0.9

527 73 31
                                    

Üçüncü seanstan sonra Hoshi'ye dair her şeyini ortaya dökmüştü neredeyse. Tüm hissettiklerini yine tüm gerçekliğiyle anlatıyordu. Kendine bile kabullendiremediği şeyleri tek tek döküyordu.

Konu ne kadar geriye giderse gitsin dili sürekli Hoshi'ye gidip geliyordu. Ona olan en derinlerde saklı hisleri karşısında onu pür dikkat dinleyen adam karşısında bir bir dökülüyordu.

İş saatlerine göre ayarladığı seansları yüzünden tüm maaşını oraya yatırıyordu. Bu yüzden ekstra mesaiye kalıp daha fazla para kazanmaya çalışması da çok malumdu.

O gece üst üste üçüncü vardiyasıydı ve on iki saatten fazladır çalışıyordu neredeyse. Bitmesine bir iki saat kalmıştı ancak restoran halen doluydu.

"Jihoon! 3B numaralı masaya bakar mısın?"

Tüm restoran garsonlar arası bölümlere ayrılıp harflendirilmişti. B kodlu masaların bulunduğu bölüm kendine aitti bu vardiya da.

Ona seslenen garsona baktı. Girişte rezervasyonları kontrol edip müşterileri masalarına yerleştiren giriş garsonu ona sesleniyordu.

Her görev için özel garsonlar vardı. Elit kesim için çalışmak böyle oluyordu sanırım. Her şeyleri ile ilgileniliyordu.

Siparişleri aldığı küçük tableti iş önlüğünün cebine attı. Garsonların hepsi siyah gömlek ve pantolon giyer üzerine koyu kahve belden bağlamalı cepli önlük takardı.

"Bakıyorum hemen!"

Arka kısımdan çıkıp masanın başına gitti. Çok şık giyimli iki genç kadın karşılıklı oturmuş birbirlerinin ellerini tutarak gülümsüyorlardı.

"Tekrar hoşgeldiniz, buyrun menüleriniz."

Bankodan aldığı menüleri önlerine koyup gülümsedi. İkisi de uzattığı menülere baktılar. Menüdeki her listeyi inceleyecek gibiydiler.

"İsterseniz karar vermeniz için daha sonra gelebilirim."

Dediğine onay alınca sipariş için beş dakika sonra gelmek üzere saatinin kronometresini açtı. Beş dakika dolduğunda titreyecek ve unutmasını engelleyecekti.

Garsonların bekledi kısma gidip kendisi gibi bekleyen Mina'ya selam verdi. Kalabalık masalardan en uzak köşede giriş garsonların onlara ses vermesini bekliyordu.

"Mina son masan doldu!"

Daha sohbet edemeden yanında duran kız gittiğinde arkasından ona bakıyordu. Gittiği masaya baktığında gördüğü silüet ile yaslandığı banko kollarının altından kaydı sanki.

O kadar benziyordu ki adeta nutku tutuldu. Suratında bir maskesi olsa daha emin olabilirdi belki. Gözleri öyle kitlendi ki o simaya. Takım elbisesiyle duruşuyla boyuyla posuyla o kadar benziyordu ki.

Yüzünden emin olamıyordu sadece. Onu ayakta tutmayan bankodan çekti elini kolunu. Menüyü uzatan Mina'ya rağmen onunla göz göze geldiğinde heyecandan dili damağı kurudu.

Birkaç adımda yanına varıp ona basitçe Hoshi diyebilirdi. Bu o kadar basitti ki yine de emin olamıyordu kendinden. Psikoloğun dedikleri canlanıyordu aklında.

Gün geçtikçe ona olan hasreti arttıkça daha çok benzeteceğini daha çok yanılacağımı biliyordu. Ona olan hasreti artıkça daha çok sanrılar görecek daha çok hayalini kuracaktı. Bunun da bir sanrıdan başka bir şey olmama ihtimali vardı.

Gözlerine değen birkaç saniyelik bakıştan aradığı hiçbir şeyi göremedi. Görmek istediği yüz o olsa da maskenin altında gördüğü gözlerin ona ait olup olmadığından emin değildi.

Getting Closer | SoonhoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin