Kesin konuşmuyorum ama bu fic çok uzun olmaz bence. Çerezlik bir fic diyelim. O yüzden sık sık zaman atlaması yapacağım. Şimdi üç ay ileriye ışınlanıyoruz..!
İyi okumalar ♡
..
[Üç ay sonra]
Hoseok yerdeki mindere oturup boyama ödevini yaparken, Yoongi koltukta bacaklarını kendine çekerek uzanmıştı. Taehyung ve Jimin odalarında Jeongguk'la oynuyorlardı.
Son zamanlarda çocuklar ve Namjoon sürekli buradaydı, resmen sadece uyumak için evlerine gidiyorlardı.
Yoongi önündeki çizgifilmi izliyor gibi görünse de, sadece izliyor gibi yapıyordu. Yüzü asıktı. Hoseok önündeki hyungunun bir sorunu olduğunu anlamıştı.
" Yoongi hyung bir şey mi oldu? "
Yoongi cevap vermeyince Hoseok kaşlarını çatmıştı. Onu görmezden mi geliyordu?
" Hyung sana diyorum. "
Yoongi üzgün yüzünü Hoseok'a çevirdiğinde, Hoseok daha da meraklanmıştı.
" Bir sorun mu var hyung? "
Dediğinde Yoongi koltukta oturur pozisyona gelmişti. Gözünden akan bir damla yaşı minik parmaklarıyla sildiğinde, bakışlarını karşısındaki küçüğe çevirmişti.
" Sadece sarılabilir miyiz? "
Titreyen sesiyle konuştuğunda, Hoseok hemen oturduğu minderden kalkıp koltuğa çıkmıştı. Küçük kollarını beyaz tenli olana doladığında, Yoongi hemen başını Hoseok'un omzuna yerleştirmişti.
İki küçük beden birbirine sarılırken, beyaz tenli olandan bir hıçkırık duyulmuştu.
" Hyung- "
" Lütfen hiçbir şey sorma. "
Kısıkça konuştuğunda, küçük olan her ne kadar meraktan çatlasa da kafasını salladı. Belki daha sonra anlatırdı.
İkisi hala minik kollarıyla birbirlerine sıkıca sarılırken, çalışma odasından çıkıp mutfağa giren Seokjin onların bu halini görüp gülümsemişti.
Yoongi arkası dönük olduğu için ağladığını görmemişti, bu yüzden öylesine sarıldıklarını sanarak gülümsemişti.
Seokjin mutfağa girip yaptığı yemeği kontrol ederken, iki küçük yavaşça kollarını birbirinden ayırmıştı. Hoseok büyük olanın ağladığı için kızarmış gözlerini ve burnunu görünce burukça gülümsemişti.
" Hyung lütfen ağlama. Baksana minicik Gguk bile ağlamıyor. Sende ağlama. "
Dediğinde Yoongi burnunu çekerek gülümsemişti.
" Teşekkürler Seokie. İyiyim merak etme. Ben elimi yüzümü yıkamaya gidiyorum. "
Yerinden kalkıp banyoya doğru ilerlediğinde, kapı çalmıştı. Hoseok koşarak kapıya vardığında zıplayarak kapının kulpunu açmıştı. Babasını gördüğünde çığlık atarak kucağına atlamaya çalıştığında, Namjoon eğilerek zıplamasını kolaylaştırmıştı.
" Babiş bugün çook geç gedin. Neden böyle yapıyorsun? "
Üzgünce konuştuğunda Namjoon gülümsemişti.
" Çok fazla işim vardı miniğim. "
" Şirkette binlerce insan var. Onlar yapamıyor mu senin yaptığını? Bırak onlar yapsın, sen de bizimle evde kal."
" O zaman okulunda da yüzlerce öğrenci yok mu? Bırak onlar öğrensin senin yerine, sen evde kal. "
Oğluna meydan okurcasına konuştuğunda Hoseok küçük kaşlarını çatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Sons
ФанфикGgukie'nin tombul bacakları, minik parmakları, yeşil emziği ve iki minik tavşan dişleri vardı... Ah, salyalarını da unutmayalım tabii. [NamJin] -Namjin ve Dünya tatlısı beş bebeği-