Yeni Kurgu ve ben 🙋♀️
Nasılsınız canlarım? Ramazan nasıl geçiyor?
Benim biraz yoğun 😪 ama iyi. Bugün yeni bir çiftimizle tanıştıracağım sizi ❤️
Çok beklemeden hemen geçelim. Buraya okuduğunuz tarihi alabilir miyim?
🥀
"Neden beni kurtardın?" diye fısıldadım. Daha çok kendime soruyordum bu soruyu sanki. Neden kurtulmuştum sahi oradan? Canımı alsalardı daha mutlu olurdum belki. Bir kadına yaşatabilecekleri en ağır şeyleri yaşamıştım. Bu hayata tutunacak tek bir dalım yoktu benim.
Niçin yaşayayım?
Başımı ürkekçe kaldırıp, gözlerinin içine baktım. Yeşilleri yosunlara bürünmüş, koyu bir hal almıştı. Sinirle parlıyordu irisleri. Bana mıydı bu siniri, yoksa kendine mi? Dişlerini birbirine bastırmaktan yanaklarında derin çukurlar meydana gelmişti. Sert çehresi kasılmış, içinde büyüyen öfkeyi, dışa vuruyordu.
"Bu kadar kolay mı ölmek? Sırf o siktiğimin şerefsizleri için hayatından vaz mı geçeceksin?" Kendinin tutmaya çalışıp, sesini kıstı. Anlamıyordu beni, benim bir hayatım yoktu ki. Kimsem yoktu. Bir başıma yalnız kalmıştım koca dünyada. Birine güvenip gelmiştim bu dağlara, hayatım mahvolmuştu.
"Bana bir bak asker, bir halime bak!" Üzerimdeki kir tutmuş, yırtık elbiselerimi göstermek için bana verdiği çarşafı sıyırdım üzerimden. "Benim hayatım mı var? Sen bana bir hayat bahşettiğini mi sanıyorsun?"
"Sakin ol!"
"Hayır!" diye bağırdım, boğazım yırtılırcasına. Hıçkırarak ağlamak istiyordum, sesim çıkmıyordu. Gözlerim dolsun istiyordum ağlayayım diye, gözümde yaş kalmamıştı. Benim yaşayacak bir hayatım yoktu artık. Bitmiştim ben.
"Şu halime bir bak! Yaşayacak neyim kaldı ki benim? Soluk alırken bile yaşadıklarım aklıma geldiğinde, kıymık gibi batıyor nefesim hayata. Yaşamamı istemiyor kimse. Niye kurtardın ki beni? Bıraksaydın da öls-"
"Yeter artık! Sus!" diye kükredi bir anda. Sesi etrafımızdaki insanları da ürküttü. Daha ismini dahi bilmediğim adam etraftaki insanlara bakıp, iç çekti. Boğazını temizleyip, bana döndü. "Sırf tacize uğradın diye mi yaşamak istemiyorsun? Seni teröristler kaçırdı diye mi hayatından vazgeçiyorsun? O şerefsizlerin hayatını mahvetmesine izin verme! Sırf onlara inat yaşa diye kurtardım ben seni."
"Üzgünüm asker, ben o kadar güçlü değilim." Gözlerim yaşarırken, o bilindik his kapladı bedenimi. Başımı eğip, gözlerinden kaçındım. Burnumun ucu sızladığında, çenem titremeye başladı. Soğuk hava saçlarımı arkaya doğru savurdu. "Ben bir hiçim artık."
"Sen bir hiç değilsin, sen yaşamayı hak edecek kadar güzel bir kadınsın. Sen benim bu dünyada değer verdiğim en önemli şeysin." Burnumu çekmeyi bırakıp, başımı kaldırdım. Gözlerinden geçen parıltıya anlam veremedim. "Bu dünyada ben bir tek kadınlara saygı duyarım. Sen saygı duyduklarımdansın o yüzden en azından benim sana verdiğim kadar kendine değer ver üvercinka."
Üvercinka.
Cemal Süreyya.
"Üvercinka mı?"
"Kadın demek ama çok güçlü bir kadın." Bu ismi bana söylemesi öyle ironiydi ki! Ben bu dünyada görüp görebileceği en korkak, güçsüz biriydim. "Sanırım yanlış söyledin asker, üvercinka beni anımsatmayacak bir kelime."
"Hayır değil." Aramızdaki mesafeyi aştı. Tam önümde durduğunda gölgesi üzerime düştü. "Sen tüm bunlara rağmen ayakta kaldın üvercinka. Benim bu yaşıma kadar gördüğüm en güçlü kadınsın sen."
"Değilim, baksana halime?" Ellerimi iki yana açıp, tüm ruhumu ön safhaya çıkardım. Ona kendimi açtım, ruhumu görsün istedim. Ona çaresizce baktığımda, onun sert yapısının sarsıldığını gördüm. Hafif bir rüzgar esti.
Kokusu doldu burnuma.
Çekmek istemedim içime.
Ama öyle bir kokuydu ki bu, tüm benliğimi alıp gitti benden.
Ondan beklemediğim bir naiflikle elini kaldırdı. Bedenim yaşanmışlıklardan sonra diken üzerindeydi. Başımı hafifçe geriye çektiğimde parmak ucu yanağımı teğet geçti. Korkumu anladığında, dudaklarının arasından tısladı. Ne dediğini anlayamadım.
"Görüyorum seni üvercinka." Onun bana bir şey yapmayacağını bilsem de kimseye güvenemiyordum. Yaşadıklarımdan sonra kimseye bağlanmak istemiyordum. Bu o kadar acı bir şeydi ki! Hayatında birine asla güvenemeyecek olmak.
Beni buna zorladılar.
Baş parmağının ucu yanağıma sürtündüğünde, titredim. Soğuk havadan dolayı bir titreme değildi bu, onun dokunuşundan. Bedenim bu küçük dokunuşa karşı ne yapacağını bilemedi; sarsıldı. O kadar acıdan sonra bana gösterilen küçük şefkate muhtaç kalmıştım.
"Sen ve gözlerin, tüm her şey alıp götürdü benden üvercinka. Sana baktığımda yardım için çırpınan bakışlarını görüyorum. Korkan, çaresiz bir kızın bakışları değil bu." Ürkemem için parmağını geri çekip, gözlerime baktı.
"Bu bakışlar, sana yardım etmemi söylüyor. Sana yeminim olsun ki, yaşaman için her şeyi yapacağım. Bu da asker sözü değil, deli kurdun sözü olsun sana!"
🥀
Alıntı sonu.
Eee nasıl buldunuz bakalım? 😌😌
Onların hikayesini yazmamak için sabırsızlanıyorum ancak önce elimdeki kitapları bitirmem gerekiyor. Diz çok isteyince paylaşayım dedim. Bu arada haftaya Sahir & Melek için kitabı yayına koyacağım.
Yotumlarınızı okumak için sabırsızlanıyorum ❤️ Düşüncelerinizi bekliyorum ballarım ❤️
Haftaya cuma hem Aftab'a hem de Hamra'ya yeni bölüm atarak geri gelmeyi düşünüyorum. Şimdilik kendinize iki bakın canlarım ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ KURT
General Fiction28.06.2023 TARİHİNDE KALDIRILACAKTIR! Burnunun ucunu boynuma yaslayarak çenemden yanaklarıma doğru çıktı. "Bu kadar güzel olmamalıydın. Her yeri emip, dişlemek istiyorum." Boğuk, git gide kalınlaşan ve kabaran arzusu ile gözlerine bakmaya korktum...