4.BÖLÜM "HOŞÇAKAL'INIR MIYDI?"

31.3K 1.9K 814
                                    

Sezen Aksu - Vay
Bölüme geçmeden önce bir kar tanesi bırakalım mı gökyüzüne? ❄️

4.BÖLÜM "HOŞÇAKAL'INIR MIYDI?"

Ruhunuzun arınması için, biraz olsun acılardan uzaklaşmak için uyurdunuz değil mi? Uyku bazen bize hiç olmayacak kapılar açarak rüyalara dalmamızı sağlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ruhunuzun arınması için, biraz olsun acılardan uzaklaşmak için uyurdunuz değil mi? Uyku bazen bize hiç olmayacak kapılar açarak rüyalara dalmamızı sağlar. Hayal gücümüzün ya da bilinç altımızın etkileri ile etkisinde kalacağımız bir düş görürüz ama bu çok uzun sürmez. Acının hiç peşimizi bırakmayacağını anlarız o an. Uyku bile hayatın kötülüklerini silip atamıyordu. Sadece küçük bir an başka bir dünyada nefes alırsınız o kadar.

Bedenim uykuya tamamen bırakamamıştı kendini. Yorgunluğum bana rüya kapılarını değil de kabus kapılarını açmıştı. Çok kötü bir kabusun pençesinde dolaşan ruhumu kurtaramadım. Tüm gece savaş verdim, geçmişimle o köhne yerde hissettiğim çaresizliğimle... En kötüsü ise sanki bu kabustan hiç sıyrılamayacak gibi hissetmemdi.

Hayal meyal bir şeyler hatırlıyordum. Gece üşüdüğümü, birkaç sesi ve alnıma dokunan sıcak avuç içini... Uzun bir zamandan sonra sıcak bir evde, kanepede uyuduğum gerçeğini kabullenmek zordu. Hele de tanımadığım bir adamın evinde olmak kabullenemeyeceğim kadar ağır geliyordu bana.

Babam atmıştı beni.

Yabancı dediğim, iki defa gördüğüm adam kurtarmıştı beni.

İşte o an anlıyorsun, tanıdığın insanın bazen hiç tanımadığın birinden çok daha yabancı olduğunu.

Sokaktan geçen bir adamdan farksız olduğunu.

Eskiden dünyanın en mutlu kızı, en şanslısı olarak düşünürdüm kendimi. Beni, benden çok seven bir babam vardı. Evet annem yoktu ama babam bana bunu hiç hissettirmemişti. Mutluydum, küçük sıcak bir evimiz vardı. Sonra o kara gecenin bulutları küçük mutluluğumun üzerine kondu. Sessiz çığlıklarını bedenimin üzerine bıraktığında, dudaklarımı aralayıp babamı çağıramadım bile.

Tam bir ay.

Bir ay, kurumuş, kısılmış sesimi çıkartıp yardım isteyemedim. İtildim, kakıldım, ruhumu bir çöplüğün içine bıraktım. O kadınların, küçük çocukların acılı iniltilerine maruz kaldım. Toprağın üzerinde her saniye kuruttum bedenimi. Küf kokuyordum artık, o bulutlar hayatımın üzerine karanlık bir perde gibi çökmüştü.

Tam ümidimi kaybettiğimde gelmişti yabancı. Tam ölmeyi dilediğimde, her şeyden vazgeçtiğimde. Ben o an babamı bile görmek istemedim. Dünyayı önüme verseler, buradan kurtulacağımı söyleseler bile babamı görmek istemezdim. Çünkü çaresizlik ve umut artık yoktu. İstediğim tek şey ölümdü.

DELİ KURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin