Bölümü devam ettirmemi isteyip bana kendi istediği kurguyu anlattı.Bende ona göre düzenledim.Bir kaç bölüme Efe iyi olursa ödeticem ona bunu.s Değişik bir bölüm oldu.Depresif havam sanırım değişmeye başladı.Ama beğeneceğinizden eminim ya.Beğenirsiniz dimi.Evet evet. sdfngmmdfmg
Neyse, keyifli okumalar çok saçmaladım. ^^
Mirayın Ağzından
O gün hiçbir şey düşünemedim. Onun dışında. Cidden ilk defa bu kadar renkli birisine karşı değişik duygular içerisindeydim. Zıt kutuplar birbirini çeker, derler. Bu... Gerçekten de doğru mudur ki acaba?
Düşüncelerimle iç içeyken hocanın “Ders bitti.” demesiyle kendime geldim. Siyah montumu sandalyemin arkasından alıp, çantamı da kaptığım gibi yerimden fırlayıp durağa doğru yol aldım. Tam tamına beş gün olmuştu. Ona dair hiçbir şeye rastlamadım. Twitter da, Instagram da ve daha bir sürü sanal ortamda onu aradım durdum. Daha adını bile bilmeden onu bulmaya çalıştım. Ama sonuçlarım hep başarısızlıkla sonuçlandı ne yazık ki.
Sarı şapkalı minibüsüm geldiğinde elimle durması için işaret ettim. Kafam çok dalgındı. En arka koltuklardan birinde yer aldım her zaman olduğu gibi. Yine hayaller âleminde o Gökkuşağını düşünürken birden çantamın içinden doğum günümde hediye olarak alınmış olan Note 4 ‘ümün sesi yankılanmaya başladı. Herkes kafasını bana doğru çevirmişken, telefonumu anca buldum. Arayan annemdi. Yine eve gelirken bir şey almamı isteyeceğini düşünerek telefonu açmadım. Ve bilin, acaba ne oldu?
Tekrar aradı!
Mecburen açmak zorunda kaldım.
“Efendim?” dedim soğuktan titreyen sesimle.
“Neredesin?”
“Minibüsteyim neden?”
“Hiç. Gelirken-“
“Hey hey hey. Yetti artık. Ecrin okuldan gelmedi mi? Ne istiyorsan ona aldır. Uğraşamam.” dedim sözünü bölerek hızlı konuşmalarımla.
“Sadece gelirken dikkat et fırtına başlamak üzere, diyecektim. Sert çıkışman gerekmezdi.” dedi. Biraz mahcup olmuştum. Özür dilemek istedim ama telefonu çoktan kapatmıştı. Telefonumu tekrar eski, ait olduğu yere, çantamın içine attım. Sanırım annemi çok üzmüştüm. Neyse ki bugün iki seanstı. Yani şuan evde olması gerekiyordu. Hatamı telafi ederdim bir şekilde.
∞∞∞∞∞∞∞
Evimin olduğu sokağın başına geldiğimde kardeşimin mutfak balkonundan beni bekler halde bakışlarını dışarıda gezdirdiğini fark edince ona el salladım. Beni gördü ve balkon kapısını kapayıp içeri girdi. Evimiz hemen sokağın başında olduğu için beni kolay fark etmişti. Kapıya geldiğimde kardeşim dış kapıyı hızlı hareketlerle açıp boynuma atladı. Saçlarını okşadım. “Acele et. Eve girelim yoksa rüzgâr bizi uçurabilir.” dedim alayca gülerek. O da bana gülerek karşılık verdi ve içeri girdik. Annem oturma odasında film izliyordu. Montumu çıkarıp portmantoya astım.”Selam.” dedim. Cevap vermedi. Umursamadım ve çantamı yerden aldığım gibi odama fırladım.
Tabii ki çantamı bir yere fırlatıp laptopumu aldım. Yatağın üzerine henüz kurulmuşken internetin gittiğini gördüm. Bağırıp çağırmadan önce tekrar bağlanmaya çalıştım fakat nafile. İnleyerek oturma odasına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah'ın Tanımı. (ASKIDA)
Teen FictionSiyah'ın gizemini çözmüş bir kızın, Gökkuşağı'yla buluşmasını anlatan hikaye..