İyi okumalar...
Dünkü olaydan sonra Barlasa görünmeden odaya çıkmıştım. Şuan hala odadaydım Sıla mışıl mışıl uyuyordu. Keşke bende uyuyabilseydim ama olmuyordu. Dünkü yaşadığım olay aklıma geliyordu, bu da huzurumu kaçırıyordu. Barlas ne yapmaya çalışıyordu?
~~~
İki saat geçmişti ben hala odadaydım. Sıla da hala uyanmamıştı. Çok sıkılmıştım ama aşşağı inesim yoktu. İnersem bir daha Barlastan azar yiyip kendimi küçük düşürmek istemiyordum.
Dünkü çocuk kimse ortadan kaybolmuştu. Onu fazla kafaya takmamaya çalıştım. Barlasın arkadaşlarından birisidir diye geçirdim içimdem.
Daha fazla burda oturmamak adına dışarı çıkmaya karar verdim. Hızla odadan çıkıp merdivenlere yürümeye başladım. Tam merdivenleri inmeye başlıycaktım ki Barlasın odası'nın kapısı açıktı. Bu yaptığım doğru olmasa da adımlarım beni odanın kapsının önünde durdurdu.
Kafamı içeri uzatıp önce odaya bir baktım. Görünürde kimse yoktu. Sessiz bir şekilde içeri girdim. Bu oda diğer odanın aksine simsiyah döşenmişti. Çok güzeldi tam Barlasa göre bir yerdi zaten.
Bizim odayla aynı dizayn edilmişti. Bir fark göremedim. Ama burda sadece kocaman bir televizyon vardı. Vay be Barlasta keyfine düşkünmüş. Ben bunlsrı içimden düşünürken birden banyonun kapısı açıldı ve Barlas çıktı. Şok olmuş şekilde ona bakarken o da bana bakıyordu.
Birden gözlerim kaslı vücuduna takılsada suratına bakmaya çalıştım. Esmer tenini tamamlayan omzumun üzerinde kocaman bir ejderha dövmesi vardı. O kadar eşsizdi ki... Çok güzeldi.
Hızla gözlerimin onun gözlerinin içine çevirdim. Bana kızmaktan çok şaşırmış gibi bakıyordu. Hemen kafamı yere eğip konuşmaya çalıştım.
"Şey... Ben özür dilerim sadece odanı merak ettim. Kapı açık olunca da gireyim dedim." Dedim telaşla. Şuan çok korkuyordum. Sesimden de anlaşılıyordur zaten.
Parkede ayak seslerinin yankılanmasıyla Barlasın buraya geldiğini anladım. Hiç bir şey demeden yanımda durdu. Kokusu... O kadar güzeldi ki. Toprak kokuyordu. Hani olur ya yağmur yağdıktan sonraki toprak kokusu aynı öyleydi. Kokusunu içime çekmemek için nefesimi tuttum.
Aramızda ki son adımı da kapatıp tam dibime girdi. Hiç kıpırdamadan beklemeye başladım. Kafam hala yere eğikti ne yapıcağımı bilmiyordum. Barlas elini kaldırıp arkadaki duvara yasladı. Diğer eliyle de çenemi tutup ona bakmamı sağladı.
Gözlerinin içine baktım ama hiç bir şey göremedim. Bomboş gözlerinde hiç bir duygu geçişi yakalayamadım.
Alt tarafa hiç bakmayarak sürekli gözlerinin içine baktım. O da aynı şekilde bana bakıyordu. Bu beni rahatsız etsede hiç gözlerimi ayırmadım.Elini çenemden çekip, saçıma koydu ve kulağımın arkasına sıkıştırdı. Bunu yaparken gözlerini gözlerimden hiç bir şekilde ayırmadı. Kalbim yerinden çıkıcakmış gibi atıyordu. Ne oluyordu bana böyle? Hiç bir şey yapmadan öylece duruyordum.
Yüzünü yüzüme yakalştırıp konuştu. Şaşakın bir şekilde ona bakıyordum.
"Sen bana ne yapıyorsun?" Dedi. Sesi o kadar boğuk çıkmıştı ki zor duymuştum. Anlamamış bir şekilde suratına bakmaya devam ettim.
"Anlamadım?" Dedim şaşkınca.
O da kafasını eğip sırıttı sonra tekrar bana baktı.
"Anlama zaten." Deyip dalga geçercesine konuştu.
"Ne demeye çalışıyorsun Barlas açık konuşta anlayalım!" Dedim sinirle.
Bu sefer dudağıma doğru yakalaştı. Tam öpücekmiş gibi oldu ama, sonra kafasını kulağıma çevirdi. Kulağıma gelip fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM MELEĞİ
Mystery / Thriller"Lütfen bana yardım et!"dedim sesim ağlamaktan kısık çıkmıştı. Sabırlı bir şekilde nefes alıp geri verdi. Bu kadar sakin olması beni korkutuyordu ama gözlerinin içine bakmaya devam ettim. O da benden farksız bir şekilde fısıldadı. "Seni geri versem...