0.7

518 75 26
                                    

Tüm restoranı üç kişi birden paspas yapıp masaları yerlerine getirdikten sonra bugün akşamki vardiyası çoktan bitmişti. Saat gece yarısını bulmak üzereydi. İş önlüğünü arka odaya bırakıp çıkış yaptığına dair kasiyere haber verdi.

Daha iki ayını tamamlamadığı eve döndüğünde daha kapıyı çalmamıştı ki onu bekler gibi Jiyo bir anda kapıyı açtı. Heyecanlı ve yüzünde tatlı bir telaş vardı. Eliyle acele içeri geçmesini söylediğinde bu telaşı gülümsemesine sebep olmuştu.

İçeri geçti ve onu salona ittiren kızın peşinden gitti. Sesi sonuna kadar açık televizyonda geçen son dakika haber tüm evde yankılandı.

"Organize fuhuş çetesi polis baskını ile çökertildi."

Donup kaldı bir anda. Spikerin dediği şeyden sonra gösterilen bina ve içeriden çıkarılan herkes çok tanıdıktı. Buna inanamıyordu.

Kanunların görmek istemediği, polisin haber uçurduğu orası nasıl olmuştu da yakalanmıştı? Nasıl olmuştu da zengin çevrenin eğlencesi adına susulan bu yer yakayı ele vermişti? İmkansızdı. Normalde olacak iş değildi bu.

"Genelev düştü! Artık özgürsün!"

Heyecanına yenik düşerek yere çöktüğünde ekranda eski patronunun kafası eğik çıkarılırkenki görüntüsü geçiyordu. Herkes tek tek başı eğik üniformalıların arasında götürüyorlardı. Aradan geçen Eun Tak ve Jeonghan da buna dahildi.

"Yarın sabah erkenden polise gideceğim belki abimi gösterirler."

Tek başına gidemezdi. Oraya gidip onlara destek olmalıydı. Kendisi de o cehennemden çıkmıştı ve diyecek iki üç lafı vardı.

"Ben de geleceğim."

Yarın sabaha kadar bekleyemezdi hatta. Bu gece gitmeliydi gerekirse karakolun kapısında yatardı ama gitmezdi.

"O adam daha yeni yakalandı. Ne olacağı da belli değil eğer sen şimdi ortaya çıkarsan ve o bir şekilde oradan kurtulursa tehlikeye düşersin."

Ne kadar kabullenmek istemese de patron sandığından daha da güçlüydü. Şimdiye kadar yakalanmamışsa bir şekilde kurtulma ihtimali de vardı. İşte o zaman bu kendisi için bitiş demek olurdu.

Bu sebepten ötürü korkup kaçarsa ona yardım eden insanları arkasını dönmüş olmaz mıydı? Kaçması için bu kadar yardım etmelerine nasıl göz yumardı? Bunu yapamazdı.

"Bunu yapamam, onlara yardım etmem lazım."

İtiraz dinlemek istemediği için diyeceğini önemsemedi. Üzerine bir şey almak için odaya gitti. İki kez ölmeyi göze almıştı zaten. Bir kez daha kendini tehlikeye atmasının hiçbir önemi yoktu.

Üzerini aceleyle değiştirmişti ki odanın kilit sesini duydu. Kendi odasının kapısı iki kez kilit atmıştı. Duyduğuna inanamaz bir şekilde kapı kolunu iki kez bastırsa da açılmadı. Kilitlenmişti. Jiyo onu odaya kilitlemişti.

"Jiyo! Kapıyı açar mısın?"

Tekrar oynattı kapı kolunu. Emin olmuştu iyice. Gerçekten odaya kilitlenmişti. Gitmemesi için onu kilitlemişti.

"Üzgünüm Jihoon ancak seni gizleyeceğime dair abime söz verdim. Bu yüzden lütfen beni mazur gör."

Hiçbir sözü ya da bağırışını umursamadı. Çoktan gittiğini biliyordu ya orası ayrı bir şeydi. Dönüp dolaştığı odada sabaha kadar kilitli kaldığında biraz daha sakinleşmişti. Onu düşünen kıza karşı bir öfke besleyemiyordu.

Öğlene doğru kapısı açıldığında Jiyo elinde büyük bir tepsiyle içeri girdi. Yüzünde mahcup bir ifade vardı. Kendini affettirmek için hazırladığı tepsi ile yüzünde kocaman gülümseme vardı.

Getting Closer | SoonhoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin