~normally~

407 36 0
                                    

- Hâlâ yorgun hissetmeme rağmen gözlerimi açtım. Etrafa göz gezdirdiğimde ve kolumdaki serumu gördüğümde hastanede olduğumu anladım. Saatin kaç olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu, ama akşam gibiydi. Güneş az ve kırmızıdı,

- Sol tarafa döndüğümde ise Tom'u gördüm. Yatağın yanındaki küçük koltuğa oturmuştu ama kafasını yatağın kenarına yaslayarak uyuya kalmıştı. Elimide tutmuştu. Oturmak için kendimi yukarı doğru çektiğimde birden uyandı ve kafasını kaldırdı. Birkaç saniye boyunca sadece birbirimize baktık. Gözleri biraz dolmuştu. Çok azdı ama fark ediliyordu. Hiçbir şey söylemeden birden oturduğu yerden kalkıp bana sarıldı.

T: Çok korktum

- Cevap vermedim, bende boşta olan kolumu etrafına sardım. Ne kadar süre o şekilde kaldığımızı bilmiyorum. Sadece çok daha iyi hissettirmişti. Her zamanki gibi

Y/N: Özür dilerim

- Birkaç dakika sonra cevap verdiğimde kendini geri çekti ve doğruca gözlerime baktı.

T: Sorun yok

T: Şuan daha iyisin ve önemli olan bu

- Onaylamak için kafamı salladım.

T: Sadece yorgunluktan olduğunu söylediler

T: Ve serumda vitamin için. Son zamanlarda iyi beslenmediğini düşünüyorlarmış.

T: Ama bu doğru değil, çünkü sana harika krepler yapmıştım.

Y/N: Evet yanmış krepler Tom

- İkimizde sesli bir şekilde güldük.

T: Uyandığında çıkabileceğini söylemişlerdi. Tekrar konuşmak için gitmeliyim. Hemen dönerim

Y/N: Tamam, bekliyorum

- Gittiğinde gözlerimi yeniden kapattım. Son birkaç saatte olan olaylar çok yeniydi. İçimden yine ağlamak istediğimde dudaklarımı birbirine bastırıp durdurmaya çalıştım. Geömiş, gelecek ve olan her şeyi kaldırabileceğimden emin olamayan ben. Günlerdir ajansı bile aramamıştım, belkide çoktan işimden oldum. Veya Tom birkaç gündür burada ama gereken ilgiyi veremedim. Ve Sam...
Hiçbir şeye yetişemediğimi düşünerek etrafımda karamsar bir hava oluşturmaya başlamıştım yine.

- Tekrar yükselen kalp atışlarım ve düzensizleşen nefesim tüm düşünceleri bastırdı. Son günlerde ki ben, ben değildim sanki. Ters giden şeyler var ve biliyorum. Ama üstesinden gelebilirmiyim emin değilim. Özellikle konu bu kadar hassas olduğunda her şey alt üst oluyor.

- En sonunda nefeslerim düzelmeye başladığında yatağımda oturur hâlde beklemeye başladım. Yine nerden geldiğimi anlamadığım gözyaşlarım ve hep onları takip eden o kötü his ve düşüncelerde gelmeye devam etti. Herzaman hepsinin dağılmasını sağlayan kişi ise şuan yanımda değildi. Şuan sadece ona sarılmak istemiştim. En basit şeyler kendimi ânında daha iyi hissettiriyordu. Bu düşüncelerle boğuşurken kapı açıldı ve Tom içeri girdi. Korkmuş ve stresli yüz ifademi görünce hızlı adımlarla yanıma geldi.

T: İyi misin Y/N ?

- Cevap vermeden dolmuş gözlerimle başımı öne eğdim. Önümde birleştirdiğim ellerimden birini tuttu ve yanıma oturdu. Yüzüne doğru dönmem içinde eliyle yavaşça çenemi tutup yukarı kaldırdı.

T: Y/N

- Bu sefer cevap vermeyi düşünmüştüm fakat gözümden akan yaşlar benden önce davranmıştı. Tekrar nefesim düzensizleştiğinde kollarını etrafıma sardı.

T: Ağlama lütfen Y/N

Y/N: Özür dilerim

T: Hayır, özür dilemene gerek yok

• o p h e l i a • Dream With Tom Holland •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin