Yeni bir gün, yeni bir sabahtı. Yüzbaşı taştan duvarları olan koridorda yavaş adımlarla ilerliyordu.
Kadının alnına narin bir şekilde öpücük konduran adamı gördü. Erkek arkadaşına kolaylık sağlamak için parmak uçlarında yükseliyordu.
Yüzbaşının elindeki evraklar parmakları arasında sıkıştı. Her seferinde, diye düşündü. Her seferinde neden onların aşkına şahit oluyorum?
Sarışın adam manga liderini fark ettiğinde kadından uzaklaştı, "Günaydın Kaptan." İkisi aynı anda söyledi.
"Günaydın." diye cevap verdi ifadesiz yüzüyle. Az önceki manzarayı aklından atmak istedi."Hange-san'ın yolladığı evraklar mı?" diye sordu Karen adamın elinde sıkı sıkıya tuttuğu evraklara bakarak.
Bir baş sallama verdi kadına, bakışları sarışın adamın az önce öpücük kondurduğu alnındaydı. "Sizin için götüreyim." Elini uzattı. Yüzbaşı evrakları ona teslim etti, arkadaşının yanından geçerken eli omzuna gitti, yavaşça sıktı.İkiliyi arkasında bırakırken karargahın geniş giriş kapısına yöneldi. Doğrudan eğitim sahasına gidiyordu.
Midesindeki o tuhaf his tekrar kendini belli ettiğinde kendinden iğrenir gibi oldu. O ikisinin suratına bakarken küçük bir öpücük için kıskançlık duymak onu utandırıyordu.
❥ ‑‑‑‑ ‑ ‑ ‑ ‑ ‑ ‑ ‑ ‑ ‑ ‑ ‑ ‑ ‑ ‑ ‑
Manga lideri arkadaşının ofisine gitti. Gönderdiği evraklar arasında birkaç tane eksik vardı.
Kapıyı tıklattığında içeriden herhangi bir ses gelmedi, bu yüzden ikinci kez çalmadan içeri girdi. Kısa boylu adam ofisinde yoktu. Eksik evrakları sormak için gelmişti halbuki.
Üzerinde herhangi bir evrak bulunmayan, sadece mürekkepli kalem ve kutusu, köşesinde bir şamdan bulunan masaya baktı.
Eksik evrakları dolaba veya çekmeceye diğer evraklarla birlikte kaldırmış olabileceğini düşündü. Arada kaynamış olmalıydı.
Kendisinin da halletmesi gereken birçok evrak ve laboratuvarda yapacak işleri vardı. Bu yüzden o evrakları almak için Yüzbaşının dönmesini bekleyemedi.
İlk olarak ofis masasının arkasında kalan dolaba baktı. Eğer Levi buraları karıştırdığını görse onu mahvederdi. Bu yüzden elinden geldiğince dağıtmamaya çalıştı. Daha sonra masanın yanında duran çekmeceli ahşap komodine yöneldi.
İlk çekmeceyi açtığında karşısına bir evrak yığını çıktı. "İşte burada olmalı." Evrakları çok dağıtmamaya çalışarak karıştırdı, kendi yolladıkların aradı.
Aradığını bulduğunda yaptığı dağınıklığı toparlayarak geri kalan evrakları çekmeceye koymak için hareket etti.Gözüne buruşmuş, üzerinde belirgin bir ayak izi bulunan beyaz bir zarf çarptı. Elindeki evrakları tekrar masaya koyarken zarfı almak için uzandı. Bu buruşmuş ve üzerinde ayak izi bulunan zarf pek Levi'ın sahip olacağı bir şey değildi.
Zarfı incelemek için arkasını çevirdiğinde Asker Larsson'a yazısını gördü. Bu Levi'ın el yazısıydı. "Bu da ne böyle?" Merakı daha da arttı. Levi'ın Karen ile ne işi vardı ki çekmecesinde böyle bir zarf vardı ve üzerinde bizzat onun el yazısıyla yazılmış bir isim vardı.
"Acaba baksam mı?" Parmakları mühürlü zarfı açmak için yöneldi ancak durdu. "Mührü bozarsam Levi fark eder." Merakı daha da arttı. Bu zarfın içinde ne olduğunu çok merak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[✔] ꨄ 𝙘𝙖𝙥𝙩𝙖𝙞𝙣'𝙨 𝙡𝙤𝙫𝙚 トネ穏 | ʟᴇᴠɪ ᴀᴄᴋᴇʀᴍᴀɴ.
Fanfictionಇ ʟᴇᴠɪ ᴀᴄᴋᴇʀᴍᴀɴ x ʀᴇᴀᴅᴇʀ. ಇ ➺ ᴛᴀᴍᴀᴍʟᴀɴᴅɪ. ༶•┈┈┈┈┈┈୨♡୧┈┈┈┈┈•༶ ᝰ Levi Ackerman suçluluk duygusuyla kahroldu. Ekip arkadaşının kız arkadaşına uzun zamandır hiç olmaması gereken hisler besliyordu. Onların yüzüne her baktığında suçlul...