Günaydınn, kesin yine flop kalacak ama atayım bari. Yorum yapın olur mu 🥺
İyi okumalarr ✨
________
" Şşh Hobi sessiz ol! "
" Ay pardon Yun hyung. "
Bir pazar sabahı, erkenden uyanan ikili ses çıkarmamaya çalışarak mutfağa ilerlemeye çalışıyordu. Normalde Yoongi hayatta erken kalkmazdı, özellikle pazar günleri. Ama akşamdan Hoseok ile birlikte plan yapmışlardı.
Babaları uyurken onlara kahvaltı hazırlayarak sürpriz yapacaklardı. Çünkü ikisi de hafta içi gerek evde gerek iş yerlerinde çok yoruluyorlardı. Bari bugün biraz geç kalkıp dinlensinler diye düşünüp bu planı yapmıştı ikili.
Sessizce aşağı inip mutfağa geldiklerinde rahat bir nefes vermişlerdi.
" Şimdi önce masa örtüsünü sermeliyiz değil mi? "
Hoseok kafa salladığında çekmeceden örtüyü çıkarıp iki yandan tutmuşlardı ve boyları küçük olduğundan zorlansalarda örtüyü sermeye başarmışlardı.
" Sıra kahvaltılıkları masaya dizmeye geldi. Hobi ben dolaptan çıkartıp sana vereyim sen masaya diz, olur mu? "
" Olur hyung. "
Buz dolabının önüne geldiğinde sırayla tüm kahvaltılıkları çıkartıp Hobi'nin eline tutuşturuyordu. Dolabın önünde işi bittiğinde masanın önüne gelip ikisi birlikte dizmeye başlamıştı. Ara sıra boylarının yetişmediği kenarlara sandalyenin üzerine çıkıp yerleştiriyorlardı.
" Hyung bardaklara nasıl yetişeceğiz?"
Bardaklar en üst raftaydı, mecburen sandalyenin üzerine çıkıp alacaklardı. Normalde babaları düşme tehlikeleri olduğundan buna hayatta izin vermiyorlardı ama şimdi gizlice yapacaklardı.
" Hyung ben çıkayım mı sandalyeye? Senden daha esneğim hiç düşmem ben. "
Yoongi'nin içi pek rahat etmese de kabul etmişti. Hoseok sandalyeyi yukarıda ki rafın önüne getirip dikkatlice üzerine çıkmıştı. Yoongi düşerse tutabilmesi için hemen yanında duruyordu. Hoseok dikkatle bardakları tek tek indirmeye başladığında Yoongi endişe ile onu süzüyordu, düşecek diye çok korkuyordu.
Yeteri kadar bardağı indirdiğinde rahat bir nefes vererek sandalyeden inmişti.
Yoongi dolaptan çıkardığı ev yapımı meyvesuyunu bardaklara boşaltırken Hoseok'ta çatal ve kaşıkları masaya diziyordu. Son olarak eksik olan her şeyi yerleştirip güzelce düzdüklerinde, önlerindeki esere gururla bakmışlardı. Masa gerçekten güzel görünüyordu ve hiçbir şey kırıp dökmeden başarmışlardı.
Gülümseyerek birbirlerine çak işareti yaptıktan sonra çıkan ses ile gözlerini büyültmüşlerdi, neyse ki alt kattaydılar.
" Evet şimdi babamları uyandırma vakti! "
Hoseok heyecanla konuşup merdivenlere yöneldiğinde Yoongi'de arkasından onu takip ediyordu. Yatak odasının önüne geldiklerinde, tam kapıyı açacaklarken kendi odalarından gelen Gguk'un sesini duymuşlardı. Sanırım uyanıyordu, ağlamıyordu ama kendi kendine mırıldanıyordu.
" O zaman ağlamadan önce Gguk'un yanına gitmeliyiz. "
Odalarına ilerlerken Yoongi'nin aklında tek bir soru vardı. Gguk normalde gece uyanma ihtimaline karşı babalarının odasında uyurdu. Ama Seokjin babası bazı geceler Gguk'un beşiğini onların odasına getiriyordu. Nedenini sormamıştı hiç ama merak ediyordu. Dün de öyle olmuştu. Hobi ve kendi tam yatmak üzereyken kapı açılmış ve babası beşiği odaya getirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Sons
FanfictionGgukie'nin tombul bacakları, minik parmakları, yeşil emziği ve iki minik tavşan dişleri vardı... Ah, salyalarını da unutmayalım tabii. [NamJin] -Namjin ve Dünya tatlısı beş bebeği-