1. Bölüm: Yalancılar

1.4K 117 108
                                    

Selam.
Evet başlıyorum yazmaya. Bu benim ilk çalışmam. Gerçekten ciddiye alıp okumaya geldiğiniz için çok teşekkür ederim. Yazım yanlışım olmuşsa kusura bakmayın şimdiden. Teşekkürler ^^

(Yazarın Anlatımıyla)

~ Flashback ~

      Yeşil saçlı küçük çocuk, hayallerinin bir doktorun ağzından çıkan kelimelerle yıkılmasından sonra annesiyle beraber eve doğru yürüyordu. Hayallerini acımasızca yakıp kül eden o kelimeler boş zihninin içinde yankılanıp duruyordu. "Vazgeçseniz iyi olur..."

       Birden annesi durunca o da durdu. Başını dikleştirdi ve annesine baktı. Sonra kendine geldi. Hayallerini yıkan kelimeleri duymayı bırakıp, etrafta olan bitenleri işitmeye başladı kulakları. Annesi şok olmuş bir biçimde karşısına bakıyordu. Minik çocuk annesinin gözlerinin baktığı yönü takip ederek o yöne doğru gözlerini çevirdi. Karşısında kırmızımsı dumanıyla vücudunu kaplamış bir yaratık duruyordu. Dumanımsı şey ile kaplanmış kafasındaki siyah boynuzları ve irissiz gözleri ile korkunç duruyordu. Etrafındaki binalar alev içerisindeydi. Patlamış ve su fışkırtan yangın hidrantı, devrilmiş sokak lambaları ve etrafta kaçışan insanlarla ortalık tam bir kaostu. Minik yeşil saçlı çocuğunun elini daha da sıkı tutan annesi, kilitlenmiş bir biçimde geriye doğru adım atmaya çalışıyordu. Minik çocuk ise o hayranı olduğu kahramanların gelmesi ümidiyle etrafına bakıyordu. Hemen karşılarında duran yaratık sağına döndüğünde minik çocukla göz göze gelmişlerdi. Çocuğu gözüne kestiren yaratık, ürkütücü gözlerini büyüterek çocuğa ve annesine doğru koşmaya başladı.

"Koş İzuku!" Diye haykırarak çocuğu ara sokağa fırlatan kadın, arkasını dönüp kaçacakken Etrafına sarılan kırmızımsı boğuk dumanlar onu durdurdu. Korkuyla arkasını yavaşça döndü. Karşısındaki yaratık büyük bir kükreyişle kendisini güçlendirdi. Vücudu genişliyordu. Sanki bir şeye öfkelenmiş gibiydi. Vücudu bir boğayı anımsatıyordu. Onu öfkelendiren şey bir renk olsa gerekti. Ya da güçlendiren. Çünkü hemen sağında kanlar içerisindeki cesetten güç alıyor gibi duruyordu. Daha fazla güçlenmek için daha fazla kırmızı renk isteyecekti. Dolayısıyla daha fazla kan. Kırmızı boğuk dumanlar alevlere dönüşüyordu. O sırada ara sokakta aleve dönüşen dumanların dışında annesine korku ile bakan İzuku, hala bir umut bekliyordu. Bir kahramanın gelip annesini kurtarmasını ve o kötü yaratığı yenmesini bekliyordu. Düştüğü yerden kanayan diz kapaklarının bükülmesinin verdiği acı ile ayağa kalktı. Ara sokağın ucuna doğru yürüyüp kafasını uzattı.

"Anne!" Diye haykırdı. Gözyaşlarından önünü görmemeye başlıyordu. Soluna baktığında kocaman alevlerle çevrili çemberin içindeki annesinin karşısında hızla büyüyen yaratığa gördü.

"Biri..." dedi zar zor çıkan sesiyle. " Biri yardım etsin! Yardım edin! Kahramanlar! Nerdesiniz?" Ara sokaktan başını uzatarak bağıran çocuk yaratığın kükremesiyle kendini geri çekti ve dizlerinin üzerine düştü. "Nerdesiniz?"

      Yaratık gelişmesini tamamlayıp koskocaman bir hale gelmişti. Vücudunu kaplayan dumanlarin aleve dönüşmesiyle görülebilir hale gelmişti. Geniş bir gövdesi ve sırtı vardı. Ayağında ve ellerinde pençe şeklinde 20-30 cm uzunluğunda bıçaklar vardı. Boynuzları daha da sivrileşmişti. Güç aldığı cesetle işi kalmayınca tek bir hamlede fırlatmıştı cesedi. Cesedin fırlamasıyla ürküp yere düşen kadın, anlamıştı sıradakinin kendisi olduğunu. Kafasını sağa çevirip ara sokakta diz kapaklarının üstünde dehşet içinde ona bakan çocuğuna döndü. Bir kelime ağzından çıkaramamışken yaratık kadına doğru koşmaya başladı. Kadın gözlerini kapatıp çenesinin altında ellerini birleştirdi ve kafasını yere eğdi.

Hak Edilen Güç | Villain Deku (Devam ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin