(Koca gözlü güzel bebek😍 gözünün altındaki ben olayım yalvarırım💖)
Bir sonraki gün zatem hafta sonuydu. Şirkete gitmek yerine hepimiz izin alıp cenazeye gittik. Herkes kendi arkadaşı ile gitmişti. Ben de Daehwi ile gidiyordum.
-Hadi artııkkk! Diye mızmızlandı Daehwi.
-Ahhh! Annemden diğer ayakkabımı valize koymasını istemiştim. Bu bana küçük oluyor.
-Çok mu küçük ki?
-Sadece...giyip çıkarmada zorlanıyorum.
-Ayağın rahatsa sorun yok.
-Ama diğer ayakkabımı istiyorum. Dedim. Kapının yanına yaslanmayı bırakıp yere çöktü.
-Ah neden bu kadar mızmızsıın! Giyin işte gidelim.
-Hayır! Ne yapacağım? Dedim. Ayaklarını da iki yana açtı. Bana bıkmış bir şekilde baktı.
-Yalvarırım çıkalım artık. Cenazeyi beklete beklete onun yanında yatacaaazz! Dedi.
-AH! Lanet olsun! Diyerek ayağımı zorla ayakkabıya koydum. Sonra ayaklarımı yere vura vura ilerledim. O da peşimden geldi. Taksi durdurup bindik. Saçlarını geriye atıp tişörtünün içine üfledi.
-Çok sıcak! Dedi. Kollarımı birbirine dolamış pencereden dışarıyı izliyordum sinirim bozuk olduğu için kaşlarımı da çatmıştım.
-Yeojin! Pardon ama ben senin evde kalan ayakkabın mıyım? Neden bana trip atıp duruyorsun?
-Bekleseydin üstüme başka şeyler giyinip başka bir şekilde hazırlanıp diğer ayakkabımı giyinecektim. Dedim.
-Seni kapıda 1,5 saat bekledim. Sen mızmızlandın. 1,5 saatte hazırlanıp gelebilirdin.
-Sus be! Dedim. Sonra yola devam ettik. Vardığımız zaman cenaze evinin önündekiler geçince sıra bize geldi. Daehwi ayakkabısını çıkarıp içeri girdi. Ben de bir ayakkabımı çıkardım. Sonra diğer ayakkabıma geçtim ama çıkaramadım.
-Gelsene. Dedi Daehwi. Ayağımı ona doğru uzattım.
-Çıkmıyor.
-Ayağa kalk da çıkarmayı dene. Dedi. Ayağa kalktım. Çıkarmak için uğraştım. Olmadı.
-Ayağını ver. Dedi. Bacağımı kaldırıp ona doğru uzattım. Ayakkabımı tutup çekti. Olmadı. Bileğimi de diğer eli ile tuttu. Çekiştirdi. Zorla çekiştirdi. Olmadı.
-3 diyince! 1-2-3! Dedim. Şiddetle çekti. Ayakkabı ayağımdan sertçe çıktı ve bacak arasına çarptı. Çok şiddetli bir darbe almıştı. Ayakkabıyı köşeye atıp bacak arasını tuttu ve yere çöktü. Kapının köşesini sımsıkı tuttu.
-Omo! İyi misin? Dedim. Yere eğildim ama ne yapacağımı bilmiyordum. Bir şey demedi. Acıdan konuşamıyordu bile. Nefesi içine kaçmıştı. O sırada içeri giren teyzelerden biri durup bize baktı. Arkadaşları da yanında durdu. "Terbiye de kalmamış!" diyerek yanımızdan geçip gitti. O an çok utanmış ve mahcup hissetmiştim.
-İyi misin? Daehwi! Özür dilerim! Sana vurmak istemedim! Dedim. Alnını, kapının köşesini tuttuğu eline yasladı.
-Senin için ne yapabilirim? İyi misin?
-Ayakkabı bu kadar küçükse neden giyiniyorsun? Dedi. Tam cevap verecekken Beomoh geldi.
-Ne oldu burada? Dedi.
-Şey...şöyle ki!..ayakkabımı çıkaramadım. Daehwi çıkarmama yardım ederken aniden çıktı ve ona...çarptı. Dedim.
-Wooaah! Daehwi-yah! Umarım çocuğun olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NORTH
Teen FictionHer zaman sahnenin üstünden görünen hayranların yaktığı ateş böceği misali o minik ışıkları izlemek isterdim. Bana, bana özel yakılan ışıklara sahip olmak en büyük isteğimdi. Peki ya hiç bir şey beklediğim gibi gitmezse?..