Pek okunmuyor ama okuyanlara,
İyi okumalar ♡..
" Umarım şeftali seviyorsundur tombul bebek. "
Mutfakta yere koyduğu minderin üzerine oturttuğu bebeğe bakarken aynı zamanda meyve püresi hazırlıyordu. Altı aylık bir bebeğin ne yiyeceğini bilmiyordu, umarım yanılmazdı. Ve ayrıca Namjoon bebek hakkında hiçbir bilgi vermeden bırakıp gitmişti.
O hala püreyi hazırlarken içeri Taehyung girmişti ve minderin üstündeki Gguk'un önüne oturmuştu.
" Baba bu bebiş niye konuşmuyoy? "
" O daha çok küçük çünkü. Şimdi konuşamaz. Biraz daha büyümeli. "
Dediğinde Gguk kıkırdayarak elini Tae'nin yüzünde gezdirmeye başladı.
" Baba baksana elleyi Şimin'in elinden bile minicik. "
Gülerek ellerini tuttuğunda o da gülümsemişti.
" Baba bu bebiş niye süyekli gülüyoy? "
" Ağlasın mı Taehyung? Demek ki gülmeyi seviyor. "
Püreyi hazırlayıp masanın üzerine koyduğunda Gguk'u yerden kaldırmıştı.
" Taehyung Jimin'i de çağır hadi. Kahvaltınızı yapın. "
Taehyung koşarak Jimin'i çağırmaya gittiğinde, Seokjin'de kucağındaki bebekle sandalyeye oturmuştu. Püre kasesini önüne çektiğinde, bebek heyecanla kaseye elini sokmaya çalışmıştı.
" Hey hey dursana, elle yenmez o. "
Tombul kollarını tuttuğunda kaşığı ağzına yaklaştırmıştı. Gguk acıktığı için hemen ağzını kocaman açmıştı. Seokjin bebeğin hareketlerine gülüp yedirmeye başladığında, Gguk'tan memnun mırıltılar çıkmıştı. Demek şeftali seviyordu.
İkizler de gelip masaya oturduklarında, Jimin yeni uyandığı için bu bebeğin babasının kucağında ne işi olduğunu kavramaya çalışıyordu. Babası neden onu kucaklıyordu ki?
Jimin ailesinden kimseyi paylaşmayı sevmediği için biraz kıskanmıştı.
" Bak Şimin Gguk bebek bugün akşama kaday bizde kalacakmıış. " - Th
Dediğinde Jimin'in yüzü düşmüştü. Akşama kadar babası onunla ilgilenmeyecek miydi yani? Onunla mı ilgilenecekti? Hem şuan babası ona günaydın bile dememişti. Hep derdi oysaki.
Jeongguk her yerine bulaştırarak mamayı yerken Jimin'de asık suratıyla onu izliyordu. Aslında bebeği çok seviyordu, çok tatlı bir bebekti. Ama şimdi babasını elinden almıştı.
" Jimin neden yemiyorsun bebeğim? "
Seokjin, Jimin'in kollarını göğsünde bağlayarak oturduğunu fark ettiğinde sorma gereği duymuştu. Jimin ise bakışlarını bebekten çekip heyecanla babasına bakmıştı.
Biraz ilgi istediği için, yemeğini onun yedirmesini isteyecekti. İşaret parmağını önce Seokjin'e doğru yöneltti. Daha sonra ağzını açarak parmağını ağzına yaklaştırdı.
" Benim mi yedirmemi istiyorsun Jimin? "
Dediğinde, anlatabildiği için sevinçle başını salladı. Seokjin, onu anlamaya çalışırken Jeongguk'a yedirmeyi unuttuğundan, Jeongguk sinirlenerek minik elleriyle mama kasesine vurmuştu. İçindeki püre dışarı sıçradığında sevinçle kıkırdamıştı.
O kadar sevimli gülüyordu ki Seokjin kızamamıştı bile. Gguk'un sevimli kıkırtılarına katılıp hepsi gülmeye başlamıştı. Jimin kıskançlığını unutmuştu bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Sons
FanfictionGgukie'nin tombul bacakları, minik parmakları, yeşil emziği ve iki minik tavşan dişleri vardı... Ah, salyalarını da unutmayalım tabii. [NamJin] -Namjin ve Dünya tatlısı beş bebeği-