Sessizliğin Ezgisi

62 9 1
                                    

Adım Murat, 20 yaşında, yaklaşık 183 cm civarında, traş olunca orta yakışıklı, olmayınca kurt adam gibi bir gencim. Annem çok küçük yaşta vefat etmiş, babam ise beni yurda vermişti. Aslında varlıklı bir Ailem vardı, fakat babamın takıntıları yüzünden Anne tarafından hiçbir akraba ile görüşmedik. Babam da benim olmamı istememiş zaten bir hata'ya kurban gitmişim. Babam isvicrede büyük bir hotel şirketinin sahibi. Bana aylık cüzi miktarda maaş bağlamış para gönderiyor, ama pek de paraya ihtiyacım olduğu söylenemez.
Bi dostum var, bana hep der ki "sessizliğin sesini dinle" Onun ne demek istediğini şimdi anlıyorum.
Bazen kimseye anlatamadığın derdini yalnızlığını karşına alarak sessizliğe anlatıyorsun ve kendini karanlığın koynuna bırakıyorsun. İşte o an bir tüy gibi rahatladığını hissediyorsun. Ama unutma ki herşey biter. O hafiflik, yerini üstüne tonlarca kilo bırakılmış gibi nefessiz bırakır. Dedim ya hayat işte, diğer insanlar gibi hergün bir kadınla birlikte olup parayla mutluluğu elde edemiyoruz. Buda bizim Adamlığımız olsun.
Ben düşüncelere dalmışken dostum Eray arkadan elinde iki şişe bira ile yanıma geldi.

"Ne ara geldin be ürküttün beni!"

"yine dağıtmışsın kafayı. Yarım saattir seni izliyorum."

Hiç konuşmayı uzatamayacak kadar dolu olduğumu hissettim o an.
"Annemi neden bu kadar özlüyorum biliyor musun? Ağladığım zaman dizlerine başımı koyardım. O da saçlarımı okşayarak beni sakinleştirirdi. O kadar rahat ve huzurluydu ki her seferinde küçük bedenimi uykunun kollarına bırakıyordum."

"O yüzden mi artık ağlamıyorsun? 2 sene oldu seni ağlarken görmeyeli."

"Deniyorum, deniyorum ama başaramıyorum. Kaybedecek başka sevdiğim, değer verdiğim insan kalmadığından galiba."

"Psikiyatri'ye gitmelisin."

"Ne değişecek ki. Kaybetmek istemediğim herşeyi kaybettim. Kaybedecek başka birşeyim kalmadığı için ağlayamıyorum."

"Ben neyim senin gözünde?"

Ufak bi gülümseme yer etti yüzümde. O an tuhaf birşey hissettim.

"Sanırım kaybedecek son birşeyim kalmış, onu atlamışım. Dedim hafif kıkırdayarak."

"Psikiyatri şart."

"O zaman bi şişe uzat."

"Kaybetmekten korktuğun son kişiye o zaman."

Biraları tokuşturup yudumladık, ve gökyüzündeki eşsiz manzaranın karanlığına gözlerimizi diktik...

PAPATYANIN SON YAPRAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin