(Weyooo weyooo weyooo no opşin we nanın andwenayooo💕)
Dıştan bakıldığında çoğunluğa ben hakimdim. Odanın içine iyice sindik. Yüzümüz maske, gözlük ve şapkayla iyice deşifre olmuştu. Ama birbirimize baktığımızı biliyorduk. Etrafı kolaçan etmeye başladık. Sadece ben ve başka kızlar değil. Erkeklerde vardı. Daehwi etrafın fotoğrafını çekmeyi ihmal etmiyordu. Ben de çekmeceleri kurcalıyordum. Bir kaç çekmecede ilaçlar bulmuştum. Ceo ilaç kullanmazdı. Bunları yanımdaki çantaya aldım. Sonra kalkıp fotoğraflara baktım. Her yerde fotoğrafımı çekmişti.
-Bunlar ne? Dedi Daehwi. Yanına gidip baktım. Aylara göre stajyerlerin listesi vardı.
-Kim Mingi, 7 numara. Kang Taewoo, 7 numara. Bunların hepsi 7 numara.
-Ben de 7 numaraydım. Diyerek kendi ayımın olduğu sayfayı açtım. Herkesi siyah kalemle işaretlemişti. Benimki ise kırmızı kalemliydi. Etrafına kalpler döşemişti.
-Sana karşı gerçekten duyguları varmış.
-7 numaradakilere ne oldu? Asıl soru bu.
-Arıyalım. Belki ne olduğunu buluruz. Dedi. Ona hak verip etrafı kolaçan etmeye başladım. O da 7 numaraları çantamdaki kalem kağıtla not etti. Duvarın yanındaki çekmecelere gittim. İçini açtım. Ters çevrilmiş 2 mavi dosya bir siyah defter ve kırmızı bir dosya vardı. Defteri aldım ilk olarak. Uyuşturucu siparişleri burada yazılıydı.
-Daehwi. Siparişler. Diyerek ona baktım. Yanıma gelip defteri aldı.
-Bu defteri de almalıyız. Her şeyi alıyoruz. Eksik bir şey fark ederlerse tüm stajyerleri aramazlar mı?
-Stajyerler burayı dinlenme odası olarak bilmiyor mu? Bence ilk olarak çalışanlarını arayacaktır. Yakınındakileri. Hem...sen dokunulmazsın. Bana ait olabilirsin ama işimize yarayacaksa sana olan duygularını kullanmakta yarar var. Dedi. Hak verip başımı salladım. Sonra kırmızı dosyayı aldım.
-Debut takımları. Buraya not etmiş. Dedim.
-Program gibi bir şey. Dedi Daehwi'de başımı sallayıp sayfaları çevirdim. Bir sonraki takımda Daehwi'nin adını gördüm. Donup kaldım önce. Sonra başımı kaldırıp yanımda dikilen Daehwi'ye baktım. Elini omzuma koydu.
-Debut vakti gelmeden buradan gidecez zaten. Merak etme. Dedi. Biraz da olsa içimi rahatlatmıştı bu söylediği. Mantıklı gelmişti en azından.
-Kırmızı dosya ile işimiz yok. Sadece debut yapacak kişiler yazıyor. Bu öldürdüğüne dair bir kanıt sayılmaz. Ne kadar az eşya alırsak o kadar iyi. Sonra ihtiyacımız olursa yine gireriz. Dedi. Başımı sallayıp onu onayladım. Ceo'nun asıl odasına birinin girdiğini duyunca donup kaldık. Temizlikçi teyzeydi. Ultra sessiz olup mavi dosyaları aldım. İçini açtım. Kanım çekilmişti. Ölen bazı stajyerlerin ölüm raporları vardı. Hepsini aynı doktor imzalamıştı. En sonda hepsini imzalayan doktorun ölüm raporu vardı. Doktoru da o öldürmüştü. O doktorun ölüm raporunu da bir başka doktor imzalamıştı. Kocaman yutkundum. Daehwi onları elimden kaptığı gibi hırkasını çıkardı. Ardından tişörtünü çıkardı. Gözümü kapatıp başımı çevirdim.
-Ne yapıyorsun? Diye fısıldadım. Bir süre sonra giyindiğini söylediğinde ona geri döndüm.
-Dosyalara ne yaptın?
-Sırtımda. Dedi. Şaşkınca baktım ona. Çantam dosyalar için küçüktü. Doğru söylüyordu. Ayağa kalkarken sendeledim. Elimi tutup kalkmama yardımcı oldu. Girdiğimiz yerden fare gibi çıktık da. Oradan ayrılıp ayrılmaz maske ve gözlüğü çıkardık. Yurda gittik. Daehwi'nin gizli kutusuna kanıtları yerleştirip duş aldık ve temiz bir şekilde şirkete gittik. Hava tam kararmıştı ama biraz pratik yapmak istiyorduk. Her ne kadar debut yapmayacağımızı bilsek de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NORTH
Teen FictionHer zaman sahnenin üstünden görünen hayranların yaktığı ateş böceği misali o minik ışıkları izlemek isterdim. Bana, bana özel yakılan ışıklara sahip olmak en büyük isteğimdi. Peki ya hiç bir şey beklediğim gibi gitmezse?..