Genelevin odasında kanlar içinde bulunmasının ardından kendini müdavimi olunan özel hastanede kilitli bir odada bulmuştu. Nasıl bulduğunu veya ne olduğunu hatırlamıyordu bile.
Onu görmeye gelen doktor ne olduğunu biliyordu ancak parasını alınca susuyordu. Ona ne olduğunu bilen hemşireler de kendilerine düşen paylarını aldıklarında ona sadece acıyan bakış atıyorlardı.
Jihoon aylardır kaldığı genelevin dışında ilk defa zaman geçiriyordu. Bir ayını hastane yatağında tamamen düzelmesi için uğraşılarak geçirilmesi için harcamışlardı. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar hiçbir şey ona o geceyi unutturacak gibi gelmiyordu.
Parça parça düşen fiziksel acı dolu anlar aklına geldiğinde adamın yaptıklarını bir bir hatırlıyordu. O kadar kötüydü ki buna dayanamıyordu. Gün doğana kadar süren işkenceyi düşünmek ona acı veriyordu.
Bir ayın sonunda doktor iyileşti sözünü verdiği an onu almaya gelenlere itiraz etmedi. Hiçbir şeye itiraz etmiyordu. Tüm ruhu çekilmiş gibiydi. Ona harika bir gece geçirten Hoshi ile ona ölümü tattırmak için uğraşan adam arasında gidip geliyordu aklı. İyice yitirmişti sanki kendini.
Patronun karşısında oturduğunda yaptığından memnun sırıtan adama gülümsemedi. Yüzüne dahi bakmadı. Kenardaki tahta desenini saymak daha kolaydı. Ölmüş gibi hissediyordu kendini. Hiçbir enerjisi hiçbir canı kalmamış gibiydi.
Kendi yapacak aklı yoktu ama başka yapsa diye düşünmeden edemiyordu bazen. Alsınlar artık bu canını da bitsin bu işkence istiyordu. Gördükleri onun için yeterince beterdi. Onun bu halini başta kimse takmadı. Yaşadığı şeye yorup birkaç gün daha dinlenmesine göz yumdular.
Ne yemek yemek için ne de başka bir ihtiyacını gidermek için dahi hareket etmeyince Eun Tak başına gardiyan gibi dikildi. Patrona onu kaybetmek üzere olduklarına dair cırlayan Eun Tak ciddiye alındığında birkaç gün daha istirhat etmesine izin verdiler.
Ne zaman konuşsa ona olanları anlatmaktan başka bir şey çıkmıyordu ağzından. En sonunda borcu ve s
sözleşmeyi dilinin ucundan kaçırdığı zaman işler daha da kötüleşti. Eun Tak tüm genelevde yankılanacak sesiyle ortalığı birbirine kattığında üzerine o da dayak yemiş ve susturulmuştu.Başkalarının başına bela açtığını fark ederek sonraki gece için işe çıkacağını ve bu sebeple Eun Tak'ı kapattıkları yerden çıkarmalarını istedi. İtaat edecek olması onları ikna edecek olmuş olmalı ki istediğini yaptılar.
Sonraki gün üzerine bir şeyler takıp takıştırıp salona indiğinde her zamanki yerini daha fazla ürkeklikle aldı. Bu sefer sadece korkmuyordu. Korkudan deliye dönecek gibi hissediyordu kendini. Acı çekecek olmaktan korkuyordu. O adamı görmekten korkuyordu.
"Woozi."
Bir ayın sonunda ilk defa onun sesini duyduğunda başta tanıyamadı. Sesini unutalı çok olmuştu. Kafasını kaldırıp ona baktığında ise o gece kendini rahat hissetti. Zor bir gece geçmeyecekti çünkü o gelmişti.
Hoshi haftalar sonra tekrar onun karşısında tıpkı önceki gibi birebir dikiliyordu. O kadar rahatlamıştı ki bunu anlatabilmesinin tarifi yoktu. Bu gece dayak yoktu. Bu gece işkence yoktu. Bu gece onun himayesi altında özgürlüğü tadacaktı tekrar.
Bulunduğu karanlık odaya alışmış gözleri tekrar onun ışığında hayat buluyordu sanki.
Davet edercesine elini uzattığında kendini ona bu kadar muhtaç hissetmesi dışında hiçbir itirazı yoktu. Elini tuttu ve sakince birlikte odaya çıktılar. Önceki gibi kapıyı açtığında önce o geçti ardından da kendisi. İlk defa anahtarı saklamak için ürkmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Getting Closer | Soonhoon
FanfictionBu hikaye, Lee Jihoon'un çalıştığı genelevde tanıştığı maskeli müşterisi Hoshi ile başlar. "Ve yine insanlık öğretir ki bizi parçalayan en büyük duygu; insan özlemidir. İnsanı bitiren şey yine bir insandır."