Bilinci yavaş yavaş yerine gelen İzuku kafasını kaldırdı ve sağına ve soluna baktı. Sağında cam bir bariyer ve hemen ardında da duvara sabit bağlanmış bilinci kapalı Tomura vardı. Tomura'nın ardındaki cam bariyerin gerisinde ise Twice, onun sağındaki yerde de Kurogiri vardı. Kafasını fazla öne götüremediği için bilinçlerinin kapalı veya açık olduğunu görememişti. Zaten ikisinin de bilinci kapalıydı. Soluna baktığında ise camın hemen ardında bilinci açık Toga ve onun olduğu yerin camının ardındaysa Mr Compress vardı.
İzuku gözlerini kendi bedeninde gezdirdi. Dik bir pozisyondaydı. Sağ eli düz bir biçimde eklem yerlerinden demirlerle bağlanmıştı. Sol eli ise yatay duruyordu. Ayaklarıysa diz kapaklarından, bileklerinden ve baldır kısımlarından demir halkalarla sarılmış durumdaydı. Solundaki Toga ve sağındaki Tomura da bu durumdan farksızdı. Tek fark Himiko'nun yatay duran sol elinde serumlar olmasıydı. Toga dolmuş gözlerini kolundaki serumla dikmiş duruyordu.
Ardından tüm cam duvarlarla sıralanmış odaların önündeki geniş koridorun başından gelen biri göründü. Elinde de bir dosya, üzerinde doktor üniforması vardı. Sessiz ve hızlı adımlarla İzuku'nun karşısındaki cam orta kısmında duran otomatik kapının önünde durdu. Elini kapının sağındaki dokunmatik ekrana koydu. Ekran elini okudu ve kapıyı açtı. Doktor üniformalı adam içeriye girdi ve İzuku'nun görüş alanında olmadığı için fark etmediği ilaçlarla dolu masanın önünde durdu. İzuku'nun sol eline birkaç madde enjekte etti. İzuku zaten çok çalışarak bağışıklık kazanmıştı. Bu ilaçlar onu zerre korkutmuyordu. Tabi eğer gerçekten güçlü değillerse. O sırada Tomura, Kurogiri, Twice ve Mr Compress'in de bilinçleri yerine gelmişti.
Doktor üniformalı adam eline kırmızı sıvı barındıran şırıngayı alıp iki parmağıyla tuttu ve İzuku'nun gözlerinin önüne tuttu.
"Bu ne biliyor musun?" Dedi. İzuku ise konuşacak enerji toplayamadığı için sessizdi. Ki enerjisi olsa bile konuşmak istemezdi. Sadece adama kinci bir ifadeyle baktı.
"Ortağınızdan aldığımız özgünlük silici ilaç."
İzuku bu cümle karşısında duraksamıştı. Duyguları korkulu bir şaşkınlık, yüz ifadesi lanet okuyordu.
"Özgünlüğün olmadığı için şanslısın." Diye devam etti adam şırıngayı indirip.
Hayır. Asıl özgünlüğüm olmadığı için siz şanslısınız.
Adam arkasını döndü ve odadan çıktı. Bu sefer Tomura'nın olduğu kısma yönlenmişti. Yine dokunmatik ekrana Elini okutarak kapıyı açtı ve İzuku'ya korkunç bir bakışla gülümseyerek elindeki kırmızı sıvılı şırıngayı Tomura'nın sol kolundan enjekte etti.
İzuku acı dolu bir ifadeyle Tomura'ya bakıyordu. Gözleri dolmuştu. Çocukluk arkadaşının özgünlüğü gözlerinin önünde yok oluyordu.
Flashback
"Özgünlüğümden nefret ediyorum." Dedi mavi saçlı çocuk ellerine tiksinerek bakarken.
"Bence özgünlüğün muhteşem." Diyerek cevap verdi yeşil gözlerini Tomura'nın tiksinerek baktığı ellerine umutlu bir biçimde bakan İzuku. Tomura gözlerini ona çevirdi.
"Dünyadaki istemediğin şeyleri yok edebiliyorsun. Özgünlüğün olmamasından iyidir değil mi?" Diyerek devam etti İzuku.
"Öyle mi?"
"Evet. Öyle. Hey, eğer benim de istemediğim şeyler olursa, benim için onları yok eder misin?" Diye sordu İzuku güzel bir gülümsemeyle.
"Elbette." Diyerek yanıtladı. "Yok ederim."
Flashback son
Adam Tomura'ya özgünlük silen ilacı enjekte ettikten sonra koluna Toga'da olan serumun aynısını yerleştirmişti. İzuku başını hızlıca Toga'ya çevirdi ve ona baktı. Şimdi anlamıştı gözlerindeki hüznü Toga'nın. Özgünlüğü alınıyordu elinden. İzuku ise hiçbir şey yapamamanın getirdiği öfkeyle kafasını çevirdi.
Adam Tomura'nın olduğu bölmeden çıkmış, Twice'ın olduğu yere gidiyordu.
O herif bize ihanet etmeyip sahte ilaç vermiş olsun. Lütfen.. Lütfen...
İzuku öfkeli ve acı içerisindeki bakışlarını sırayla herkeste gezdirdi. Hepsi çok bitkin gözüküyordu. Adam ise yüzündeki keyifli ifade ile sırayla sıvıyı herkesin vücuduna enjekte etmişti.
Birkaç saat sonra İzuku yorgun bakışlarını karşısındaki kapıdan çekip uyuşmaya başlamış olan koluna çevirmişti. Kolunda morlukların oluşmuş olduğunu fark etti. Umursamazca bakışlarını kafasını yana yatırmış ve gözleri kapalı fakat bilinci açık olan Toga'ya çevirdi. Onun da kolunda morluklar oluşup oluşmadığına baktı. Morluklar yoktu.
İzuku iç çekerek kafasını Tomura'ya çevirdi. Tomura da ona bakıyordu. Çocukluklarında ne zaman gözlerini birbirlerine dikseler ön saniye sürmeden gülerlerdi. Bu sefer de öyle olmuştu. Aynı şekilde birbirlerine bakıp bir anda gülmüşlerdi. Tek fark bu gülümseyişin acı dolu olmasıydı. Tomura gülümsemeyi bırakıp arkadaşına baktı. İzuku'nun suçlu hissedeceğini biliyordu. O yüzden bakışları onu rahatlatır cinstendi. Bir şey olmaz der gibi bakıyordu.
Saatler, günler geçmişti. Birçok madde girmişti vücutlarına. Birinci gün iyilerdi biraz. İkinci gün yavaş yavaş hissetmemeye başlamışlardı ayak uçlarını. Ardından bu hissizlik yavaş yavaş dizlerine, ardından bellerine kadar çıkmıştı. Konuşmadıkları için farkında değillerdi. Fakat konuşma yetileri de gidiyordu yavaş yavaş. Bunu da fark ettiklerinde anlamışlardı. Sadece mzgünlükleri değil, her şeyleri siliniyordu. Fakat onlar için önemli olan tek şeyi silemeyeceklerini biliyorlardı. O da hafızaları. Hiçbir şeyi unutmayacaklardı. Ve bir gün bütün bu hissizlikten kurtulunca hatırladıkları şeyler ile çok büyük bir intikam alacaklardı. Özgünlükleri hâlâ var olsun, ya da olmasın.
...
Yarın bölüm gelmezse kısıtlama yemişimdir üzgünüm şimdidenn
(Gelmeyeceği kesin değil)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hak Edilen Güç | Villain Deku (Devam ediyor)
FanficGecenin en karanlık ve soğuk saatleri yaklaşmıştı. Çocuk tekrar ayaklandı. Bu lanet ara sokaktan çıkmak istiyordu. Kafasını yere eğerek sadece yolu görüş alanına koydu ve güçsüz adımlarını tekrarladı. Ve yürümeye başladı. Adım attı. Sonra bir adım d...