Şu an belki öyle görünüyor olabilir ama semejoon değil. Semejin de değil. Sekeler işte. Dönüşümlü en iyisi.
İyi okumalar <3
..
Namjoon, oğulları Hoseok ve Gguk'u yanına alarak büyük yatağa beraber girmişlerdi. Bugün, taşınma süreleri için ayrıldığı iznin son günüydü.
Yarın sabah tekrardan işe gidecekti. Ve işten geç saatlerde döndüğünden onlara pek fazla vakit ayıramıyordu. Bu yüzden minik yavrularıyla sarılarak uyuyup vakit geçirmek istemişti.
Sol tarafına yatırıp kolları arasına aldığı minik Gguk uyumayı kesin bir dille reddediyordu. Sadece gece lambasının aydınlattığı odada etrafa minik kıkırtılar bırakarak tombul elleriyle oynuyordu.
Hoseok ise babasının kaslı göğsünün üzerine minik ellerini koyarak hafifçe gezdiriyordu.
" Babiiiş, uyudun mu?"
" Hayır. Bir sorun mu var bebeğim?"
" Ben... Ben dün annemi rüyamda gördüm baba."
Dediğinde Namjoon bakışlarını izlediği tavandan çekerek kolunun üstünde yatan Hoseok'a çevirdi.
" O çok güzeldi. Böyle bembeyaz giyinmişti. Gguk'un ki gibi simsiyah uzun saçları parlıyordu. Bana 'beni özledin mi güzel oğlum' diye sordu. Bende 'evet, hemde çok' dediğimde gülümsemişti.
Sonra 'hediyemi beğendin değil mi' dedi. Ne hediyesi diye sorduğumda gülümseyerek kenarda pamuklar içinde uyuyan Gguk'u gösterdi.
'O, gitmeden önce size verdiğim büyük bir hediye. Lütfen ona gözünüz gibi bakın. ' dedi ve sonra yavaşça gözden kayboldu.
Çok tuhaf hissettim baba. Ama aynı zamanda çok mutlu oldum. Annemi görmüştüm sonuçta. Ve o daha da güzelleşmişti. Uzun siyah saçları, esmer teni ve beyazlar içindeki bedeniyle melek gibi görünüyordu.
Ben... Annemi çok özledim baba. "Son cümlesinde sesinin titrediğinde Namjoon gözlerinin dolduğunu anlamıştı. Zaten kolları arasında olan bedeni iyice kendine çekerek sarılmıştı.
" Anneni her özlediğinde Gguk'a sarıl bebeğim. Onun mis kokusunu içine çektiğinde özlemin az da olsa azalır."
Dediğinde sol tarafında tombul elleriyle oynayan minicik bedeni kucağına alarak göğsünün üzerine yatırmıştı.
Gguk yerinden memnunmuşcasına kucağında iyice yayıldığında ikisi gülerek minik bebeğe sarılmıştı ve cennet gibi olan kokusunu içine çekmişlerdi.
Daha sonra ise üçü sarmaş dolaş bir halde, derin bir uykuya dalmışlardı.
***
" Yoongi hadi servis iki saattir korna çalıyor. İnsene aşağıya."
Seokjin, Yoongi'nin beslenme çantasını hazırlamış kapının önünde beklerken, küçük çocuk odada saçlarına şekil vermekle meşguldü.
" Yoongi sabahtan beri ne yapıyorsun sen?" - Sj
Babası aşağıdan sinirle bağırdığında Yoongi oflayarak küçük çantasını sırtına takarak aşağı inmeye başlamıştı.
Seokjin, oğlundaki değişikliği görünce kaşlarını çatmıştı. Normalde sabahın köründe onu uyandırdığı için, huysuz çocuk sinirle elini yüzünü bile yıkamadan okula giderdi.
Bugün ise özenle formasını giymiş, formasının üzerine tatlı bir hırka giymiş, hatta saçlarına şekil vermeye çalışarak özenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Sons
FanfictionGgukie'nin tombul bacakları, minik parmakları, yeşil emziği ve iki minik tavşan dişleri vardı... Ah, salyalarını da unutmayalım tabii. [NamJin] -Namjin ve Dünya tatlısı beş bebeği-